Erzurum’daki en hareketli sektör kuşkusuz ki inşaat sektörüdür. Yerli müteahhitlerimiz eliyle her yıl 2000 ila 2500 konutun inşa edildiği şehrimizde, inşaat sektörünün yıllık cirosu 50-60 milyon lira arası. Öte yandan toplam 300 kalem girdisi olan inşaat sektörünün, imalatın gelişmesine olduğu kadar, istihdama da ciddi bir katkısı var. Kaba bir hesaba göre, vasıflı-vasıfsız yaklaşık 10 bin kişi bu sektör sayesinde evine ekmek götürüyor. Bu da Erzurum gibi nüfusunun yarısı kırsalda yaşayan bir şehir için kayda değer bir oran...Bütün bu rakamları şunun için veriyoruz.Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, daha göreve başlar başlamaz Erzurum’a dair çektiği fotoğrafa bakıp, "acilen el atılması gereken sektör inşaat sektörüdür" demişti.Madem ki bu şehirde en hareketli sektör inşaat sektörüdür, o halde bu sektörün çok daha iyi şartlara ulaşması ve şehre olan pozitif katkısının artırılması gerekir.Peki bu nasıl olacak?Belediyelerin tespitine göre Erzurum’da kentsel dönüşüm kapsamına giren yani acilen yıkılması gereken mesken sayısı 37 bin dolayında. Geçtiğimiz dönem başta Yakutiye Belediyesi olmak üzere, diğer belediyelerin kamulaştırdığı mesken adedi ise abartılı biçimde de olsa 3 bini geçmiyor. Demek ki hâlâ bu şehirde 34 bin civarında sökülmeyi bekleyen metruk yapı var. Ve üstelik bu yapıların neredeyse tamamı da çekirdek Erzurum’un bünyesinde bulunuyor.Erzurum, haklı-haksız sebeplerden ötürü ne yazık ki bir sanayi kenti olamadı. Ancak buna mukabil temayüz ettiğimiz alanlar da yok değil. Misal inşaat sektörü...Bu alanda uzman olan kişilerin bildirdiğine göre, Erzurum’un müteahhitleri yaptıkları kaliteli inşaatlardan ötürü ülke genelinde haklı bir şöhrete sahipler.Belki konforu fazla binalar yapamıyoruz ama belli ki başta deprem gerçeği olmak üzere, bölge ve iklim koşullarına karşı sağlam konutlar üretiyoruz. Bu da hem şehrimizin, hem de müteahhitlerimizin artı hanesine yazılan bir puandır.Madem ki Erzurum uzun bir aradan sonra, meselesine vakıf bir büyükşehir belediye başkanına kavuştu, o halde bu imkânı çok iyi değerlendirmek zorundayız.Başkan Sekmen, Erzurum’un bu harabe görüntüden tek başına belediyenin çabasıyla kurtulamayacağını biliyor. Belediyeler artı işadamları omuz omuza verip planlı bir çalışma sergileyebilirlerse Erzurum önümüzdeki beş yıl içinde tanınamaz hale gelebilir.Ülkemizde bunun onlarca örneği mevcut.Biz geçmişte başaramadık ama başaran şehirler var ve o şehirler bugün Erzurum’la mukayese edilemeyecek kadar gelişmiş durumda...Misal:Kayseri, Konya, Gaziantep, Denizli, Eskişehir, Samsun, Şanlıurfa...Erzurum bugün modern bir şehir olamadıysa bunda bir çok faktörün yanı sıra, geçmiş yerel yönetimin işadamına hırsız gözüyle bakması ve sermayeyi kovması yüzündendir.Fakat şimdi sermayeye ve işadamına şaşı gözle bakmayan işinin ehli bir yönetim işbaşında...Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, önceki dönem önüne konulan tüm takozlara ve Büyükşehir’in akla ziyan tavrına rağmen, (üstelik gücü de çok değildi) Erzurum’da iki binin üzerinde meskeni kentsel dönüşüm kapsamında kamulaştırdı ve işadamlarına yeni çalışma alanları açtı.Oysa Büyükşehir hem yetki, hem de imkân bakımından ilçe belediyeleriyle mukayese edilmeyecek kadar güçlü… Bütün mesele, o yetki ve imkânı adil biçimde kullanıp, şehrin işadamlarına fırsat sunmaktır. Çünkü bizde artık rüştünü ispatlamış müteahhitler ve işadamları var. Yeter ki onlara ufuk açıp, imkân sunacak yerel yönetim olsun...Sekmen, şu ana kadar verdiği görüntü ve yaptığı açıklamalarla bunu başaracak gibi duruyor.Başka bir Erzurum olmadığına göre, bugün iri bir köy görüntüsü veren şehrimizi bu arızalı yapıdan kurtarmak için önümüze yeni bir fırsat çıkmış durumda.Önümüzdeki beş yıl içinde ya yeniden ayağa kalkıp koşmaya başlarız yahut da...Onu düşünmek bile istemiyorum.Erzurum’da kara para olmadığı için haram ekonomimiz de yok.Şükür ki öyle...Ama Erzurum’da verilecek her işi layıkıyla başaracak çok iyi yetişmiş insan gücümüz ve çalışkan işadamlarımız var.Öyle bir iki değil, onlarca hem de...Sekmen’in yapacağı başlıca şey, işte o iyi yetişmiş insanımıza fırsat sunmak, onlara güvenmek ve onlara omuz vermektir.Görün bakın gerisi nasıl kendiliğinden gelecek.İnanmayan şöyle çevresine bi baksın...Kimsenin kolay kolay cesaret edemeyeceği nice işleri, bizim insanımız samimi çabası ve cesaretiyle başardı.Mehmet Sekmen gibi bir ustanın kaptan köşkünde olduğu bir şehir eğer bu kez de ayağa kalkamaz ise, yazık hepimize, yazık geleceğimize...