Erzurum güncel- Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde saat 15.55'te başlayan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kameralar karşısına geçerek ulusa sesleniş konuşması yaptı. Toplantıda yeni normalleşme süreci etraflıca değerlendirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan yeni kararları ve yerinde karar' dönemi ile ilgili kademeli normalleşme sürecinin detaylarını açıkladı. İşte hafta içi ve hafta sonu sokağa çıkma yasağı, illerdeki vaka sayısı değerlendirme kriterleri, okullar, sınavlar ve esnaf ile ilgili merak edilen sorular ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kabine Toplantısı sonrası son dakika açıklamalarından öne çıkan satır başları...
Tüm Türkiye’de beklenen kritik kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan merakla beklenen, ‘kademeli normalleşme’ kararlarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, "Hafta sonu kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkarken, yüksek ve çok yüksek illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek. Akşam 21 ile sabah 5 arasındaki sokağa çıkma sürecek. İlkokullardaki 8. ve 12. sınıflarda eğitim öğretime açılacaktır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı sonrası son dakika açıklamalarından öne çıkan satır başları...
Aziz milletim, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Dün siyasi tarihimizin en karanlık günlerinden biri olan 28 Şubat'ın yıl dönümüydü. 28 Şubat, tıpkı 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi milli iradeyi, milletin değerlerini hedef alan bir darbe girişimidir.
Meşru hükümet kirli senaryolar ile istifaya zorlanmıştır. Geniş bir yelpazede ağır faturaları olmuştur. Esnafından holdingine üreten, ihracat yapan şirketlerin ötekileştirilmesi derin yaralar açmıştır. Türkiye en büyük soygunlardan birini bu dönemde yaşamıştır.
Anayasal suç işleyenler ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı gibi darbecilerden brifing alan yargı adalete olan inancı sarsmıştır. İnsanlar siyasi düşünceleri yüzünden zulmlere maruz kalmıştır. Kılık kıyafetleri nedeniyle okullarından atılanlar, başındaki örtüsünden dolayı evladının yemin törenine katılamayan anneler 28 Şubat'ta yaşanan garabetlerinden sadece birkaçıdır.
Ne milletimiz ne de üniversite kapılarında gözyaşı döken evlatlarımız bu kirli zihniyetin yaptıklarını affetmemiş, affetmeyecektir. Tarih vesayete selam duranları unutmayacaktır. Attıkları manşetlerle, köşelerinde yazdıkları iğrenç yazılarla, sergiledikleri ilkesiz duruşla darbe şakşakçılığı yapanlar, üzerinden değil 24 yıl, bin yıl bile geçse alınlarındaki kara lekeyi asla silemeyecektir.Milletimiz derin feraseti ile 5. yılını doldurmadan 28 Şubat zihniyetini sandığa gömmüştür.
15 Temuz gecesi yaşananlar ise milletimizin istiklal ve istikbalini koruma kararlılığını yazılan destan ile herkese göstermiştir. Millete, yediği kaba ihanet edenler kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaktır. Milletimiz bir daha asla 28 Şubatların, 27 Mayısların yaşanmasına müsaade etmeyecektir.
Son 18 yılda attığımız adımlarla milli iradenin üzerine gölgesi düşen antidemokratik uygulamayı kaldırdık. Sivil siyaseti güçlendirerek, hak ve özgürlükleri genişleterek milli iradeyi yeniden egemen kıldık. 15 Temmuz sonrası attığımız adımlar dahi başlı başına birer devrimdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tarihimizin en büyük yönetim reformunu milletimiz ile birlikte ülkemize kazandırdık.
Yarın İnsan Hakları Eylem Planı'nı kamuoyu ile paylaşacağız. 9 başlık altında yüzlerce faaliyet yer alıyor. İnsan Hakları Eylem Planı'nda da dönüşüp dolaşıp darbe anayasası ile yürürlüğe girenlerin sıkıntısını gördük.
Cumhur İttifakı çatısı altında bu konuda vardığımız anlayış birliğinin ardından yeni anayasayı tartışmaya açmak için bir yola çıkıyoruz. Yeni anayasayı defalarca gündeme getirdik ama milletimize layık bir anayasaya kavuşamadık. Ama bu defa başaracağız. Kendi çalışmalarımıza başladık. Türk demokrasisinin sıfırdan bir anayasa yapma olgunluğuna kavuştuğunu kimse reddedemez. Söyleyecek sözü olan herkesin yapıcı bir anlayış ile bu süreçte yer almaya davet ediyoruz.
Siyaset kurumunun en önemli sorumluluklarından birinin Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtarmak olduğuna inanıyoruz.
Gelin ülkemizi darbe anayasasına mahkumiyetten kurtaralım. Gelin Türkiye'ye yakışacak kuşatıcı bir anayasa hazırlayalım. Gelin 100.yılımıza yeni bir anayasa ile girelim.
Geçtiğimiz yıl dünya ticaret hacmi yüzde 9.6 büyüklüğünde daraldı. Dünyada sadece 1 senede 90 milyondan fazla insanın aşırı yoksulluk sınırının altına düştüğü tahmin ediliyor. Türkiye böylesine zorlu bir süreci esnek ve kararlı politikalar sayesinde başarı ile yürüttü, yürütmeyi sürdürüyor. Bugün açıklanan ve yüzde 1.8 olarak belirlenen 2020 yılı büyüme oranımız somut politikalarımızın en güzel örneğidir.
2021 yılında ihracatımız şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.6 oranında artış gösterdi. Gelişmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceğine işaret ediyor. Bunlar gerçekten dikkate değer, örnek gösterilmesi gösterilen başarılardır.
Bizim için asıl önemli olan ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve istihdamın oluşmasıdır. Hedefimiz her bir vatandaşımıza dokunacak refahı artıracak sağlıklı bir büyümenin orta ve uzun vadede güçlenerek sürmesidir. Katma değeri yüksek ve rekabetçi üretime yönelmemiz gerekiyor. Ekonominin yapısal gücü ne kadar güçlüyse ekonomik şoklara o kadar dayanıklıdır.
Enflasyonu, faizleri ve kurları altına almış bir ekonomi şokları kolayca savuşturabilir. Mali disiplinin sürdürülmesine çok önem veriyoruz.
İnsan Hakları Eylem Planımıza eş zamanlı olarak ekonomi reformumuzun çalışmalarını da yürüttük.
Arkadaşlarımız sahaya indi, tüm tarafları dikkatle dinledi. Çözüm odaklı bir anlayış ile üzerine gideceğimiz alanları belirledik. Bu reformdan da rahatsız olanlar her zaman olduğu gibi çıkabilir. Biz kısa mesafe değil maraton koşucusuyuz.
Hiçbir mücadeleden kaçmadığımız gibi kendi sınırlarımızı biraz daha zorlarız.Açıklayacağımız reformları kararlılıkla uygulayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Mali disiplin her dönemde olduğu gibi bizim de olmazsa olmazımızdır. Bütçe açığı ve borç stokunda birçok ülkeye göre Türkiye çok daha iyi durumdadır. Fransa'da yüzde 117, İngiltere'de yüzde 101'i bulurken bizde yüzde 42. İşte Türkiye bu.
Fiyat istikrarını temin için kalıcı tedbirler geliştiriyoruz. Finansal kapsayıcılığın artırılması için yeni politikalar geliştiriyoruz.
Üretimde yapısal dönüşüm için yeni adımlar atıyoruz. Reformlarımızın kalıcılığını öyle ya da böyle sağlayacağız. Detayları önümüzdeki hafta kamuoyu ile paylaşacağız.
Protesto kılıfı altında Kur'anı yakmalar, mescitlerimize domuz başı bırakmalar, Müslüman iş yerlerini fişlemek sıradan vakalar haline geldi. Avrupalı liderler yüzleşmekten kaçsa da istatistikler bunları ortaya koyuyor. Nefret suçları 2 kat artmıştır. Sadece 2020 yılında Almanya'da 400'ü bizim insanlarımıza olmak üzere 900'ün üzerinde saldırı kayıtlara geçmiştir. Cami ve cami derneklerimize yönelik 121 eylem yapılmıştır. Bu rakamlar buz dağının görünen kısmıdır. Nefret suçlarının yalnızca 5'te 1'i kayıt altına alınıyor. Mevcut istatistiklerin 4-5 kat fazlası olduğunu tahmin ediyoruz. Bugün kültürel ırkçılık birçok Avrupa ülkesinde kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür.
Geçtiğimiz haftalarda bir televizyon kanalında ırkçı bir partinin genel başkanı ile kim daha fazla ırkçı yarışmasına girmesi insanlık adına utanç vericidir. Nefret atmosfer siyasetten sosyal hayata yeniden nüksediyor.
Batı medyası ırkçıları psikolojisi bozuk bireyler olarak gösteriyor, suçları da adi suç gösteriyor. Sırf kimliklerinden dolayı 8'i Türk 10 kişiyi katleden ırkçılar gerekli cezayı almamıştır.
Halbuki bu tür olaylarda anma merasimleri günah çıkarmaktan ziyade ırkçılık ile mücadele zeminine dönüşmelidir. Irkçı teröre kurban verdiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet ailelerine sabırlar diliyorum. Avrupalı devletler bunları önemsizleştirse de artık Türkiye olarak daha aktif rol oynamakta kararlıyız. Avrupa'daki hiçbir vatandaşımızı ırkçılar karşısında yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.
Salgının yayıldığı dönemlerde tedbirleri sıkılaştırdık, aşağı yönlü eğilimde tedbirleri gevşetmiştik. Salgın tedbirleri nedeniyle işi bozulan, geliri azalan vatandaşlarımız olmuştur. Bunları takip ederek desteklemeye çalıştık, çalışıyoruz.
Dünyada ve ülkemizde salgının seyrine baktığımızda gördüğümüz şudur: Türkiye herkesin takdir ile takip ettiği bir yerde durmaktadır. Hastanelerimizin hizmet kapasitesinden aşılama hızına kadar örnek alınan bir ülke durumundayız. Bugün aşılamada 9 milyonu bulan Türkiye nüfusunun yüzde 10'u aşılayarak dünyada ilk 5'tedir.
Salgının seyrine göre her zaman ve her alanda halkımızın her ferdinin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Avrupa coğrafyasındaki gelişmeleri yakından izleyerek salgın ile mücadelemizi sürekli güncelliyoruz.
Milletimize daha önce söz verdiğimiz şekilde bugün itibarıyla yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz.
Kontrollü normalleşme sürecini ifade etmeden şunların altını çizmek istiyorum. Tedbirlerin sıkılaştırması da, gevşetilmesi de salgının seyrine göredir. Türkiye pek çok devlete nazaran büyük bir ülke olduğu için adımları kademeli atmamız gerekiyor. Bilim Kurulu yüz bin kişiye düşen vaka sayısına göre illeri sıralandırdı.
81 vilayetimiz sarı, mavi, turuncu ve kırmızı şeklinde ayrıldı. Her iki haftada bir normalleşme uygulaması güncellenecek. Tedbirlerin sıkılaştırılması ve gevşetilmesi kararı salgının iyileşme ve kötüleşmesine göre verilecek.
Salgının artışa geçtiği yerlerde kısıtlamalar yeniden genişletilebilecek. Her ilimiz salgındaki tedbirlerin ne ölçüde uygulanacağını kendisi belirleyecek.
Vatandaşlarımız salgın tedbirlerine ne kadar riayet ederlerse illerinin normalleşmeye o kadar hızlı geçebilmesini sağlayacaklardır.
Sokağa çıkma kısıtlaması, düşük ve orta riskli illerde tamamen, yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek.
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı düşük ve orta riskli illerde tamamen kaldırıldı. Yüksek illerde ise tamamen sürecek.
Ülkemizin tamamında süren akşam 21.00 ile sabah 05.00 arasındaki sokağa çıkma sınırlaması sürecek.
8 ve 12.sınıflarda eğitim öğretim açılacak. Düşük ve orta riskteki illerde diğer kademelerde de eğitime başlanılacaktır. Liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacaktır.
Kafe, restoran, kıraathaneler çok riskli iller dışında sabah 07.00 - 19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile açılacaktır. Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale döndürülecektir.
65 yaş için kısıtlama düşük ve orta riskli illerde kaldırılırken, yüksek ve en yüksek riskli illerde genişletilecektir.
Halı saha ve havuz düşük riskli illerde gibi yerler sabah 9 ile akşam 19 arasında faaliyetini sürdüreceklerdir.
Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale döndürülecek, ihtiyaç halinde valilikler farklı düzenlemeler yapabilecektir.
Nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, düşük ve orta riskli illerimizde 100 kişiyi, yüksek ve çok riskli bölgelerde 50 kişiyi geçmemek ve 1 saati aşmamak kaydıyla yapılabilecek.