Gazete Güncel- Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı ve Pulurhöyük Kazı Sahası Başkanı Doç. Dr. Rabia Akarsu yönetimindeki kazılarda, 7 tabaka tespit edildi. Erzurum’un erken dönemini araştırdıklarını vurgulayan Akarsu, “ Selçuklu dönemine kadar burada kesintisiz bir yerleşim olduğunu görüyoruz. Pulurhöyük’ün günümüz itibariyle 7 bin yıllık geçmişini, yaptığımız çalışmalarla ve çalıştığımız radyo karbon örnekleriyle kesinleştirmiş durumdayız” dedi.
Erzurum’un Aziziye İlçesine bağlı ve şehir merkezine 14 kilometre uzaklıkta bulunan Ömertepe Mahallesi’nde Pulurhöyük kazıları devam ediyor. Erzurum’da Cumhurbaşkanı Kararlı ilk ve tek kazı sahası olan Pulurhöyük’te yaklaşık 10 gence iş istihdamı sağlanıyor. Atatürk Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ortaklığı ile yapılan kazılarda milattan önce 4300 yılına ait buluntular tarihe ışık tutuyor. Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı ve Pulurhöyük Kazı Sahası Başkanı Doç. Dr. Rabia Akarsu yönetiminde gerçekleştirilen kazılarda gün yüzüne çıkarılan tarihi eserler Erzurum Müzesi’ne teslim ediliyor.
7 tabaka tespit edildi
Dört yıllık çalışmalarında höyükte 7 tabaka tespit ettiklerini dile getiren Doç. Dr. Akarsu,” Selçuklu dönemine kadar burada kesintisiz bir yerleşim olduğunu görüyoruz. Pulurhöyük’ün günümüz itibariyle 7 bin yıllık geçmişini, yaptığımız çalışmalarla ve çalıştığımız radyo karbon örnekleriyle kesinleştirmiş durumdayız” dedi.
Erzurum’un erken dönemini araştırıyoruz
Kazılarda öncelikle Erzurum’un erken dönemini araştırdıklarını vurgulayan Doç. Dr. Akarsu,” Doğu Anadolu bölgemizin erken döneminde yaşayan halklar ve bu halkların yaşam kaynakları, geçim biçimleri ile ilgili bilgilere ulaşmayı hedefliyoruz. Höyükler aslında daha çok kırsal yaşantının devam ettirildiği, pek çok tabaka üzerinde mimari izlerin ve yaşam izlerinin açılabildiği yerleşim alanlarıdır. Höyükleşme genelde tarıma müsait, hayvancılığın yapılabileceği alanlarda olur. Şuanda Erzurum Ovası'nda bir tepe olarak yükselen Pulurhöyük, höyükleşmenin bir kalıntısıdır. Günümüzde de burada köy, halen aktif bir şekilde devam ediyor. Bu da bize buranın neden tercih edildiğini gösteriyor” diye konuştu.
Turizme açılacak
Yerel yönetimlerin destekleri ile alanın kısa sürede turizme açılacağını belirten Akarsu, “Pulurhöyük, Erzurum merkezine yaklaşık 15 dakika gibi çok kısa bir mesafede yer alıyor. İlerleyen yıllardaki amacımız burayı turizme kazandırmak. Şehirde bulunan medrese, türbe gibi değerli yapıların yanında, bu tarz Erzurum'un erken dönemi ile ilgili görsel bilgi verilmesi ve gelen turistlerin ilgi odağı olmasını çok istiyoruz. Çevre düzenlemesi ve gerekli yapılarla kent turizmine katkı sağlayacağına çok eminiz” ifadelerine yer verdi.
Birçok dönemden eserler ortaya çıktı
Doç. Dr. Akarsu, Orta Çağ’dan itibaren Geç Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı 1, 2, 3 evreleri, Orta Tunç Çağı, Genç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı ve Selçuklu izlerini tabakalarla burada tespit ettiklerini dile getirdi. Akarsu,” Burada yaşayan halkların hem savaşçı yönlerini gösteren hançer gibi buluntular, hem de tarım yaptıklarını işaret eden öğütme taşları, havaneleri, çeşitli kemik aletler bulabiliyoruz. Bunların yanı sıra çok sayıda seramik buluyoruz. Bu seramiklerin üretimi ile ilgili kil ocakları, seramik üretim alanları ve tabanları da açığa çıkarıyoruz. Aynı zamanda bu insanların yaşam sürdükleri mekân olarak kullandıkları taş temel duvar izlerini, hem kare hem de dikdörtgen formlarda açığa çıkardık. Geçtiğimiz yıllardaki çalışmalarda yerleşim yerinin güvenlik altına alınabilmesi için bir çevre duvarı ile çevrelendiklerini bu çalışmalarla haberdar oluyoruz ”ifadelerini kullandı.
Kazı evi istiyoruz
Yerel Yönetimlerin desteklerine ihtiyaç duyduklarını dile getiren Akarsu, “Özellikle buraya bir kazı evi, ya da ziyaretçi merkezi gibi yapılarla turist odaklı bir yerleşim olmasını istiyoruz” dedi.
Ali Kaya/ Pusula