Erzurum Güncel- İran’da cuma günü yapılan ve muhafazakâr aday İbrahim Reisî’nin 8. Cumhurbaşkanı olduğu seçim tarihi bir protesto eylemine dönüştü. Reisî’nin hemen ardından ikinci sırayı yönetimi protesto amaçlı kullanılan ‘beyaz oylar’ aldı. Resmî sonuçlara göre, katılımın yüzde 48,8 seviyesinde olduğu seçimde sandığa giden seçmenlerden 3 milyon 726 bin 870’i tepki amaçlı ‘beyaz oy’ kullandı.
DÜNYA TARİHİNDE BİR İLK
Kritik seçimi gazetemize değerlendiren Tebriz Araştırma Merkezi uzmanlarından Babek Şahed, bu sonuçların dünya seçim tarihinde bir ilk olduğunu belirterek “İran rejimine sandıktan güçlü bir mesaj verildi. Halkın yüzde 50’si sandığa hiç gitmezken gidenlerin de önemli bir çoğunluğu sistemin sahiplerine tarihî bir uyarıda bulundu’’ dedi.
Mevcut yönetim ile savaş hâlinde olan Belucistan bölgesinde seçime katılımın yüzde 65’ler düzeyinde olduğuna dikkat çeken Şahed, Türklerin yoğun olduğu bölgelerde yüzde 43-44 olduğunu kaydetti. Şahed “Başkent Tahran’da ise seçmenin yüzde 70’inin sandığa dahi gitmedi’’ diye konuştu.
KATILIM YÜZDE 48'DE KALDI
Babek Şahed, İran’da seçime katılım ve verilen protesto oylarının önemine dikkat çekerek şunları kaydetti:
Bu sonuçlar, şunu gösterdi ki; reformcu ya da muhafazakâr tüm siyasi aktörler ve rejimin asli yapısına güven en alt düzeyde. İran dinî lideri ve rejimin bir numaralı ismi Hamaney’in onca uyarısı ve teşviklerine rağmen geçen seçimde yüzde 78 olan katılım bu sefer yüzde 48’lere kadar geriledi. Bunların da yüzde 10’u beyaz oy kullanan kişiler. Hameney dâhil birçok önemli isim bu seçimler öncesi katılımın önemini vurgularken çıkacak sonuçları da sistemin meşruiyeti ile ilişkilendirdi. Tüm bunlara ek olarak İran’da Şinasname diye bir seçim kimliği uygulaması var. Sandığa giden her şahsın bu kimliği mühürlenir ve bu durum İran vatandaşlarının tüm resmî işlerinde dikkate alınır ve o kişiye bazı ayrıcalıklar sağlar. Her şeye rağmen açıklanan rakamlar ortada. Müesses nizam bugüne dek hep Cumhurbaşkanlığının reformcu kanatta olduğunu ve kendilerinin suçlanamayacağını öne sürüyordu. Şimdi bu makam da kendilerinde. Ekonomik darboğaz ve rejimin baskı politikaları devam ederse kesinlikle önü alınamayan sokak olayları başlar.