Erzurum Güncel- 7 yıl önce Diyarbakır’da evlerinde oğlunun rahatsızlanması üzerine, Diyarbakır Devlet Hastanesine kaldırdıklarını anlatan 45 yaşındaki acılı anne Ayfer Işıkhan hastalık sürecini anlattı. Anne Işıkhan,”7 yıl öncesinde oğlum rahatsızlandı, Diyarbakır Devlet Hastanesine götürdük. Muayene edilirken, beyinde tümör olduğu anlaşıldı. Emar’ını çektiler, daha sonra Gaziantep Üniversitene gittik. Burada ameliyat oldu, 4 ay süren tedavisi bitti, derken daha fazla tedavi alamayacağını söyledi hocalarımız. Temiz bir yer bulursanız güzel bir yer bulursanız çocuğunu orada tedavi ettirin dediler. Bende maddi imkanlar el vermediği için oğlumu Diyarbakır’da tedavi olsun istedim. Dicle Üniversitesine götürdüm, hayati riski var dediler. Biz yapamayız deyip, Adana’ya Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine geldik. Bir ay içinde 6 defa hastaneye tedaviye geldim, 6 ay geçtikten sonra biz bir şey yapamıyoruz çocuğunu götür dediler bana. Nereye götüreyim ben? Çaresiz böyle boş kadım. Hastaneden çıkmam dedim, bana bir hastane önerin dedim, ve şuan kaldığımız özel hastaneyi önerdiler. Oğlumu şuan ki getirdiğim hastaneye şuuru kapalı bura getirdim” dedi.
‘Soğuk almış diye nane limon kaynattım, beyin tümörü olduğu öğrendim’
7 yıl önce, evde bir anda rahatsızlandığını anlatan anne Işıkhan,” Oğlumda dengesizlik oluştu, mide bulantıları falan, ben soğuk almış diye nane limon kaynattım. Baktım ki olacağı yok, hastaneye götürmek zorunda kaldım. Hastanede beyin tümörü olduğunu öğrendim. Ben 7 yıldır, sağ sol eş dost yardımıyla oğlumu tedavilerini tamamladım” şeklinde konuştu.
‘7 yıldan sonra hastalık tekrarladı’
Oğlunun emar kontrolleri sırasında, 7 yıldan sonra hastalığın tekrarından korktuklarını anlatan anne Işıkhan,” Hastalığın tekrarlanıp tekrarlanmadığı öğrenmek için patoloji sonucu gitti, patolojide hastalığının tekrarlandığını söylediler. Şuan tekrar çocuğum tedavi altına alındı. Beyinin de 3 yerde dağınık şekilde tümör tespit edildi. Ameliyat olamıyor. Beyinden idrar yoluna inen bir şantımız var. Ameliyattan sonra göz ve ağız kısmı felç geçirdi. Gözüne altın platin takıldı. Gözü kapanmıyordu, 3 yıl önce onun ameliyatı yaptırarak altın platin takıldı. Öyle kapanmaya başladı” dedi.
‘Oğlum 2 yaşındayken babası öldü, ondan kalan 550 TL maaş ile geçiniyoruz’
Oğlunun 2 yaşındayken, babası Cemal Işıkhan’nın 35 yaşında öldüğünü ve ondan kalan para ile geçindikleri belirten anne Işıkhan,” Eşimden kalma maaşım ar. Aldığım maaş şuan yetersiz 500 lira para elime geçiyor. Paranın 200 lirası çocuğum için çektiğim krediye gidiyor. Bana da sadece 300’ü kalıyor. Gerçekten çaresizim bütün gerekli resmi işlemlere başvurdum, ağlayan bir anneyi duyun, eşim yok hiç kimsem yok. Yardım edenim yok, Allah rızası için sesleniyorum. Yeter ki benim çocuğum tedavisine bir çare bulunsun, ben para yardım istemiyorum. Ben çocuğumla tek kalıyorum, 15 gün kulağı duymadı ben duvarlarla konuşuyordum” diye konuştu.
‘Oğlum benim sana bakmam lazımken, sen bana bakıyorsun diye üzülüyor’
20 yaşındaki oğlu İbrahim Işıkhan’ın, hastalığına üzüldüğünü belirten anne Işıkhan,” Anne diyor, 7 yıldan sonra bu nasıl oldu diye soruyor. Anne bu parayla nasıl yapacaksın diyor. Ben seni üzüyorum 20 yaşında benim çalışıp sana bakmam gerekirken, ben sana borç çıkarıyorum diye oğlum isyan ediyor. Çocuğumun fiziksel durumunda hiçbir değişiklik olmadı belirtide olmadı bu hastalığı taşıdığına dair, bizde bunun şokundayız. Çocuğum benim bir şeyim yok diyor” dedi.
Son olarak ağlayarak yardım isteyen acılı anne Işıkhan,” Para istemiyorum, yardım istemiyorum. Sokakta ekmeği toplayıp yerim. Ama gerçek oğluma yardım istiyorum. Çocuğuma yardım eli uzatılsın istiyorum. 7 yıldır tek başıma mücadele ediyorum yoruldum. Çocuğum bunun farkında, göğüsüm de kitle var, fıtığım var, gözlerim seçmiyor. Ayakta duramıyorum diz kapaklarımda kits var, kemiklerim eziliyor. Çocuğum için ayakta duruyorum. Valiliğe gittim, valilik bana iş teklif ediyor ben bu çocuğu bırakıp nasıl işe gideyim” dedi.