Bu gün köşeme Usta gazeteci Kadir Sabuncuoğlu'nun gündeme dair yazdığı yazıyı taşıdım...GÜNEYDOĞU’da terör örgütü PKK ile girdikleri çatışmada şehit düşen asker ve polislerin cenazeleri, uçaklarla Erzurum'a getiriliyor.Şehit cenazeleri Hava Meydan Komutanlığı’nda düzenlenen törenin ardından il ve ilçelere götürülerek toprağa veriliyor.Son zamanlarda şehitler için Hava Meydan Komutanlığında düzenlenen törenlere sadece TRT ile A.A.'nın muhabir ve kameramanları alınıyor.Diğer ajanslar ise Meydan Komutanlığı’nın nizamiyesinden içeri giremiyor.'Yasak' gerekçesini sorunlara görevliler 'Komutanın emri' diyor. NE OLDU?Aslında bu olay yeni değil.TRT ve A.A. dışındaki haber ajansları ile televizyonlar 20 Ağustos 2015'ten beri Hava Meydan Komutanlığı’na giremiyor.Pazaryolu, Uzundere, Bayburt'a giden şehitlerin cenazelerinde aynı durumla karşılaştık.Oysa 20 Ağustos öncesi ajans, gazete ve televizyon muhabirleri cenaze törenlerini izleyebiliyordu.Şimdi o gün, neler yaşandığını anlatmamız şart oldu:O gün Siirt'te şehit düşen 22 yaşındaki Jandarma Er Recep Beycur'un cenaze töreni vardı.Uçaktan cenaze alındı, özgeçmişi okunurken Karaçoban ilçesinden olan şehidin yakını Ömer Bulur, "Kardeşi kardeşe kırdırıyor" diye yüksek sesle konuşmaya başladı.Ömer Bulur, konuşmasını "Bunu Allah rızası için yazın" diye bağladı.Biz de 'Allah rızası' için kamerayı tuttuk ve ifade özgürlüğü kapsamında söylenenleri naklettik. MEDYAYA HAYALİ CEZAPeki, sonrasında ne oldu?Bu haberlerin faturası, önce medyaya kesildi.Ardından törende konuşan Ömer Bulur hakkında soruşturma başlatıldı.İşte o günden beri Erzurum medyası, Hava Meydan Komutanlığına giremiyor.Ömer Bulur yargılanıyor, iyi savunma yaparsa ceza almadan kurtulur.Ancak bizim durumumuz karanlık.Bakalım, medyaya verilen hayali ceza ne zaman sona erecek?