Erzurum Güncel- Köy muhtarları ve mahalle muhtarlarına yapılan ödenekler yüzde yüz oranında arttırıldı.Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yeniden yargılama konusunun hükümetin konusu olmadığını belirterek, "Bugün görüşmedik. Gündemimizde de yoktu" dedi. Arınç, HSYK'nın düzenlemesiyle ilgili kanun teklifinin Adalet Komisyonunda görüşüldüğünü belirterek, "Her kanun teklifi gibi komisyonda görüşülmeye başlandı. Komisyonda bazı tartışmaların yaşandığını biliyorum. Tek tek tahlil ederek, 'şu haklıydı şu haksızdı' diyecek durumum yok. Görüşmelerin yapılamaz hale getirenleri biliyorum ama bunları tartışmanın bir manası yok. Bu görüntüler ilk defa da olmuyor. Bazıları uçan tekme atıyor. Bazıları ellerindeki atıyor. Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Bu TBMM’ye yakışmıyor. Oradaki bulunanların büyük bir kısmını bir şeye karşılık vermek ya da görüşmelere devam etmek istediklerini görüyoruz. Bir Tayvan Parlamentosundan Ukrayna parlamentosuna kadar benzer şeyleri görüyoruz ama biz TBMM’yiz örnek olmaz zorundayız. İşi fiili saldırıya götürmek hiçbir zaman tasvip edemeyiz. CHP’ye de seslenmek lazım. Siz benzer durumlarda komisyon salonunu komisyon üyesi olmayan milletvekilleriyle basmak durumunda kaldınız. Bu görüntülerdeki payınızın biraz daha fazla olduğunu düşünüyorum" dedi. Arınç, teklifin, Anayasaya aykırılık konusunun ağızlarda sakız olmaktan çıkması gerektiğini belirterek, "Çünkü TBMM içtüzüğü gereği getirilen tekliflerin önce anayasa aykırılık konusunda incelenir. Bugün tekli komisyona geldi başkan komisyonu topladığında anayasaya aykırılık konusunu karar bağlamak zorundadır. Bugün hava güzel ama anayasaya aykırı böyle saçma sapana şeylerle gelirseniz işin ciddiyetini bozarsanız. Sonra cumhurbaşkanının önüne gidecek. Anayasa aykırı değilse imzalayacak. Bununla da bitmiyor Anaysa Mahkemesi var. Kat kat denetim varken anayasaya aykırılık şimdiden söylenemez" dedi.Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, muhtarların ödeneklerinin 871 TL'ye çıkarıldığını söyledi."KAVGA GÖRÜNTÜLERİ TBMM'YE YAKIŞMIYOR"Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Adalet Komisyonu'nda uçan tekmeler atıldığını, elinde ne varsa onların atıldığını belirterek, bu görüntülerin TBMM’ye yakışmadığını söyledi.Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.Arınç, yeniden yargılama konusunun Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda gündeme gelip gelmediği sorusuna, "Yeniden yargılanması konusu hükümet konusu değildir. Bugün görüşmedik. Bugün gündemimiz de yoktu. Daha önceki açıklamaları biliyorsunuz. Bu konu üzerinde çalışanlar var. Barolar Birliği Başkanı sayın Başbakanımızı ziyaret etmişlerdi. Başkalarını da ziyaret ettiler. Bu konu üzerinde sayın Başkanımız Adalet Bakanımızı konu üzerinde çalışılsın talimatı verdi. O günden bu yana değişen bir durum yok" cevabını verdi.HSYK ile ilgili hususları içeren bir kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşüldüğünün altını çizen Arınç, "Bu kanun tasarısı değildir. Bir kısım milletvekillerinin bir kanun teklifi olarak verilmiştir. İçerisinde Adalet Akademisinden başlayarak HSYK’nın yapısını da bazı konular bir değişikliğe uğratan bir kanun teklifidir. Her kanun teklifi gibi Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanmıştır. Evet; bende televizyon ekranlarından, gazetelerdeki fotoğraflardan tartışmalı geçtiğini yine bazı milletvekillerinin kavgaya dahil olduklarını, orada bazı tartışmaların yaşandığını biliyorum. Bunları tek tek tahlil ederek şu milletvekili haklıydı, bu haksızdı, aslında olaylara şu sebebiyet verdi diyecek durum yok. İsim isim olarak bunların niçin oraya geldiklerini, tartışmanın niçin çıktığını, görüşmelerin yapılamaz hale getirilmesinde kimlerin daha şiddetli davrandığını biliyorum ama bunları tartışmanın bir faydası yok. Kaldı ki bu görüntüler TBMM’de ilk defa da sergilenmiyor. Daha önce 4+4+4 kanun teklifi görüşülürken de mesela bir grup başkanvekilinin ağırlı bir kilo olan bir şeyi elinde Milli Eğitim Komisyonu Başkanı o zamanki şimdi Bakanımıza fırlattığını hepimiz görmüştük. Bazıları uçan tekme atıyorlar. Bazıları elinde ne varsa onu fırlatıyorlar. Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyorlar. Bir kavga, bir curcuna gidiyor. Bu TBMM’ye yakışmıyor. İçerisinde dahil olan milletvekillerimizin de hiç birine yakışmıyor. Kavgada kim rol oynadı, kim kime ne yaptı bırakalım bunları herkes vicdanlarında karar versin. Ama orada bulunanların büyük bir kısmının ya bir şeye karşılık vermek üzere veya görüşmelerin en azından devamını sağlamak üzere bir tartışma içinde olduklarını görüyoruz. Milletvekillerimize de TBMM’ye de, komisyona da yakışmayan görüntüler. Evet bazı ülkelerde buna benzer kavgalar çıktığını biliyoruz. Bir Tayvan parlamentosundan, bir Ukrayna parlamentosuna kadar ama biz TBMM’yiz. Örnek olmalıyız. İtirazlarımızı elbette yaparız. Konuşmaları elbette sonuna kadar yapma hakkımız var. Ama bir şeyi engellemek için kavga çıkarmak hatta işi fiili saldırıya götürmek hiçbir zaman tasvip edilemez. O yüzden ben bu görüntülerin hoş olmadığını söylemek istiyorum ama CHP’ye de buradan seslenmem lazım; siz buna benzer pek çok olayda komisyon toplantı salonunu komisyon üyesi olmayan milletvekillerinizle basmak oradaki görüşmeleri engellemek ve elinize ne geçerse bunu kullanmak durumunda kaldınız. Bunları videolardan izlemek mümkün. TBMM’nin hafızası da bunu öngörüyor. Dolayısıyla bu görüntülerdeki payınızın biraz daha fazla olduğunu düşünüyorum. Yoksa fert fert şu haksızdır, bu haklıdır demek durumda değilim. Siz Zeyid Aslan’ı örnek göstermeye kalkarsanız bir başkasıda Kamer Genç’in yaptıklarından başlar. Öbürü Veli Ağbaba’yı söylerken bir diğeri bir başka isim söyleye bilir. Al birini vur ötekine birbirinden farkı kalmaz. Dolayısıyla grup başkanvekillerinin özellikle onların amiri durumunda bulunan grup başkanlarının yani genel başkanların bu tür tartışmalara girmemek konusunda milletvekillerini uyarması lazım. Yoksa ‘yürüyün aslanlarım arkanızda ben varım’ diyecek olurlarsa Meclis’te hiçbir görüşme rasyonel bir şekilde yapılamaz. Bu üzüntü verici bir durumdur. Biz kendi açımızdan bir teklifin görüşülmesinde tasarımız olsa belki farklı şeyler söyleye bilirdim ama milletvekillerinin verdiği bir teklifin özgür bir ortamda yine hukuki bir şekilde tartışılması lazım. Bunu engellemeye çabalamak, kavga çıkarmak oraya konuyla alakası olmayan insanların getirmek ve onların üzerinden bu toplantıyı yapılamaz hale getirme çabalarını hoş görmüyorum" dedi.“İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala geçtiğimiz günlerde bir bankanın, 17 Aralık operasyonu öncesinde döviz alımı yaparak 2 milyar dolarlık kazanç elde ettiğini, bu konuda elinde belgeler olduğunu açıkladı. Ancak merkez bankası ne söz konusu bankanın ne de başka bankanın bu tür bir gelir elde etmediğini duyurdu. Sayın Ala elindeki belgeleri henüz açıklamadığı gibi, bazı kamu kurumlarının da bu bankadan yüksek miktarda mevduatlarını geri çektikleri ortaya çıktı. Bu da kamuoyunda bankaya karşı bir operasyon yapıldığı algısı oluşturdu. Siz bankaya karşı olduğu gözüken bu girişimleri nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu üzerine Arınç, şu cevabı verdi:"Bahsettiğiniz katılım bankasının ismini vermeyeceğim. Ama benim de geçmişten bu yana elimde küçük bir birikimim olsa oraya yatırdığımı herkes bilir. sayın başbakan da bu konuda herhangi birşey söylemedi. Efkan ala bakanlığa geldikten sonra bir TV programında böyle bir söz söylemiş olabilir. O da isim vermedi. Burada enterasan olan şey şudur. İsim vermeden yapılan bazı açıklamalara birilerinin cevap vermesi. Bu takdirde bu yanlış anlaşılabilir yani bu denir ki bu seni nereden ilgilendiriyor kardeşim. Yoksa sen bu musun diyenler olabilir. Bu sebeple bu sorunuzu, madem ki bir ajanssınız gazeteler de var, hergün birinci sayfadan kimi kastettiniz, elinizdeki bilgiler belgeler nedir diye sormanız lazım. cevabını ondan alacaksınız. yalnız böyle bir konuyu, yani orada kamunun orada parası vardı bu paralar çekiliyor şeklinde bir söz külliyen yanlıştır. Neden biliyor msunuz. benim başıma da geldi onun için. İş Bankası'nda Atatürk'ün vasiyeti üzerine bize pay veriliyor. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu. Biz oradan gelen paraları bütçe plan komisyonunda tartışıldığı için biliyorum. 3 kamu bankasından birine yatırmışız. Diyorlar ki niye İş Bankası'na yatırmıyorsunuz da paranızı bu 3 kamu bankasından birisine yatırıyorsunuz. Para da az değil. 5 - 6 yüz milyon liralık bir paradan bahsediyoruz. Ama bunu soranın Türkiye'den haberi yok. Neden? Çünkü 3 yıl önce Maliye Bakanlığı Kamu Hazinadarlığı Genel Tebliği yayınladı. Dedi ki; kamu kurumlarının yani genel bütçede sayılan kurumların ellerindeki parayı 3 kamu bankasından başkasına yatırması doğru değildir. süre verdi. galiba 31 Aralık 2011 veya 2012 olabilir. O tarihe kadar bankalardaki paralarınızı kamu bankalarına yatıracaksınız. Dolayısıyla benim tercihim başka özel bankalardan yana olamaz, ben bir kamu kurumuysam. Biz de devlet geleneğidir 3 bankaya sorduk. Bu paraya hanginiz daha çok faiz vereceksiniz? 8.75, 9.25, 9.5...9,5 verene al param sendedir sen daha fazla faiz veriyorsun dedik. Yüzüm biraz kızarıyor bunu söylerken ama farkındasınızdır. 3 banka arasında biz tercih yapmak sorundayız. Yani hangi kamu kurumlarıymış ki o sizin bahsettiğiniz katılım bankasında parası var. Doğrusu merak ediyorum olması mümkün değil. Olursa Maliye Bakanlığı el koyar hesap sorar. O bankalarla ilgili BDDK'nın da güzel bir açıklaması oldu. Bankaları hedef alan yayınlar yapılmasın dedi. Bundan daha başka ne yapılabilir bilmiyorum. Özel şirketlerin parası var da onlar almışsa buna kimse birşey diyemez. Yani diyelim ki herhangi bir gıda şirketi herhangi bir seyahat şirketi herhangi bir başkası o bankayla çalışıyorken, çünkü katılım bankaları artık normal bankaların işlevini de görüyor. Ama düşünmüş taşınmış ben paramı burdan alayım demişse hayır sen mutlaka paranı orada tutacaksın diye bir hüküm yok. Dolayısıyla ben bu bankaların hedef gösterilmediğini düşünüyorum. Ama eğer bunu kastederek konuşmuşsa, siz içişleri bakanımızın ağzından çıkan bu sözleri kendisine sürekli sorarak, yaptığının ne anlama geldiğini öğrenebilirsiniz. İkincisi kamu kurumlarının o bankalarda parası yoktur. O bankalar da katılım bankasında olmadığı gibi Akbank'ta da Garanti'de de İş'te de yoktur. çünkü Maliye Hazinadarlığı genel bütçedeki kurumların paralarının kamu bankalarında olmasını öngörüyor".