Erzurum Güncel- MHP Lideri Devlet Bahçeli, seçim sonuçlarıyla ilgili Milliyet'e açıklamalar yaptı.Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50’yi nasıl bulduğu sorusuna şu yorumu yaptı: “Şimdi Meclis dışında kalan partilerin oy oranlarına bakıyorum. 2007 seçiminde Meclis dışında kalan sağ partilerin oy toplamı yüzde 12.99 olmuş. 12 Haziran 2011 seçiminde ise bu partilerin aldığı oy toplam yüzde 4.04 düzeyinde. Aradaki 8.45 oranındaki oyun da AKP’ye gittiği anlaşılıyor. Yüzde 50’ye ulaşmada bu oyların kaymasının da önemli etkisi olduğunu düşünüyorum. Küçük partilerin oyları da AKP’de toplanmış görünüyor.” Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın seçim akşamı ünlü balkon konuşmasıyla ilgili şunları söyledi: "Başbakan’ın balkon konuşmasında iki önemli konu vardı. Birisi, hesaplaşma yerine helâlleşme sözüydü. Hesaplaşma olmadan helâlleşme olmaz. Hesaplaşmadan helâlleşmem. Helâlleşmeden önce bir hesaplaşma yapılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümeti olarak, seçimlerde MHP’ye kurulan tuzaklar, kaset tezgahlarını ortaya çıkarmaları, yargıya teslim etmeleri, böylece hesaplaşmanın yapılması gerekir. Eğer bu oyunların içinde devletin kurumları varsa, onlar ortaya çıkarılsın ve hesap sorulsun. Önce bunu yapsınlar. Ayrıca meydanlarda MHP’nin hiç hak etmediği bin bir çeşit hakaretler yapıldı, iftiralar atıldı. Tehditler savuruldu. Bunlar için de özür dilemeleri gerekir. Özür dilemeden de helâlleşme olmaz. Kendisi bizim meydanlardaki bazı sözlerimiz için yargıya başvurarak hesaplaşmaya yöneldiğine göre, helâlleşmeden önce hesaplaşma istemek bizim de hakkımızdır.ÖNCE AÇIKLAMA YAPSIN SONRA KAPIYI ÇALSINBaşbakan yeni anayasa konusunda uzlaşmacı bir üslup kullandı. Muhalefetin kapısını çalacağını söylüyor. Kapımızı çalmadan önce kafasında nasıl bir anayasa var onu kamuoyuna açıklasın ki, biz de bilelim. Sayın Başbakan, seçim kampanyası boyunca yeni anayasadan söz etti ama nasıl bir anayasa düşündüğünü kapsamlı biçimde açıklamadı. Önce bu açıklamayı yapması gerekir ki, biz de kapıyı açıp açmayacağımıza karar verebilelim. Önce o açıklamayı yapsın sonra kapıyı çalsın." ORTAK BİR ANAYASA KOMİSYONU KURALIMYeni anayasa konusunda uzlaşma sağlanabilmesi önerilerini anlatan Bahçeli şunları kaydetti: "Bizim önerimiz şu: Meclis açılıp TBMM Başkanlık Divanı oluşturulduktan sonra çalışmalar başlayabilir. TBMM Başkanı’nın öncülüğünde bir ortak komisyon kurulabilir. Bizim önerimiz bu komisyona her partinin iki milletvekili ve bir de hukuk profesörü vermesidir. Her parti bu komisyona kendi anayasa ön hazırlığını bir rapor olarak sunar. Her partinin anayasa çalışması masaya yatırılır. Böylece uzlaşılacak konular belli olur. Bundan sonra kesinlikle uzlaşma sağlanamayan konular tespit edilir ve bunlar kamuoyuna açıklanır. Uzlaşma sağlanan konular üzerinde de çalışma devam eder ve metin yazılır. Bizim anayasa hazırlığımız tamam. Böyle bir komisyona sunacak durumdayız. Bize göre çalışmanın bu yöntemle yapılması gerekir. Ancak başka bir projeleri varsa, AKP’nin bir dayatması söz konusu olacaksa, böyle bir çalışma yürümez, onun da kamuoyuna açıklanması gerekir. O zaman bir başka yol olarak AKP-CHP-BDP bir metin üzerinde anlaşırlar ve onu açıklarlar. Bu durumda biz de bu metin üzerindeki görüşlerimizi açıklarız." ANAYASA İÇİN MHP'NİN ÜÇ KIRMIZI ÇİZGİSİ VARBahçeli, yeni anayasa konusunda MHP’nin kırmızı çizgilerini "Bizim kırmızı çizgilerimiz var ki, bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin de kırmızı çizgileridir bize göre. Üç başlık altında toplayabiliriz: 1- Anayasanın başlangıç metni; 2- Anayasanın ilk üç maddesi; 3- Demokratik özerklik gibi taleplerle Türkiye’yi bölünmeye götürecek madde teklifleri. Anayasa’nın başlangıç metni ve ilk üç maddesi konusunda hassasiyetimiz yüksektir. Keza, özerklik gibi, iki dil gibi Türkiye’yi bölünmeye götürecek tekliflere de kesinlikle karşı dururuz" sözleriyle açıkladı.OY VERMEYEREK BİZİ TERBİYE ETMEK İSTEDİLERBahçeli, kasetlerin oyları etkileyip etkilemediği konusunda "Türk toplumu ayıpların örtülmesi konusunda inançları doğrultusunda hareket etti. MHP’nin yüzüne vurmadı. Meydanlarda, hiçbir yerde bana bu konuda tek bir soru yöneltilmedi. Bu Türk toplumunun inancından ve olgunluğundan gelen bir hareket tarzıdır. Ayıbı yüzümüze vurmadı. Ayıpları örtmek, yüze vurmamak Türk toplumunun inancının, terbiyesinin bir gereğidir. O da öyle yaptı. Ayıbı yüzümüze vurmadı ama bazıları oy vermeyerek terbiye etmek istedi, tepkisini böyle gösterdi. Meydanlar doluydu, coşkulu kalabalıklar vardı ama hepsi oya dönüşmedi. Özellikle Orta Anadolu’da seçim sonuçlarına baktığımızda bu bölgedeki oy kayıplarında bunun etkili olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.