FETÖ’de oyun içinde oyun bitmiyor!
Bizans’ta bile bu kadar entrika, bu kadar dalavere, bu kadar oyun içinde oyun yoktu!
Evet; tahmin ettiğiniz gibi tam da FETÖ’den söz ediyoruz…
Gün geçmiyor ki, yeni bir tuzak içinde tuzakları ya da yeni bir fırıldakları ortaya çıkmasın!
“Ölmedik, bitmedik, dimdik ayaktayız” mesajını yaymak adına, hemen her fırsatta bambaşka bir algı operasyonu ile yeni şok dalgası yaratıyorlar!
Hala tümüyle temizlenmemiş olan militanları eliyle önce yargıda operasyon çektiler:
Yüzlerce binlerce suçsuz günahsız insanı, sözde gizli tanık beyanlarıyla “FETÖ”cü gibi gösterip, tıpkı Gestapo subayları gibi yargısız infaz yaptılar.
Halbuki biz bu filmi, daha önce Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarda istemediğimiz kadar görmüştük.
Düşünmeliydik, bu ülkenin genelkurmay başkanını “terörist” diye tutuklayıp hapse atan bir yargı, gizli tanık ifadeleriyle neler yapmazdı ki…
Maksatları; devleti, yargıyı, hukuku ve insan haklarını iğdiş edip maşeri vicdanda mahkûm etmekti.
Çünkü adalet evrensel bir değerdir ve en gelişmiş ülkelerden tutunuz da en yoksuluna kadar her yerde en az ekmek, su ve hava kadar elzemdir.
Eğer bir ülkenin adaleti şirazesinden çıkmışsa o ülke; altından yollara, zümrütten köprülere sahip olsa bile insanlık adına beş para etmez.
FETÖ’yü kurup kurgulayan sonra da kollayıp sarıp sarmalayan o üst akıl tüm bunları bildiği için işe, önce yargıyı çökertmekle başladı.
Böylelikle devletin FETÖ ile haklı mücadelesine halel getirip sulandırmaya ve yargılamalara gölge düşürmek istediler ki, bunda da kısmen başarılı oldular.
Sokaktaki sade vatandaş, “…yahu birader FETÖ ile mücadele buysa eğer bunda bir yanlışlık var. FETÖ düşmanı insanları FETÖ’den tutukluyorlar, en azılı FETÖ’cüler ise ellerini kollarını sallayarak dolaştığı gibi devlet içinde de makam mevki elde ediyorlar” dedi ve bu itirazını yüksek sesle dillendirmeye başladı.
FETÖ’nün amacı da buydu zaten, yalan yanlış tutuklama ve gözaltılarla geniş kitlelerin vicdanlarını rahatsız edip, devlete ya da yargıya olan inancı tüketmek…
Başka?
Misal; FETÖ’cü eski general Metin İyidil kararında olduğu gibi sistematik biçimde en azılı teröristler ya tutuklanmadı, ya gözaltından salıverildi, ya da kısa bir müddet tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
Müseccel FETÖ’cü oldukları halde beraat ettirilen militanlar yüzünden, bu ülkede binlerce insan hükümete düşman kesildi.
Bu kararlarla da, demek istediler ki, “…aslında hükümetin iddia ettiği gibi bir FETÖ terör örgütü filan yok. Öyle olsaydı şayet basının günlerce en azılı örgüt militanı olarak gösterdiği falanca isimler serbest kalabilir miydi?”
Adres saptırmakta üzerlerine yoktur…
Ne vakit bir olayın toplumda nasıl algılanmasını istiyorlarsa anında ona göre yeni bir senaryo yazıp, filme çekip vizyona sokuyorlar!
Zahir son numaraları da, “FETÖ bizi de mağdur etti, FETÖ beni de dolandırdı” türünden acıklı ve salya sümük ağlamaklı açıklamalar, sözde itiraflar gırla gidiyor!
Baksanıza namı diğer “Torinolu Şaban” da okyanus ötesinden topa girmiş:
“FETÖ beni dolandırdı, kandırdı, tüm mal varlığıma çöktü!”
Amaç belli: Kamuoyu bu iki gözü iki çeşme ağlayan eski topçuya acısın “vah… vah… çocuğu nasıl da ziyan etmişler” desin…
Ki, Türk toplumu da merhamet hisleri aşırı duyarlı bir toplumdur, tam da böyle düşünür.
Böylelikle bu ağlayıp zırlayanlar yeniden aramıza dönecek, devlet de onlara kucak açıp sırf FETÖ mağduru diye imkân bile sunacak.
(Hani olmaz ya, insan düşünmeden edemiyor, Torinolu Şaban milli takımın başına da geçer mi acaba!?)
Varlık sebebi üçkağıt, istismar, tuzak, yalan ve kumpas olan bir örgütün içinde seneler boyu yer alacaksın ve bu zaman zarfında bu örgütün ne menem bir melanet olduğunu görmeyeceksin, bunca hadiseden sonra şimdi kalkıp “FETÖ beni de dolandırdı” diye ağlayacaksın…
Yerseniz eğer…
Muhakkak yiyenler olacak hatta sosyal medyada gördüğüm kadarıyla bu numarayı binlercesi de yemiş bile…
Dedik ya, bu esvaplı melunlar mahut şeytana bile pabucunu ters giydirirler..
Yakın bir gelecekte şunu yayacaklar:
Devlet konsept değiştirecek, FETÖ ile mücadele yerine FETÖ’yü düşman ilan edenlerle mücadele edecek ve er geç bu mücadelecilerin hepsi derdest edilecek!
“Burası Türkiye, nice olmazsa olmazların olduğu yerdir” dediğinizi duyar gibi oluyorum…
Susuyorum ama içten içe de acı acı gülüyorum..