İnadına Emirşeyh…

Erzurum’da artık moda oldu. “Çamur at, tutmasa da izi kalır.” İşte çamur atılanlar zincirine şimdide Emirşeyh restoran katıldı. Fısıltı gazeteleri, şimdi bu işletmeyi yıpratmak ve bitirmek için harekete geçtiler. Bizde bu gün inadına Emirşeyh’e öğlen yeme

Erzurum Güncel- Emirşey’le ilgili dedikoduyu duymuşsunuzdur. Güya, at eti yakalatmışlar ve bu yüzden de dükkân günlerce mühürlü kalmış. Birkaç hafta önceydi bu söylenti kulağımıza gelince, yemek vakti olmamasına rağmen iki arkadaşımı da alıp doğruca Tebrizkapı’da neredeyse elli yıldan beri köfte yapan ve yaptığı lezzetli köfte sayesinde de ülke genelinde “marka” olan Emirşeyh’e gittik. Dükkân açıktı, ocakta köfteler pişiyordu, masalar doluydu. Yani at eti yakalattığı için mühürlenmiş bir dükkân görüntüsü yoktu. Birkaç gün sonra yine gittik, bu kez çok daha kalabalık bir gruptuk… Emirşeyh’te ne zabıta kontrolü olmuştu, ne de dükkân kapatılmıştı. Fakat buna rağmen, müfteriler düğmeye basmıştı: “Emirşeyh mühürlendi!” Başka şehirlerde durum nedir bilmiyorum ama Erzurum’un yapısı şudur: İnsanlarımız gördüklerine değil, duyduklarına inanıyor. Tıpkı vaktiyle Şam’da olduğu gibi... Hani Muaviye’nin şu dişi deve hikâyesi var ya… Şam Valisi Muaviye, Küfeli tacire şöyle demişti: “Git Halife Ali’ye deki Şam’da insanlar gördüklerine değil, valinin söylediklerine inanıyor.” Durum bizde de öyle ne yazık ki… Emirşeyh dediğin şehrin göbeğinde bir lokanta… Kenarda köşede değil ki, “Efendim gidip bakamadım bana çok ters geliyor” denilsin. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, bakanlardan yabancı diplomatlara, sanatçılardan sporculara, işadamından sade vatandaşına kadar toplumun her kesiminden binlerce misafiri ağırlamış ve ikramlarıyla bir gidenin bir daha gitmeyi istediği bir marka haline gelmiş bir lokanta niye at eti satsın ki? Bu çaptaki bir işletme sahibinin böyle bir şey yapması için ya çıldırması lazım ya da intihara karar vermiş olmalı… Erzurum halkı dükkՑn sahiplerini yakından tanır. Hele doktor Adnan’ı… Rahmetli babaları Köfteci Nedim’in, seyyar arabayla başlattığı köfte serüveni evlatları eliyle öyle büyüdü öyle büyüdü ki, bugün Türkiye’nin hemen her yerinde bilinen bir isim haline geldi. Altı yedi yıl önce tam bir milyon lira harcayan kardeşler, Emirşeyh’i Mısırlı ustalara, Mısır motifleriyle yeni baştan dizayn ettirmişlerdi. Ne müşteri sıkıntıları var, ne de kendilerini anlatma ihtiyacı duyuyorlardı. Çünkü işleri tıkırında, yaptıkları iş temizdi. Oradaki cağ kebap için aynı şeyi söylemek çok kolay değil ama bildiğimiz Emirşeyh Köfte on numara bir köftedir. Ben biliyorum ki, koliler halinde şehir dışına bile servis ediliyor. Kim bu iftirayı atar, muradı nedir bilen yok. Adamlar dava açacak ama ortada elle tutulur gözle görünür biri yok ki yakasına yapışsınlar. Lakin dedikodunun ardı arkası da kesilmiyor. Allah uzun ömürler versin muhterem büyüğümüz Rasim Cinisli ağabeyi yıllar evvel bir anısını paylaşmıştı bendenizle. “Ağabeyi Erzurum’dan aday olun” demiştim de, cevaben “Amandır Mehmet Beyciğim aman; ben vaktiyle o süreci yaşadım, genç yaşta vekil de oldum, İstanbul gibi bir yere iktidar partisinin il başkanı da oldum. Erzurum insanı yoran bir şehir… Erzurum’da bir çevre var ki iftirada kimse ellerine su dökemez. Misal bekar adamın karısını orospu ilân ederler.” Rasim ağabeyi hiç de haksız değil. Zaman zaman o yapının artık etkisini yitirdiğini düşünüp, yeniden umutlandığımız bir anda bi bakıyorsunuz ki şer odakları düğmeye basmış: “Filanca batmış” “Filanca, falancayla basılmış” “Filanca tefecilerin kucağına düşmüş” “Falancanın karısı bilmem kimle düşüp kalkıyor” Ve son olarak da Emirşeyh örneğinde olduğu gibi… “At eti yakalanmış” Bu husustaki kanaatim şudur: Emirşeyh bir yana, bendeniz Erzurum’da en sıradan bir lokantanın dahi asla müşterisine zararlı veya bozuk bir ürün sunacağına ihtimal vermem. Her büyük işletme gibi, Emirşeyh de yaptığı köfte ve kebap için kendi etini kendi kesiyor. Niye at etine tenezzül etsin ki? Et mi karaborsada, hayvan mı? Sonuç olarak diyoruz ki, yazık hem de çok yazık… Erzurum zaman zaman öyle büyük yanlışlara teşne oluyor ve çanak tutuyor ki, harici bir düşmana ve fenalığa lüzum kalmıyor. Biz bize yeterince zarar verebiliyoruz. Emirşeyh orada, belediye, zabıta ve sağlık müdürlüğü de şurada… İnanmayan veya aksine inanan küçük bir zahmete katlanır, önce lokantayı tetkik eder ardından da ilgili kurumlara gidip, “bilgi edinme hakkı” çerçevesinde sorar: “Emirşeyh at eti yakalattı mı, bu sebeple de mühürlendi mi?” Evet bu kadar basit… Ne zaman ki dedikoduya prim vermez iftiracılara itibar etmez isek işte o zaman Erzurum koşmaya başlayacaktır. Aksi halde birbirimizin etini yemekten ve birbirimize çamur atmaktan, kalkınmaya mecal bulamayacağız.

Genel Haberleri

Kimliğiniz, adresiniz, telefonunuz... 200 liraya satılıyor olabilir!
MasterChef Beyza gözyaşları içinde şiddete uğradığını açıkladı! 'Yüzüm yanınca...'
ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu