Erzurum Güncel- İşte o günden yaratacak yazı...
Kamuoyu, bu yüzde yüze yakın gibi duran "rivayet"in doğmasına sebep olan amillere kafa yordu.
İşte çıkan sonuç şu:
1-Ali Korkut, bizzat AK Parti'nin yaptırdığı anketlerde Erzurum genelinde en fazla destek bulan başkan çıktı. 2- Ali Korkut 10 yılda Yakutiye'de yaptığı hizmetlerle gönülleri fethetti. 3- Ali Korkut'u başta Çevre ve Şehircilik Bakanı olmak üzere, Ankara'dan gelen her misafir öve öve bitiremedi. 4- Ali Korkut'u Vali Okay Memiş takdir etti, Üç Kümbetler'le ilgili yaptığı çalışmayı son derece başarılı buldu.
Evet; Ali Korkut yeterince suçlu! Bu şartlar altında aday gösterilmemesi kadar doğal bir sonuç olamaz! Dikkat ettiniz mi bu "değerlendirmeler"in hiç bir yerinde Ali Korkut, "el etek öptü, Ali Korkut eyyamcılık yaptı, Ali Korkut falanca vekilin ya da filanca egemenin dümen suyuna girdi, Ali Korkut hatır gönül için kamulaştırma yaptı, Ali Korkut’un, 'ben yeniden aday gösterilirsem size acayip derecede rant sağlarım' dediğine dair bir tespit yok...
Eee bu durumda söyler misiniz, Ali Korkut yeniden niye aday gösterilsin ki?
AK Parti yönetim kadrosu ya da alengirli ifadesiyle ey AK Parti kurmayları, elbette mühür de siz de Süleyman da sizsiniz. Hani diyorsunuz ya, "Biz ceketimizi assak bile kazanırız!"
En azından Erzurum için durum tam da böyle, hatta ceketinize bile gerek yok, "Hamili karttaki isim benim adayımdır" demeniz bile kafi!
Farkındayız, artık ne yazılarımız, ne söylediklerimiz, ne sitemlerimiz ne de ricalarımızın Tayyip Bey'e ulaşması imkansız. Besbelli ki Beştepe'de öyle kalın duvarlar örülmüş ki, en sonunda Beştepe'nin yalnızca o duvarları değil, şairin dediği gibi "dumanı bile taş"tan...
Kimi cücelerin dağlar kadar öykündüğü bir çağdayız!
"Ben kimi istersem onu aday ederim, kimi istersem ekmeğe muhtaç yaparım, kimi istersem ihaleleri veririm, kimi istersem bir tuğlaya muhtaç kılarım!"
Doğru...
Vaziyet, tam da bu!
Ali Korkut oturup kalkıp dua etsin ki, bırak aday gösterilmemeyi, isminin önüne ya da ardına bir "kulp" takılmadı!
Yaşı daha genç...
Madem ki yüksek mimar, o halde gitsin Osmanlı'da hamamların mimarisini incelesin, böylelikle niye artık belediye başkanı olmaması gerektiğini anlar belki!
Yüksek mimar olmuş, ama safın önde gideni!
O zannediyor ki, iyi bir belediye başkanı olmak, Ankara'dan takdir alır.
Halbuki O, bilmiyor "iyi başkan olmak" demek, önce efendilerin emrine girmek demektir.
Şimdi anladın mı Ali Bey, niye kırmızı kart gördün?
Haydi şimdi git kumda oyna!
Kaç okka geleceğine bakmadan meydana çıktın ve en kötüsü de efendi hazretlerine ve egemenlere boyun eğmedin!
Kusura bakma da Ali Bey, sen değil de ben mi sürünecektim!