Erzurum Güncel- Güneş Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen ve yoğun ilgi gören konferansta konuşan İmamoğlu “İmanın Bir Yansıması Olarak Peygamber Sevgisi ve Algısı”nı anlattı.İmamoğlu, konuşmasında, ”Din felsefesi açısından imanın 4 aşaması vardır.Bu aşamaların bir yansıması olarak Peygamber sevgisini gösterebiliriz. Sevgi, Peygamber sevgisi denilince de şüphesiz akla sahabe gelir. Bu sevgiye en iyi örneklerden birisi Hubeyb b. Adi'dir. Hubeyb Bin Adi islamı anlatmak için çıktığı bir yolculuk sırasında esir alınmıştır. Bedir Savaşı'nın intikamını almak için saldırıya geçen müşriklerden Ebu Süfyan, Hubeyb'e sorar;“Şu anda büyük eziyet altındasın ve Muhammed şimdi evinde rahatça oturuyordur. O'nunla yer değişmeyi istermiydin?” Hubeyb'in cevabı tokat gibidir;”Değil yerimde olması bilsemki Hz.Muhammed'in ayağına diken batmış, kahrolurum.” Süfyan bu sözün üzerine arkadaşlarına der ki;"Ben Muhammed gibi arkadaşları tarafından bu kadar çok sevilen görmedim." Bu örnekler şu soruyu akla getirebilir: Onlar Peygamberi gördüler, beraber oldular, ama biz nasıl sevdiğimizi gösterebiliriz? Bunun cevabı basittir. Peygamberi sevmek demek O'nun ahlakını davranışlarını hayatımıza uygulamakla mümkündür. O'nu sevmek, karşıdan gelen birini tebessümle selamlamaktır. O'nu sevmek, yoldaki bir taşı alıp kenara koymaktır. O'nu sevmek yaşlıları, hastaları ziyaret etmektir. Cebinde çocuklar için küçük hediyeler taşımaktır. Peygamber sevgisinin temelinde Mekkeliler'in önceki amaçsız, umutsuz hayatlarının büyük etkisi vardır. Zira insanoğlunu en çok etkileyen düşünce yok olma fikridir. Hz. Peygamber'in getirdiği kitapta yok oluşun olmadığı ve sonsuz bir başka hayatın olduğu düşüncesi ileri sürülmüştür. Ünlü filozof Martin Heidegger'e göre "insan dünyaya bırakılmış bir nesnedir." İşte bu düşüncenin tersi umut İslamiyet’le ortaya çıkmıştır.” Diye konuştu.