Türkiye, yarım asırlık terörle mücadele tecrübesine ve bilgisine sahip bir ülke.
80’den önce çeşitli sol terör örgütleri vardı, ülkeyi kan gölüne çevirmişlerdi.
80’den sonra da başta PKK olmak üzere, irili ufaklı pek çok terör örgütü türedi ve aralıksız kan akıtmaya, kancıkça pusu kurmaya, silahsız masum insanları katletmeye, bulduğu her fırsatta dışarıda Türkiye’yi zor durumda bırakmaya devam etti.
İşte son Gara Harekâtı…
13 masum insanımız hunharca katledildi.
Buna rağmen ne dünya genelinde olması gereken tepki yükseldi, ne de içimizdeki PKK muhipleri çıkıp da terörü lanetleyen bir açıklama yapabildi.
Başta HDP olmak üzere, sözde kimi insan hakları örgütleriyle bazı çevreler, bu katliamın faali ya da sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ymiş gibi göstermeye çalıştılar!
Hakikaten sözün bittiği yer…
Bir insan ekmeğini yiyip suyunu içtiği, bayrağının altında özgürce yaşadığı ülkesine ve devletine karşı bu denli nasıl hain olabiliyor, nasıl bu kadar düşmanlık edebiliyor?
Ne yazık ki oluyor işte…
FETÖ’cüler de sivil halkın üzerine uçaklardan bombalar yağdırmamış mıydı?
İhanetin ve alçaklığın hududu yok galiba.
GARA’daki PKK katliamı bir kez daha gözler önüne serdi:
HDP, şirazesinden çıktı!
Güçleri yetse Meclis çatısı altında terör örgütü gibi silahlı çatışmaya girecekler!
Bu, siyasi örgütlenme hakkı ya da fikir hürriyeti çerçevesinde ele alınabilecek bir mesele olmaktan çoktan çıktı.
Maşeri vicdan, HDP ve benzer yapıdaki oluşumların bu fütursuz tavırlarını artık kaldıramıyor, olup bitenlere sabır gösteremiyor.
HDP, bu ülkenin sesi ve rengi olamaz…
Öylesine terör örgütünün tutsağı oldu ki, en bariz PKK katliamı karşısında bile kanlı örgütü aklamaya çalıştı!
Gidişat hiç de hayra alamet değil.
Ya bu HDP’nin susturulması gerekir ya da milletin patlamak olan öfkesine gem vurmak…
Gazi Meclis’te vekil ve parti sıfatıyla bulunacaksın, bu milletin vergilerinden maaşlar alıp saltanat süreceksin, sonra da kalkıp hem Meclis’e ihanet edip hem de milleti sırtından hançerleyeceksin.
Dün yapılan o konuşmalar ve açıklamalar, Gara’da kalleşçe katledilen 13 insanımızın yüreğimizde yaktığı ateş kadar içimizi acıttı.
Sayın Bahçeli, “Bıçak kemiğe dayandı” dedi, haklı; ama az…
Çünkü bıçak, artık kemiği de kesip ruhumuzu parçalıyor.