Erzurum Güncel- F tipi cezaevlerine geçiş amacıyla 20 Aralık 2000’de 20 cezaevine düzenlenen ve sonradan jandarma belgelerine göre “Tufan” adı verildiği ortaya çıkan “Hayata Dönüş” operasyonunda sahte tutanak skandalı ortaya çıktı.1’i astsubay 38 erin yargılandığı ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ davasına bakan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Jandarma Genel Komutanlığı’ndan, Bayrampaşa Cezaevi’ne düzenlenen operasyon ile ilgili “olay tespit tutanağı”nın altına sicil numaralarını yazarak imza atan 5 jandarma yetkilisinin isimlerini sordu.Jandarma Genel Komutanlığı’ndan, Genel Komutan’ın onayıyla ve Jandarma Kurmay Albay Sadık Köroğlu imzasıyla Bakırköy 13. Ağır Cesa Mahkemesi’ne gönderilen 27 Eylül 2011 tarihli yazıda şöyle denildi:Üç sicil numarası hiç yok“Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında gönderilen olay tespit tutanağında sicil numaraları bulunan personelin kimlik bilgileri talep edilmiştir.İlgili yazı ekinde gönderilen olay tespit tutanağı incelendiğinde; 1988-286 sicil numarasının Jandarma Astsubay Başçavuş Macit Sarıkaya’ya ait olduğu, tutanağın tanzim edildiği tarihte söz konusu personelin Van İl Jandarma Komutanlığı Gürpınar Cepkenli Güçlendirilmiş Jandarma Karakol Komutanlığı emrinde görev yaptığı, 1991-235 sicil numarasının ise Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Suat Aykan’a ait olduğu, tutanağın tanzim edildiği tarihte söz konusu personelin Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaptığı, her iki personelin de İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda görev yapmadığı tespit edilmiştir.Jandarma Genel Komutanlığı kayıtlarında olay tespit tutanağında yer alan diğer sicil numaralarına sahip muvazzaf ya da emekli personel bulunmadığı tespit edilmiştir.”Yazıdaki bilgilere göre operasyonun sorumluluğunu üstlenen jandarma personelinden tutanağın altına imza atanlardan hiçbiri doğru sicil bilgilerini yazmadı.Bu tutanakta yer alan bilgiler nedeniyle Bayrampaşa Cezaevi’ndeki mahkumlar hakkında dava açılmıştı.Başına 2 mi eklendi?Bayrampaşa’da yaşanan olaylarla ilgili olarak tutuklu ve hükümlülere Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “toplu ayaklanma” suçlamasıyla açılan dava Nisan 2009’da zamanaşımından düşmüştü. Bu davaya tutanağın altında imzası olan jandarma personelinin kim olduğuna ilişkin İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından gönderilen 27 Ekim 2005 tarihli yazıda ise ilginç bir yanıt gönderildiği anlaşıldı. Söz konusu yazıda tutanağın altındaki sicil numarasının “1989-286” olmasına rağmen 1989-86 sicil numaralı personelin Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Zeki Bingöl “olabileceği” belirtilmişti. Aynı şekilde tutanakta 1991/235 yazılı sicil numarası olmasına rağmen “1991/85” sicil numaralı personelin “İstanbul Harp Akademileri Komutanlığında görev yapan Yüzbaşı Ömer Arık, “1991-A 2177” sicil numarası yerine “1991-A 177” sicil numaralı personelin Yüzbaşı Hüseyin Pir, tutanaktaki “1982-A 2259” sicil numarası yerine “1982-A 289” sicil numaralı Ahmet Koçyiğit’in ve tutanağın altındaki “1984-A 253” sicil numarası yerine de “1984-A 53” sicil numaları personelin Ahmet Eş “olabileceği” yönünde bilgi verildi. Yazıda, net bir ifade yerine “olabileceği” ifadesinin tercih edilmesi de dikkat çekti.“Komutanlar gizlendi”Bu isimlerden emekli yüzbaşı Zeki Bingöl de daha önce yaptığı açıklamalarla operasyonu yürüten jandarma komutanlarının isimlerinin gizlendiğini iddia etmiş ve tutanakla ilgili olarak, “Benim dışımda dört bölük komutanın isimlerini verdiler. Operasyona katılanların isimleri ise yazılmamıştı. Tabur komutanı da imzalamadı. Oysa generaller ve savcılar oradaydı” demişti.Altındaki imzaların sahte olduğu ortaya çıkan operasyon tutanağında cezavindeki mahkumların güvenlik güçlerine uzun ve kısa namlulu silahlarla ateş ettiği, direndikleri, el yapımı gaz maskeleri ile atılan göz yaşartıcı bombalardan etkilenmedikleri ve kendi arkadaşlarının yanmasına neden olan yangını çıkarttıkları iddia ediliyordu. Tutanaktaki bu bilgilerin aksine Adli Tıp Kurumu’nun olay yeri raporunda, içerden dışarıya doğru silah atışı olduğu yönünde bir bulgu olmadığı belirtilmişti.