Erzurum Güncel- 16 yıla mahkum olduktan sonra beraat eden Tuğgeneral Ali Demir'in, 15 Temmuz gecesi darbeci hainlere karşı operasyonu camiden yönettiği ortaya çıktı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan Taraf gazetesi, 20 Ocak 2010 tarihinde “Fatih Camii bombalanacaktı” manşetiyle Balyoz yalanını ortaya atmıştı.
Ankara'daki Hisarcıklıoğlu Camii'nde Korgeneral Arif Çetin'le birlikte karargah kuran üç Balyoz mağduru, Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu, Tuğgeneral Ali Demir ve Albay Aziz Yılmaz o gece yaşadıklarını anlattı. Bu konudaki detaylar, merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın basın danışmanlığını da yapan gazeteci Fehmi Çalmuk'un “Ayyıldızın Çocukları” adlı kitabında yer aldı.
Bursa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu darbe girişiminin yaşandığı tarihte Jandarma Genel Komutanlığı Plan ve
Prensipler Başkanı'ydı. Hacıoğlu, 16 Temmuz sabahında silahlı bir şekilde darbecileri püskürtmeye çalışıyor.
“TARİHE NOT DÜŞÜLECEK BİR OLAY”
Tuğgeneral Hacıoğlu kitap için verdiği söyleşide Hisarcıklıoğlu Camii'nde kurdukları operasyon merkezi ve o geceki duygularını şöyle anlattı: “İlahi adalet budur. Bizi cami bombalayacak diye suçlayanlar gördüler ki biz camiden ve imamın evinden bu operasyonu idare ederek, Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki hainlerin hunharca planlarını bertaraf ettik. Bu da tarihe not düşülecek bir olaydır. 15 Temmuz gecesi bizi geçmişte cami bombalama konusunda suçlayanlar hiç tereddüt etmeden Hisarcıklıoğlu Camii'ni hedef alıp, bomba attılar. Yani o dönemde kendi planladıklarını, 15 Temmuz gecesi de fiilen uyguladılar.”
“ONLARI DARBECİ ZANNETTİM”
Sözcü'nün aktardığına göre, Hisarcıklıoğlu Camii'nin imamı Hasan Özdemir ise camiye gelen askerleri önce darbeci zannettiğini ancak Korgeneral Arif Çetin'in televizyondaki konuşmasını izledikten sonra durumu anladığını belirterek şunları söyledi:
“O gece saat 01.00 gibi kapı çalındı, askerler geldi. Ben onları içeri almak istemedim. Bir tedirginlik yaşadık. Arif Çetin Paşa ‘Biz Tanrı misafiriyiz' dedi. Gayri ihtiyari de olsa camiye aldık, sonra alt kattaki bizim lojmana geldiler. Telefonlarını şarj ettiler. Bu sırada TRT'den Silahlı Kuvvetler'in yönetime el koyduğu bildirisi okundu. Daha sonra Arif Paşa'nın televizyon konuşmasını izleyince ve Özel Harekat polisleri de gelince rahatladım. Eve gelen askerlerin darbeci olmadığını anladık. Ondan sonra davranışımız farklı oldu.”
15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan Taraf gazetesi, 20 Ocak 2010 tarihinde “Fatih Camii
ANKARA EMNİYETİ O GECE NE YAPTI
“Ayyıldızın Çocukları” adlı kitapta, 15 Temmuz gecesi Ankara polisinin telsiz konuşmalarına da yer verildi. Bu konuşmalarda polisin mühimmatının bittiği, vatandaşın ele geçirdiği tanklardaki askerleri darp ettiği gibi konular yansıtılıyor. Polis, darbeci askerleri tankların içinden çıkartmak için ateş yakarak dumana boğdu. Ele geçirilen tanklara ise beyaz atlet asıldı. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar dışındaki bütün askeri üniformalıların şüpheli sayılacağı da belirtildi. Bu bölüm saat 03.09'da telsiz konuşmalarına şöyle yansıdı:
2010 Merkez (Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan): Ateş eden kim olursa olsun, üniformalı falan bakılmayacak, asker masker denmeyecek, misliyle karşılık verilecek. Hangi unsurumuz olursa karşılık verecek.
– Merkez: Emir anlaşıldı sayın müdürüm, kanalı takip eden istasyonlarımız sayın 2010'un emirleridir, 122'li mukavemette bulunan kim olursa olsun, misliyle karşılık verilecektir. Can güvenliğimizi ön planda bulundurarak bu şekilde değerlendirelim tamam.
– 2036 Merkez (İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yaman Ağırlar): Sayın Genelkurmay Başkanı hariç tüm TSK personeli bizim için şüphelidir, arkadaşlar ona göre davransın.
– Merkez: Anlaşıldı efendim, kanalı takip eden istasyonlar… Sayın Genelkurmay Başkanımız haricinde tüm askeri personel, bizim için şüpheli durumundadır. Önemle takibi aksaklığa mahal vermeyelim tamam.