Erzurum Güncel- Okay Günesin'in Vatan'daki yazısı, Ama doğrusunu söylemek gerekirse şu sırada bizim aklımızda ne Pakistan’la siyasi ilişkiler ne de ekonomik ilişkiler var. Gözümüz kulağımız Türkiye’de, anayasa tartışmalarında.Abdullah Gül, bugüne kadar kendisine düşeni yaptığını söylüyor. Siyasilerle, yüksek yargı ile, uzmanlarla görüştü. Bu, birinci devre, yani paketin Meclis’e gitmesi öncesindeki devreydi. Bu devre için planlanan son görüşme Meclis Başkanı ile hafta sonunda yapılacak.Sonra Cumhurbaşkanı Gül de izleyecek, bekleyecek. İkinci devrede ağırlık Meclis’te. Komisyonlarda ve sonra da genel kurulda yaşanacakları Cumhurbaşkanı da izleyecek ve çıkan sonuca göre davranacak.Gül, daha önce de söylediğini bir kez daha açık olarak söyledi: Türkiye’nin ihtiyacı, beklediği, herkesin de gönlünden geçen, yeni ve yamalı bohça olmayan bir anayasadır. Gül “asıl görev”in böyle bir anayasa yapmak olduğunu tekraren belirtti. Bu anayasa bir “tepki” anayasası değil ülkenin geleceğini kurma anayasası olacak.Gerçekleştirdiği görüşmelerle ilgili olarak Gül, yüksek yargı ile hükümet arasında daha önce yapılan görüşmelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun durumu dışında esas olarak anlaşma sağlandığını da söylüyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne “sade vatandaş iki üye seçmesi” hususu da paketten çıkarıldığı için HSYK’nın durumu yargıyla ilgili tek “pürüz” olarak kalıyor.Cumhurbaşkanı bir gün önceki yemekli toplantıda, iki eski mahkeme başkanının da bulunmasını, her ikisinin de görev dönemlerinde başkanı oldukları kurumlarla ilgili yeni kanun çalışması yapmış olmalarıyla açıklıyor. Böylece o yemeğin ardından televizyon ekranlarında “neden onlar da filancalar değil” diye fikir beyan edenlere cevap vermiş oluyor.Cumhurbaşkanı’nın parti kapatmanın meclis iradesine bağlanmasına da itirazı var. Bu konuda çözüm de artık çok açık: Venedik kriterleri diye sık sık tekrar edilen ve yavaş yavaş öğrenmeye başladığımız “tavsiyelerde” yer aldığı üzere “şiddet”in kapatma için tek kıstas olması.Cumhurbaşkanı Gül “ben yapacağımı yaptım bundan sonrasına bakacağız” diyor ama bu ifadesi “işin peşini bırakacağı” anlamını taşımıyor. Gül son yaptığı görüşmelerin ardından henüz iletemediği izlenimlerini hükümete iletecek.Cumhurbaşkanı Gül’ün açık fikirleriyle anayasa değişikliği meselesinin “içinde” olması belki muhalefet partilerinin direncini azaltmayacak, ama paketin eksiklikleri konusunda AKP’ye çok yardımcı olabilecektir.***Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin ve dünyanın Pakistan’la çok yakından ilgili oluşuna değinirken Pakistan’daki bir “geriye” gidişin sadece bölgedeki değil bütün dünyadaki dengeleri de etkileyeceğine dikkat çekiyor.Geçen yıl kurulan “Demokratik Pakistan’a Destek Grubu”nda Türkiye’nin yanı sıra aralarında ABD, İngiltere, Japonya, Çin ve Almanya’nın bulunduğu 21 ülke yer alıyor. Bu grup Pakistan’a 5.6 milyar dolar yardım edecek. Türkiye’nin taahhüdü 100 milyon dolar, 10 milyon dolar tutarındaki bir kısmı verilmiş. Bu paralar, terörle mücadele faaliyetlerinde bir anda buhar olup gidebilir, ama destek girişimi en azından dünyanın, Pakistan’ın elden gitmemesi için uğraşacağını gösteriyor.***Cumhurbaşkanı Gül’e Ermenistan “açılımı”yla ilgili gelen son olumsuz haberler hakkındaki düşüncelerini de sorduk. Söylediği şu: “Çok ses çıkarmadan çalışmak gerekiyor.” Bunu söylemekle, herhalde “gizli diplomasi” ile daha olumlu sonuçlar alınabileceğine ilişkin beklentisini işaret ediyor. Hiç kuşkusuz ki en başta iyimserlik bazı işleri başarmak için şart. Ancak AKP hükümetinde, özellikle Başbakan’ın son sözlerine bakıldığında, böyle bir iyimserliğin izi görünmüyor.