Erzurum Güncel- İşte o yazı....
Erzurum'da CHP, eski il başkanı Bülent Oğuz'un taciz iddiasıyla Türkiye gündemine geldi.
Zaten başka türlü gelemezdi.
Oysa Erzurum'da CHP, 1980 öncesi Belediye başkanı, Milletvekili ve senatör seçmiş bir şehir.
En son 1983'de Halkçı Partiden(Hilmi Nalbantoğlu), meclise milletvekili göndermiş.
Onda sonra CHP Erzurum'da uyuma süreci başlatmış.
Bu süreç günümüze kadar gelmiş.
Aslında Erzurum'da solun belli bir tabanı var.
Ama ne kerametse bu taban, her yıl eritilmiş.
Ya da, bu taban Erzurum'dan göç edip gitmiş.
Solun, 1983'ten sonra hiç milletvekili olmadığı Erzurum'da, sadece il başkanlarıyla temsil edilmiş.
Bu atanan, il başkanları da sadece koltuklarında oturmuş.
Ben 1987'den beri Erzurum'da gazetecilik yapan biri olarak, CHP'nin hiç muhalefet ettiğini görmedim ve duymadım.
Göreniniz ve duyanınız var ise lütfen yorum olarak yazsın.
Yani Erzurum'un muhalefetini sadece Erzurum'da bir kaç gazeteci yapıyor.
Bu gazeteciler de, bazı makam sahipleri tarafından adeta cezalandırılıyor.
Yani bakın, genelleme yapmıyorum ve genel bir suçlamada bulunmuyorum.
Yani, fikri, zikri ne olursa olsun yanlış yapanlara karşı muhalif oluyoruz.
Yani öyle CHP'nin yaptığı gibi de değil.
Bu gazeteciler,parti ayırt etmeksizin eğriye eğri, doğruya doğru demeyi de biliyorlar.
Onun için sevenimiz de çok, sevmeyenimiz de.
Allah eksikliklerini vermesin...
Neyse ben geleyim asıl konuma,
Erzurum CHP'de yaşanan son rezaletten sonra, genel merkez iyi düşünmeli ve iyi taşınmalı.
Erzurum'a layık bir başkan bulup atamalı.
Donanımlı olmalı,
Şehri iyi bilmeli,
Erzurum'da dönen dolapları takip etmeli,
Erzurum'un sorunlarını gündeme getirmeli,
Yolsuzluk dosyalarını Ankara'ya taşımalı,
Yumruğunu vurduğu zaman ses getirmeli,
Yani Erzurum'u yönetenlerin, Erzurum'da bir muhalefet partisi il başkanı olduğunu his ettirmeli.
Birileri, gibi yandaşlarına yaptırdığı haberlerle boy göstermemeli...
Şimdi diyenleriniz vardır, Erzurum'da nerede böyle bir adam...
Aslında azda olsa var.
Yeter ki CHP Genel Merkezi gözlerini açıp, Erzurum'a dürbünle değil, gözleriyle baksın...