Erzurum Güncel-Erdoğan, Bitlis’te belediyeyi ziyaretinde sivil toplum kuruluşlarınıntemsilcileriyle bir araya geldi.Burada konuşan Erdoğan, amaçlarının birinci derecede oy toplamaolmadığını, gayelerinin bu bölgenin dertlerine bir an önce derman üretmek,bölgeyi kalkındırmak ve bölgeyle birlikte Türkiye’nin kardeşliğini en ileriseviyeye taşımak olduğunu söyledi. Erdoğan, "İnkar, Türkiye’yi hiçbir yeretaşımaz; inkar, kardeşliğimizi pekiştirmez, bölgenin dertlerine derman üretmez,sorunlarını çözmez" dedi.Yola çıktıkları andan itibaren kalplerini, gözlerini, kulaklarınıaçtıklarını ve bölgedeki vatandaşın sesine kulak verdiklerini anlatan Erdoğan, busorunu çözmek için kollarını sıvadıklarını belirtti.Bitlis’te devlet adamlığı yapmış Şükri Bitlisi’nin ifadelerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:"1500’lü yıllarda kaleme aldığı bu ifade, çok ilginç. ’Türk ile Türk,Kürt ile Kürt. Evde koyun, yabanda kurt’... Bu dizeler bundan 500 yıl önce yazılmış. 500 yıl önce Şükri Bitlisi, Kürt ile Türk’ün birbirine kardeş olduğunu,birbirleriyle kaynaştığını, bütünleştiğini, yabana, düşmana karşı Türk ile Kürt’ün bir ve beraber olduğunu anlatıyor. Biz bu coğrafyada birbiriyle 50-100yıl önce tanışmış insanlar değiliz. Biz bu coğrafyada birbiriyle zorakibirliktelik kurmuş halklar değiliz. Biz bu coğrafyada bin yıldır varız, binyıldır biriz ve bin yıldır beraberiz ve etle tırnağız, biz birbirimizin akrabasıdeğil, birbirimizin kardeşiyiz. Bu birlikteliği bozmaya kimsenin gücü yetmez. Bukardeşliğin içine fitne sokmaya hiç kimsenin gücü yetmez. İşte onun için gündelikpolitikalara da gündelik çözümlere de takılıp kalmayacağız."-"AK İLE KARANIN BELİRGİN BİR HAL ALDIĞI SÜREÇ"-Son derece ibret verici bir süreçten geçildiğini belirten Erdoğan, "Ak ile karanın çok daha belirgin bir hal aldığı bir süreçten geçiyoruz" dedi.Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ni, kardeşlik, birlik, huzur adınabaşlattıklarını ifade eden Erdoğan, "Artık Türkiye’nin ne doğusuna ne batısına,annelerin o hıçkırıklı sesleri duyulmasın diye onlara seslendik. ’Gençler vurulupyere cansız düşmesin’ dedik" dedi.Kerbela’da Hz. Hüseyin’in şehit edilmesini anımsatan Erdoğan, Alevi’si,Sünni’si, Kürt’ü, Türk’ü, tüm İslam dünyasının, hatta tüm insanlığın bu acı olayıunutmadığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Hz. Hüseyin, kendisinin Müslüman olduğunu iddia edenler tarafındanşehit edildi. İşte burası çok manidar. Bizim önümüzde Kerbela gibi bir örnek, biracı olay varken, hala neden canlara kıyılıyor? Gençlerin ölümünü neyle izahedeceksiniz? Bu gençlerimizi şehit edenleri, bu zihniyeti çekin bir kenara, sorunkendilerine; onlar da sizin, bizim yanımızda aynen bu ifadeleri kullanacaklardır,’Biz Müslümanız’. Peki nasıl bu cana kıydın, nasıl şehit ettin? İşte burasımanidar.Bu bölü terör örgütüne karşı bizlerin bir ve beraber olması şart. Çünkübizim medeniyetimizde teröre yer yok, sevgiye, kardeşliğe, barışa yer var. Bizbunu halletmeliyiz. Acılı anneler, babalara soruyorum; ’Bunu neyle izahedeceksiniz, bu böyle devam edebilir mi? Gençlerin ölümüne seyirci kalınabilirmi’. Verilen cevap ’kalınamaz’. Ama bakıyorsunuz birileri seyirci kalmak istiyor.Birileri bu acılardan siyasi rant üretmek istiyor. Birileri çıkıyor, Milli Birlikve Kardeşlik Projesi’ne karşı geliyor, adeta ’ay yıldızlı tabutlar içerisindeşehitler gelmeye devam etsin’ diyor, oradan rant elde edecek. Bir başkasıçıkıyor, Milli Birlik ve Kardeşlik sürecine karşı çıkıyor, o da istismar zeminikurumasın, devam etsin istiyor."Kendisini dinleyenlere "Kardeşlerim bu oyunu görmek zorundayız. Bu oyunugörmek ve bu oyunu bozmak zorundayız" diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:"Kirli siyaset artık daha fazla kazanmasın, provokatörler, tahrikçilerkazanmasın. Artık benim ülkemde gençlerin ölümünden silah tüccarları kazanmasın.Benim doğulu, güneydoğulu kardeşimi artık birileri daha fazla istismar etmesin.İşte bu mesele de sadece devletin meselesi değil, bu mesele sadece devlet eliyleçözülecek bir mesele değil. Bu mesele de sizin, hepimizin, bizim ortakmeselemizdir. Bunu birlikte çözmek zorundayız. İş adamları, sivil toplumörgütleri, vakıflar, dernekler, sendikalar, kanaat önderleri kenarda durmayacak.Üniversiteler bu oynanan oyuna seyirci kalmayacak. Anneler, babalar, kardeşlerkenarda durup süreci seyretmeyecek. Sadece hükümet değil, herkes elini bedenini,yüreğini taşın altına koyacak ve biz hep birlikte bu günleri geride bırakacağız.Yeterince acı yaşadık. Bu milletin kardeşliğine kastedenler yeterince sevindi.Artık fitnecileri, provokatörleri, silah tüccarlarını değil, kendimizi sevindirmezamanıdır."