Erzurum Güncel-Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, birbiriyle uyumlu üç girişimin eş zamanlı olarak siyasi gündeme taşındığını ifade etti. Terör örgütü PKK’nın siviluzantılarının Kürtçe’nin yaşamın her alanında kullanılması için başlattığı "iki dilli yaşam" kampanyası, "demokratik özerklik modeli taslağı" ve bir siviltoplum kuruluşu tarafından Cumhurbaşkanı’na sunulan raporun ortak hedefinin "terör örgütünün Türkiye’yi bölme projesinin sözde siyasi süreçlerle hayatageçirilmesi ve bunun için fiili durum yaratılması" olduğunu savunan Bahçeli, "Son dönemde PKK terör örgütü ve uzantılarının başlattığı Türkiye’yi bölmeprojelerinin fiilen hayata geçirilmesi girişimleri ve dayatmaları, Anayasa ve kanunlara meydan okuyan bir ayaklanma hazırlığıdır" dedi.Bahçeli, bu girişimlerin temeli ve ortak amacının, "PKK’nın Türk milletinin dışında ayrı bir Kürt milletinin varlığının kabul edilmesi ve bunundevletin kurucu ortağı olarak Anayasa’da tescil edilmesi", "Kürtçe’nin kamusalalanda ve eğitim sisteminde siyasi statü kazanması" ve "İlk aşama olarak demokratik özerklik adı altında ayrı bayrağı, Parlamentosu ve savunma gücü olacakeyaletler sistemine geçilmesi" olduğunu öne sürdü.Bahçeli, şöyle devam etti:"Bu son köprü başı tutulabilirse, sıra nihai hedef olan Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi kapsayacak birleşik ve bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasıgelecektir. PKK’nın milli kimlik, dil ve yönetim hakkı taleplerinin hayata geçilmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 87 yıl sonra tekmillet-tek devlet esasına dayanan üniter yapıdaki milli devlet yıkılacaktır. Bunun yerine etnik temelde ayrıştırılmış çok milletli, çok kimlikli, çok dilli vecoğrafi temelde özerk bölgelere ayrılmış parçalı bir ortaklık devleti kurulacaktır. İmralı canisinin ’demokratik cumhuriyet’ projesinin ve Başbakan Erdoğan’ın ’demokratik açılım’ ambalajına sarılı PKK açılımının anlamı ve sonucubu olacaktır.Bu taleplerin masum ve meşru bireysel kültürel hak talebi olmadığı açıktır. Türkiye’den istenen Anayasa teminatında etnik ve siyasi azınlık haklarıve statüsüdür. Nihai amaç gün gibi ortadır. Etnik temelde ayrı bir millet ve milli azınlık olduğunun kabulü ve devletin niteliği ve yapısının bu ayrıştırmayahukuki ve siyasi temel kazandıracak şekilde yeniden düzenlenmesi talep edilmektedir. Kaynaştırıcı bir millet yapısı içinde bin yıldır birlikte yaşayanTürk vatandaşlarının böyle bir zeminde ayrıştırılması sürecinin başlatılması, özerklikten ayrılıkçılığa ve bölünmeye giden yolu açacaktır."Türkiye’nin milli birliğini, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini ve milli varlığını hedef alan "hain bir suikast" ile karşı karşıya olduğunu ifade edenBahçeli, "Tahriklerini hayasızca sürdüren etnik bölücüler gemi azıya almıştır" değerlendirmesinde bulundu.-"KILIÇDAROĞLU’NUN SUSKUNLUĞU SORU İŞARETİ"-Terör örgütünün elebaşının İmralı’dan terör örgütünü yönettiğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmesi için yol haritaları hazırladığını ve bu amaçlaAK Parti hükümetiyle pazarlık ve müzakere yürüttüğünü savunan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son girişim ve dayatmalar karşısında sessiz ve tepkisizkalmasının şaşırtıcı olmadığını belirtti.Terör örgütü ve etnik bölücülerin en büyük cüret ve cesaret kaynağının Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümeti olduğunu iddia eden Bahçeli, "Siyasigündeme taşınan bölünme reçeteleri ve hız kazanan hayasız tahrikler Başbakan Erdoğan’ın başlattığı PKK açılımının ilk meyveleri ve sonuçlarıdır. Terörlemücadeleyi zaafa uğratan, İmralı canisi ile pazarlık yapan, PKK açılımı ile etnik bölücülerin taleplerine sahip çıkan ve 2011 seçimleri sonrası Anayasa’nın PKKtaleplerini kapsayacak şekilde değiştirileceği konusunda bölücülere vadeli çek veren Başbakan ve hükümeti bu noktaya gelinmesinin baş sorumlusu ve suç ortağıdır" dedi.CHP’nin de gelişmeler karşısında sessiz ve tepkisiz kaldığını anlatan Bahçeli, "CHP’ye bu ihanet sürecine katkı yapma çağrılarında bulunulurken GenelBaşkan Kılıçdaroğlu’nun suskunluğunu sürdürmesi Türk milletinde çok ciddi soru işaretleri yaratmıştır. Bu gerçeği bu aşamada not etmekle yetineceğiz" ifadesinikullandı.Bahçeli, Milliyetçi Hareket’in; etnik köken, dil, din ve mezhep farklılıklarına bakmadan büyük Türk Milletini, milletin eşit ve şereflimensuplarını bir bütün olarak kucaklayan siyasi misyon olduğunu belirterek, şöyle devam etti:"Türkiye’nin milli birliği, dirliği, kuruluş ilkeleri ve bin yıllık kardeşliği bizim için her türlü düşünce ve hesabın önünde ve üstündedir.Türkiye’nin milli birliğinin temel harcı ve sigortası olan Milliyetçi Hareket Türkiye’nin etnik köken, dil, din ve mezhep temelinde ayrıştırılmasına,çatıştırılmasına ve bölünmesine sonuna kadar direnecektir. Bu uğurda ödenecek bedel her ne ise, bunu da büyük bir gönül ve vicdan huzuru içinde ödemeyehazırdır.Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bu karanlık dönemde herkes aklını başına almalı, ayağını denk atmalıdır. Türk milleti çaresiz değildir, Türkiyesahipsiz değildir. Türkiye’nin kuruluşundan 87 yıl sonra bölünmesi ve parçalanmasının tarihi süreçte kaçınılmaz bir sonuç olduğunu düşünenler varsa, onlara söyleyeceğimiz tek söz şudur: Tarih henüz nihai hükmünü vermemiş, BüyükTürk Milleti ve bu vatanı ve milleti karşılıksız seven Milliyetçi Hareket henüz son sözünü söylememiştir."