Yerel medya, ne ilimizde, ne de ülkemizde hak ettiği değeri bulmadı bugüne kadar. Yıllarca denetimden yoksun, başına buyruk, kimi üç kuruşluk resmi ilan için, kimi besleme basın niyetine, tehdit ve silah gibi kullanılarak başına buyruk korku imparatorluğu kurdu. Sektör içindeki pislikler, beslemeler, tehditçiler, kalemşörler ayıklanıyor birer birer.Dünyada el üstünde tutulan, gücü ulusal medyadan daha etkin olarak kabul edilen yerel medyadan bazılarının ilimizde kimlerin elinde olduğunu, nasıl kullanıldığını biliyoruz.Hep örnekleriyle anlattık, çok kereler ama nafile. Kimseyi ikna edemedik veya inandıramadık. Sanki birilerine inat yazı kaleme alıyormuşuz gibi algılandı sürekli. Bu kentte herkesin "aman bana bulaşmasın" korkusuyla, ya da "günü geldiğinde nasıl olsa kullanırım" düşüncesiyle beslediği o tetikçi medya gücünü elinde bulunduranların neler yapabileceği zaman içerisinde gördük.Bu kentte tetikçi, besleme ve çıkar uğruna gazetesini silah gibi kullanan kim olursa olsun, gerçeği görmezden gelen, sevdiğinin suçlarını örtüp, sevmediğini karalama kampanyası başlatan hangi gazete veya gazeteci olursa olsun korkmadan her şeyi yüzüne haykıralım. İster okur, ister siyasetçi, isterse bürokrat veya medya mensubu olarak, sırtımızı dönüp, kapımızı kilitleyelim.Unutmayalım ki, besleme tetikçi gazetecinin teröristten farkı yoktur. Bir gün yemini senden daha çok veren çıkarsa, silahını sana çevirir. O yüzden toplumu sömüren ve gücü silah gibi kullananlar kadar cesur olmalıyız. Yoksa yerel medya tetikçi olur.Evet, dün Erzurum’da tetikçi medyaya yönelik operasyon yapıldı. Bunlar, bu şehirde namuslu iş adamlar gibi bize de saldırdılar. Ama biz korkmadık, bunları adaletin önüne çıkardık. Buradan, canı yanan herkese sesleniyorum. Namussuzlar kadar, sizde cesur olun. Tehdit ve şantaja maruz kalmışsanız, Cumhuriyet Savcıları sizi bekliyor…“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” Büyük devlet adamımız İsmet İnönü'nün bu sözünün her devirde geçerli olduğuna inanıyorum.