Erzurum Güncel-Piyasada satılan bir kitap var. Adı: “Kemal” Bu ismi görünce anlıyorsunuz ki anlatılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.Kitabın yazarı bir gazeteci olan Zübeyir Kındıra. Ankaralı gazeteci ciddiyetiyle tanınıyor.Kitabın 30 ve 31’inci sayfalarında çok önemli ve daha önce hiç duymadığım bir iddia var. İnternete baktım, bu iddia henüz hiçbir yerde yayınlanmamış. Bu bölüm hakkında bir yalanlama da olmamış.Kındıra, Deniz Baykal‘ın CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmesine neden olan kaset olayını anlatıyor. İsimleri vermiyor ama tarif ediyor. Gerekçe söylüyor.Ama en önemlisi bu kasetin hayli yüklü bir para karşılığı satın alındığını ve AKP’ye verildiğini ileri sürüyor. Üstelik yeni de değil, 2007 seçimlerinden önce ulaşmış iddiaya göre kaset AKP’ye ve Başbakan Erdoğan’ın da haberi varmış.Ben üzerinde fazla yorum yapmak istemiyorum. İşte o kitabın 30. sayfasındaki ilginç iddia aynen aşağıda:“Kaset aslında Baykal’ın da dediği gibi ‘son iki haftanın ürünü’ değildi. 2007 seçimleri öncesinde kullanılmak istendi. Ama o tarihlerde AKP’nin rakibi yoktu. Anketler yüzde 47‘yi gösteriyordu. Böyle bir yıpratmanın, zaten yenileceği belli olan Baykal’ın o sırada “vurulmasının” anlamı yoktu. Böyle bir şey önemli bir kozu harcamak demekti. İleride ve çok gerektiği bir zamanda kullanılmak üzere saklandı.Kasetler basit bir kurmaca ile hazırlandı. Kıbrıs’ta kumarhaneler başta olmak üzere birçok isme milyonlarca dolar borcu olan biri tarafından pazarlandı. Hem de bir değil birkaç kesime. Kasetten gelen paralarla borçlar ödendi. Ama kaseti satan kişinin hâlâ 1 milyon dolar kadar borcu var.Kasetin ulaştığı kesimlerden biri kaseti inceletti. Kendisini CIA Türkiye radyosu şefi olarak tanıtan biri tarafından incelendi. Sesbilim uzmanı olan ve 7 dil bilen bir profesör inceleme sonucunda; seslerin Baykal ve Baytok’a ait olduğu raporunu hazırladı.Başbakan Erdoğan’a yakın ve iki yıl önce sürpriz ölümü ile tüm ülkeyi üzen, hâlâ adı birçok spor tesisine verilen ünlü bir ismin de akrabası olan bu uzmanın verdiği rapor AKP kurmaylarına ulaştırıldı. Dahası kaset olayı patladıktan sonra bu rapor ve raporu hazırlayanların ismi, bu raporun Erdoğan’a iletildiği yolundaki bilgiler Deniz Baykal’a gitti.Baykal bu bilgileri alınca, problemi çözdü.”NOT: Sordum, kaseti satan kişinin Nesrin Baytok’a çok yakın bir isim, 7 dil bilen sesbilimci profesörün ise AKP yanlısı bir gazetenin yazarı olduğu cevabını aldım. ***Müthiş kadının yeni kitabıNalan Türkeli’yi daha önce yazdığı kitaplardan ve basından tanıyordum. “Varoşta Kadın Olmak” kitabıyla birden ünlenen Nalan Türkeli “İki Hayat ve Düşlerimde Sen Varsın” adlı kitaplar da yazmıştı.Geçenlerde aradı, gazetede ziyarete geldi. Böylelikle Nalan Türkeli‘yi daha yakından tanıma fırsatı buldum.Çok zayıf, hayli esmer, yüzünde yılların acılarının çizgileri ile her şeye rağmen hayat ve umut dolu, ne dediğini bilen, eğitim kurumlarından geçmemiş bir eğitimli kadındı karşımdaki.Yeni kitabını uzattı. “Belki De Hiç Yok Ölüm.” Adına baktım, gülümsedim, ama bu gülümseme yazarın kimliğini bilince mutluluk gülümsemesinden çok acı bir gülümsemeydi galiba.Nalan Türkeli’nin çileli bir yaşamı var. Gerçekten gecekonduda yaşamış, yaşıyor. Neredeyse çocuk yaşta evlendirilmiş, kocasını trafik kazasında kaybetmiş, yaptığı ikinci evlilikte ise yüzü gülmemiş yine kendi başına kalmış.Ama çileli hayat Türkeli’yi hiç yıldırmamış. Yazmaya başlamış. Güzel de olmuş. Kendisini yetiştirmiş. Ne bulursa okumuş, sormuş, öğrenmiş.Türkeli’nin yeni kitabı “Belki De Hiç Yok Ölüm” pek çoğumuzun başına gelebilecek anne hasta evlat ekseninde günün tüm siyasi, ekonomik ve sosyal olaylarının harmanlandığı bir roman. Birbiri ardına gelen cümlelerin içindeki duyguları, düşünceleri ve gerçekleri bir solukta okuyorsunuz.Nalan Türkeli, kitabını raflarda sattıramıyor çünkü ancak baskı parası bulabilmiş, o da eski kitapların gelirinden. Bu nedenle internet ortamında satabiliyor kitaplarını. Bu gerçekten müthiş kadının kitabını okuyun derim. İnternete girin, kitap satan sitelerde Nalan Türkeli adını bulun ve ısmarlayın. Pişman olmayacaksınız.***Biri bizi çok kötü kazıklıyorİİki gündür özellikle AKP’li medyada zafer çığlıkları atılıyor. Büyümede neredeyse dünya rekoru kırmak üzere olduğumuz, şans eseri OECD ülkeleri birincisi olduğumuz, krizi teğet geçtiğimiz yazılıp söyleniyor.Sevindirici tabii bu haberler de ne kadarı doğru. Aklı başında ekonomistler dibe vurduktan sonraki çıkışın normal olduğunu belirterek aslında hâlâ ekside olduğumuzu vurguluyorlar.Aslına bakarsanız vatandaşa yansımadıktan sonra büyümüşsün büyümemişsin fark etmiyor.Örneğin baksanıza 500 en büyük şirketin toplam satışları yüzde 10 düşmüş ama kârlılık yüzde 62 artmış. Bu işte bir gariplik yok mu? Satışlar düşüyor ama kâr artıyor. Bankalarda da durum böyleydi. Herkes fakirleşirken bankaların kârları dudak uçuklatan rakamlara çıkmış durumda.Türkiye halkı birileri tarafından fena halde kazıklanıyor mu nedir?***Tavuk böyle mi taşınır?Hayvansever bir okurum tüm tavuk üreticilerine bir mesaj göndermiş. Günümüz siyasetinin yarattığı koyu gri havaya rağmen duyarlı insanların varlığını göstermek amacıyla bu mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum: Geçenlerde TEM karayolunda giderken yanımdan geçen kamyonda gördüklerimden dolayı dehşete düştüm. Kamyonun üzerinde minicik kafesler ve kafeslerin herbirinin içinde silme dolu canlı tavuklar vardı. Bu insanlık dışı görüntüden dolayı insanlığımdan utandım. İşlerinizi yaparken ve hayatınızı kazanırken, bu sisteme daha insani bir çözüm bulamaz mısınız? Yoksa bu hep böyle devam edecek ve sizler hayatınızı kazanmak pahasına bu tavukçukların işkenceli ölümlerini normal mi karşılayacaksınız?***Hüseyin Çelik’in başlattığı üç aşamalı SBS’yi Nimet Çubukçu bitirdi. Bu karmaşadan dolayı kimseye kızmayalım. Zira kendileri gençlerimize, deneme yanılma yoluyla öğrenmenin inceliklerini öğretiyor! (Gani Yıldız)