Erzurum Güncel- Kıtlama şekerli çayın tiryakisi olan öğrenciler, birbirlerine ‘Dadaş neydirsen?’ diye hitap ediyor.Doğu Afrika ülkesi Somali’den Erzurum’a 4 yıl önce lise öğrenimi için gelen 23 erkek öğrenci kısa sürede Türkçeyi öğrenip Erzurum’un kültürüyle bütünleşti. Kıtlama şekerle limonlu çay içip ‘Sarı Gelin’i söyleyen Afrikalı öğrenciler, anlattıkları Erzurum fıkraları ile de okulda ve şehirde ilgi odağı haline geldi.Kimse Yok Mu Derneği, Somali Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı eğitim protokolü kapsamında 2011’de 309 öğrenciyi lise ve üniversite eğitimi için Türkiye’ye getirmişti. Türkiye’nin çeşitli illerindeki özel okullara dağıtılan konuk öğrencilerden 23’ü Erzurum Özel Aziziye Eğitim Kurumları Anadolu ve Fen Lisesi’nde burslu eğitime başlamıştı. 4 yılı geride bırakan misafir öğrenciler, Türkiye’ye ve Erzurum’a alıştı. 40 derece sıcaktan, eksi 30 derece soğuğun yaşandığı Erzurum’a gelen 23 öğrenci, hayatlarında ilk kez kar ve kış görmenin şaşkınlık ve heyecanını bir arada yaşadı. Kısa sürede kışa alışan öğrenciler, şaşılacak bir hızda okula, arkadaşlarına ve Erzurum’a uyum sağladı. Hint Okyanusu’nun kıyısından Palandöken’in kekik kokulu eteklerine eğitim için gelen Somalili öğrenciler, yüksek motivasyon ve moralle Erzurum’un kültürünü benimsedi. Asrın evrensel iletişim dili ve dervişi kabul edilen bir bardak çayın renginde yeni dostluklar ve arkadaşlıklar kuran öğrenciler adeta, Erzurum’a Afrika’nın hoş kokulu baharatlarının rayihasını taşıdı.DADAŞ HELE BİR SOLUKLANAbdulvahap Muhammet, Abdulkadir Ali ve Kafi Jeylani Hasan, ülkelerinde içtikleri zencefil, tarçın, karanfil ve süt karışımlı çayın tadını Erzurum’da unutmuş. Tiryakisi haline geldikleri odun ateşinde semaverde demlenen çayı limonla besleyip, kıtlama şekerle taçlandıran Somalili öğrenciler, boş vakitlerinde ya da hafta sonu izinlerinde Erzurumlu sınıf arkadaşlarıyla semaver çayı servis eden mekânların müdavimi oldu. Otantik mekânlarda cam bardakta çay içerken türkü söyleyip, Erzurum şivesi ile fıkralarını anlatıp sohbet eden öğrencilerin birbirlerine hitaben “Dadaş neydirsen? Hele bir otur bir soluklan.” sözleri, yaşadıkları kültürü ne kadar benimsediklerinin göstergesi gibiydi.‘OLA GAPIYI ÖRTÜN, CERYAN YAPİR’Siyah kıvırcık saçları, çikolata renkli teni ve gülümserken inci dişleriyle küçük omuzları üzerindeki başının ortasındaki alev alev gözleriyle çevresine sinerji yayan Kafi’nin Erzurum şivesiyle anlattığı fıkralar ise dinlenmeye değer: “Erzurumlunun birisi ölmüş. Mizanda günahları ve sevapları eşit gelmiş. Melekler, ‘Cennete mi yoksa cehenneme mi gitmek istersin?’ diye sormuş. Erzurumlu, ‘Cehennem sıcaktır oraya atın.’ demiş. Melekler bir zaman sonra, ‘Erzurumluyu cehennemde unuttuk, çıkartalım.’ demiş. Cehennemin kapısı aralanır, Erzurumlu içerden bağırır: Ola gapiyi örtün, ceryan yapir.”ÇAY BENDEN BARDAK BENDEN, SENE NE OLİR?Lise son sınıf öğrencisi Abdulkadir Ali de Erzurum fıkralarına merak sarmış. Çok sayıda Erzurum fıkrası ezberleyen Ali’nin en çok hoşuna gideni Erzurumlu ezenin (teyzenin) çay fıkrası. Kıtlama şeker eşliğinde bakır renkli çayını yudumlayan Ali’nin anlattığı fıkrayı dinleyelim: “Erzurumlu biri ezesinin evine gidir. Semaverde demlenmiş çayı ezesi buna ikram edir. Bir, iki derken sayı 40’ı bulir. Erzurumlu, 41. bardakta ezesine “Eze yeter artık bene tokinir.” der. Ezesi bu lafa çok sinirlenir: “Vıış... Toprağ başan dokunsa bana dokunur; çay da benim bardak da; sene ne olir?”AŞKIN VE ÖZLEMİN RENGİ: SARI GELİNPeş peşe yudumlanan ve sonu gelmeyen çayların ardından Somalili öğrenciler, yaşadıkları hasreti Somali türküleri yerine Erzurum türküleri ile gidermeye çalışıyor. ‘Sarı Gelin’ türküsünü söylerken muson rüzgârlarının alıp Afrika kıtasına taşıdığı misafir öğrenciler, aşkın, özlemin ve gurbetin ikliminden, sınıf arkadaşları Abdulhamit Kuyucu ve Murat Hafızoğlu’nun “Dadaşlar anam sizi yarın akşam yemeğe davet edir.” teklifiyle kendilerine gelip, bir sonraki hafta yine aynı yerde meşk etmek ve limonlu çaya kaldığı yerden devam etmek temennisiyle okul ve yurtlarına dönüyor.