Erzurum Güncel- Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Geçtiğimiz günlerde TÜSİAD Başkanı Muarrem Yılmaz’ın "HSYK’yla ilgili kanun teklifinden rahatsızlık duyuyoruz. Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez" sözlerine sert tepki göstererek, bunun "ülkeye karşı bir ihanet" anlamına geldiğini söylemişti."BUNUN ADI İHANETTİR"Parti grubunda bu konuyu yeniden gündeme getiren Erdoğan "Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesini yurt dışına kötüleyen, uluslararası yatırım çevrelerine kendi ülkesini karalayan bir işveren örgütünü bulamazsınız. Dünyanın her yerinde bunun adı ihanettir" dedi."İSLAM KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL"Konuşmasının sonlarına doğru sert ifadeler kullanan Erdoğan şu ifadelere yer verdi: "İslam hiç kimsenin tekelinde değildir. Hizmet etmek, yardımlaşmak, paylaşma, eğitim, bilim, talebe yetiştirmek gibi kavramlar insani kavramlardır. Hiçbir örgütün ipoteği altına giremez. Herkesi dışlayan bir hareket tarzına asla bürünemez. Hele hele hizmet teşekkülü iddiasında hareketlerin siyasi parti gibi davranmaları, bir takım şantaj ve çirkin görüntü ve ses kayıtlarıyla anılmaları asla kabul edilemez. Hizmet aşkıyla hareket eden ve yollara çıkan kıtalar aşan nice samimi kardeşimize rağmen bu örgüt maalesefe uluslararası çevrelerin maşası olmayı tercih etmiştir. Binlerce insanın gayreti cehdi mücadelesi ve uluslararası karanlık çevrelere peşkeş çekilmişir. Bu örgüt mensubu tüm arkadaşlarımızı düşünmeye ve muhasebeye davet ediyorum."Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;Muş'ta 21 vatandaşımız vefat etti, 29 vatandaşımız yaralı. Ölenlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifa diliyorum.Geçtiğimiz hafta Brüksel'de önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Brüksel'de gece binlerce kardeşimiz bizleri beklediler ve meydanda onlarla orada adeta miting gerçekleştirdik.5 yıl aradan sonra yaptığımız izyaret hem AB Türkiye ilişkilerinin ele alınması hem de Türkiye'deki gelişmelerin aktarılması konusunda olumlu oldu."KENDİ ÜLKELERİNİ KÖTÜLEDİLER"Avrupa Birliğinin tek taraflı bilgilendirilidği, ve yanlı bilgilendirildiğini gördük. Bilgilendirilmelere karşı temkinli olmalarını, Türkiye'deki olayları tarafsız değerlendirmeleri konusunda sağlıklı neticeler alabileceklerini hatırlattık. türkiye aleyhine yanlış bilgilendirmelerin bizler yabancısı değiliz. Türkiye dışarıya karşı olduğundan farklı lazs edilmek istendi. Kapmanyalarla Türkiye ekonomisi yıpratıkmak yatırımcılar etki altına alınmak istendi. Türkiye aleyhine kampanyalar içeriden bazı odakların eliyle yürütülmüştür. CHP başta olmak üzeri bazı siyasi partiler yurt dışında kendi ülkelerini kötüleme vazifesi üstlenmişlerdir. Hükümet değil hükümet politikaları değil topyekün Türkiye ekonomisi hedef alınarak geminin tabanına delik açılmak istenmiştir."76 MİLYONUN NE OLACAĞINI DÜŞÜNMEDİLER"Ekonomi kötü giderse hükümet yıpranacak 76 milyona ne olacağını zerre kadar umursamadılar. Gezi olayları sırasında ibretlik örneğini yaşadık. Sosyal mecralardan ekonomiyi durdurma çağrısı yaptılar. Uluslararası medyayı kullanarak zihinlerde soru işareti oluşturma girişimleri oldu. Tüm bunlara rağmen ekonomimiz büyümeye devam ediyor."GEZİ OLAYLARINDA BUNU GÖRDÜK"Gezi olaylarında bunu gördük. Ekonomiyi durdurma çağrısı yapanlar oldu. İhanet boyutundaki tüm bu çabalara rağmen Türkiye ekonomisi istikrarla büyümeye devam etti. Onlar tüketmeyin dedikleri halde 2002 yılında 91 bin otomobil satılmıştı. 2013’te ise rekoru yeniledik ve tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştık. 665 bin yeni otomobil satışı gerçekleşti. 2013’te 2 milyon 591 bin yeni buzdolabı satıldı. Çamaşır makinesinde durum aynı 2013’te 1 milyon 992 bin adet çamaşır makinesi satıldı ve yeni bir rekor elde edildi."HAZIMSIZLAR ŞUNU BİLSİN"Bütün sabotajlara rağmen Türkiye ekonomisi dirençli şekilde yoluna devam ediyor. Nitekim büyüme yüzde 4 olarak gerçekleşti ki bu konuda dünyada en yüksek büyüme kaydeden ülkelerden biri olduk. Türkiye ekonomisine zarar verebileceğini zanneden içerdeki ve dışardaki hazımsızlar şunu bilsin. Türkiye ekonomisi sağlam bir zemine oturdu ve bu zeminde kararlı bir şekilde ilerliyor."DÜNYANIN HER YERİNDE BUNUN ADI İHANETTİR"En küçük bir krizle etkilenmiyor ve sabotajlar karşısında savrulup gitmiyor. Bir takım işveren örgütlerinin uluslararası sermayeye ve finans çevrelerine yaptıkları çağrıları ve kendi ülkelerine yaptıkları tehditleri artık dünya finans çevreleri dikkate almıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesini yurt dışına kötüleyen, uluslararası yatırım çevrelerine kendi ülkesini karalayan bir işveren örgütünü bulamazsınız. Dünyanın her yerinde bunun adı ihanettir.Sadece 11 yıl içinde Türkiye 150 milyar dolar yatırım çekti. Dünya yatırım ajansları birliğine 130 ülkeden 175 ajans üyedir. Dünya yatırım ajansları birliği Güney Afrika'da toplandı ve Başbakanlığa bağlı yatırım ajansımızı oy birliğiyle başkanlığa seçti."KAZANAN 76 MİLYON OLACAK"Bizim yatırım destek ve tanıtım ajansımız bu birlikte 2011'den beri başkan yardımcılığı görevindeydi. Türkiye başkan olunca Azerbaycan Yatırım Ajansı da başkan yardımcısı oldu. Türkiye bu alanda büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Türkiye uluslararası yatırımlar için cazip bir ülke haline geldi. Yabancı sermaye bundan sonra da Türkiye'ye gelmeye devam edecek. TÜSİAD gibi kuruluşlar kendi ülkelerine yabancı kalmaya devam ediyor. Bugüne kadar böyle oldular belli ki bundan sonra da böyle olacaklar. Eski Türkiye'nin aktörleri şunu kabul etsinler. Türkiye'de artık kazanan elitler değil, bundan sonra kazanan her zaman 76 milyon olacak.FRANSA CUMHURBAŞKANI'NIN ZİYARETİFransa Cumhurbaşkanı Hollande Türkiye'ye ziyarette bulundu. 22 yıl aradan sonra böyle bir ziyaret gerçekleşti. Önemli ve verimli görüşmelerimiz oldu. Bugüne kadar olan süreci ve sonraki süreci değerlendirme açısından önemliydi. Önümüzdeki hafta Almanya'ya yapacağımız ziyaret de Türkiye-AB ilişkileri bakımından önemli olacak. Sayın Şansöyle Merkel ve ortaklarıyla görüşeceğiz. İşadamlarıyla Almanya'da bir araya geleceğiz. Bugün akşam saatlerinde resmi bir ziyaret amacıyla Tahran'a gideceğiz. Yarın gün boyunca Tahran'da İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney, Cumhurbaşkanı Ruhani ve yardımcısıyla görüşmelerimiz olacak."İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR"Suriye'de BM gözetiminde Esed rejimi ve muhaliflerin katıldığı Cenevre görüşmeleri devam ederken, katliam görüntüleri dünya kamuoyunda etkili oldu. 55 bin kare fotoğrafın ektisi hepimzin malumudur. Nazilerin Musevilere yaptığı soykırımı, Bosna katliamını ve Filistin'i hatırlatan fotoğraflar Suriye'deki insanlık dışı durumu da ortaya koydou. Suriye'de rejim güçlerinin kuşatması altındaki Yermuk kampında, dünyanın kulaklarını tıkadığı bir insanlık dramı yaşanıyor."KEDİ KÖPEK YİYORLAR"Hapsedilen binlerce insan kadın çocuk ve yaşlılarlar çok büyük bir açlıkla pençeleşiyor. Sokaklarda bir deri bir kemik kalmış en son ne zaman yemek yediğini hatırlamayan, ot ve kaktüs yiyerek ayakta kalan yüzlerce insanın bulunduğu ifade ediliyor. Oradaki ilim adamlarının ulemanın verdiği bazı fetvalarla kedi köpek yeme durumunda kalan insanlar var. Kampta bulunan Filistinlilerin ifadelerine göre, su tuz ve baharat karışımı çorba ulaşabilenlerin en lüks gıdası. Kampta şu ana kadar ölenlerin sayısı 73'e ulaştı. Abluka devam ederse ölümler artacak. Suriye'de toplu katledilen çocuklar, ne de bu manzaralar küresel vicdanın titremesine vesile olmadı. Hala utanmadan Suriye'nin dışişleri bakanı Cenevre'de Türkiye'ye ve körfez ülkelerine hakaret edebilecek kadar densizleşebiliyor. Bu trajedi ne yazık ki ülkeler kurumlar nezdinde gereken ilgiyi bulamadı."BU KATLİAMIN SAVUNULABİLİR BİR TARAFI OLABİLİR Mİ?"Suriye'de rejim fotoğrafçısının çektiği fotoğraflar meselenin ciddiyetini ortaya koydu. İnanıyorum ki ciddi bir infial oluşturdu. Kimyasal silahlarla toplu halde öldürülmüş çocukların görüntüleri karşısında vicdanı olan herkes mahçup olacaktır. Ama niçin sadece kimyasal silahlar diyoruz. Kimyasal silahlarla 1500 kişi ölmüşse, öbür tarafta 150 bin insan konvansiyonel silahlarla öldürüldü. Sonucu ölüm olan bir katliamın savunulabilir bir yanı olabilir mi?"ASIRLAR GEÇSE DE DURUŞUMUZ UNUTULMAYACAK"Suriye'deki katliam yüz yıl belki binlerce yıl unutulmayacak. Suriye hatırlandıkça mesele karşısında dik duruş sergileyen Türkiye'nin tavrı da hatırlanacaktır. Aradan yüz yıllar geçmesine rağmen ecdadımızın Endülüs'e Afrika'ya hatta Avrupa'ya gösterdiği duruş nasıl bugün bile hatırlanıyorsa aradan asırlar geçse de duruşumuz unutulmayacaktır. Yapılan sabotajlara rağmen mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Birileri gidip Esed'in yanında dursa, sırtını sıvazlasa da biz ısrarla hakkın adaletin mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz."YARDIM TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ"Birileri gidip Esed'in yanında dursa, sırtını sıvazlasa da biz ısrarla hakkın adaletin mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Birileri alçakça MİT'e karşı sabotaj düzenlese de, biz mazlumlara yardım taşımaya devam edeceğiz. Rabbimden Suriye'nin mazlum hakkı için sabır niyaz ediyorum. Suriye bu ağır imtihandan zaferle çıkacak. Suriye'nin kardeşi olarak Türkiye de tarihe büyük millet olarak adını yazdıracaktır.MISIR'DAKİ GELİŞMELERMısır'da 25 ocakta bir kez daha kan döküldüğüne ve 62 kişinin katledildiğine şahit olduk. Bunların katline yol veren kişi olan Sisi mareşal oldu. İşte askeri darbelerin bu taltif anlayışı mantığı budur. Yakında da kendisine orada kendileri çalıp oynamak suretiyle Mısır'ın cumhurbaşkanı yaparlarsa şaşmayın. Yol oraya gidiyor. Mısır'da da insani çizgimizi muhafaza etmeye ve Mısır halkının yanında durmaya devam edeceğimizi ilan ediyorum.MHP SEÇİM BÜROSUNA YAPILAN SALDIRIMHP'nin seçim bürosu önünde yaşanan tartışmanın ardından silahlı saldırının ardından bir vatandaşımız öldü yedi kişi de yaralandı. Emniyet derhal harekete geçerek olayı aydınlattı ve zanlıları gözaltına aldı. Seçim bürosundaki şahıslarla sokaktan geçenler arasında yaşanan tartışma neticesinde bir grubun seçim bürosuna gelmek suretiyle ateşli silah ve bıçaklı saldırıyla böyle bir olayı gerçekleştirmiş olmaları düşündürücü ve üzüntü vericidir. Yine dün gece Şişli belediyesine provokasyon amaçlı bir saldırı düzenlendi. Bu olayı da emniyet hassas bir şekilde takip ediyor. AK partinin seçim bürolarına da saldırılar düzenlendi. En son Van'da adayımıza yapılan saldırılar bir kenara bırakılamaz. İki kez Van büyükşehir başkan adayımızın evine ses bombası atıldı. Hakkari Çukurca'da ilçe başkanımızın aracı yakıldı. Sağduyu ve soğukkanlılıkla karşıladık. Saldırıları bir istismar vesilesi yapmadık. Seçim bürolarına yapılan saldırı ne olursa olsun hiç kuşkusuz milli iradeye yönelik bir saldırıdır. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Hayatını kaybeden kardeşimize Allahtan rahmet niyaz ediyor tüm MHP camiasına da başsağlığı mesajarımı iletiyorum.Bu arada İstanbul'da cumartesi günü iki önemli toplantıya katıldık. Diyanet tarafından İslam ansiklopedisinin tamamlanması vesilesiyle bir tören düznelendi. Buradan bir kez daha İslam ansiklopedisinin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Cumartesi günü akşam saatlerinde Milli İrade platformunun düzenlediği bir yemeğe katıldık."HİÇBİR ÖRGÜTÜN İPOTEĞİ ALTINA GİREMEZ"Cumartesi akşamı bir araya gelen 150 sivil toplum teşkilatı cemiyetimizin farklı kesimlerini temsil ediyor. Hepsi fikirleriyle ve yöntemleriyle birbirlerine göre farklılık gösteriyorlar. Ancak yine hepsi milli ve manevi değerlerimize sahip çıkma noktasında aynı hedefe bakıyor. Hükümetimize saldırı başladığında bu STK'lar gazetelere ilan vermiş ve insafsız saldırıya karşı iki bildiri yayınladı. Bu 150 teşekkülün gazetelerde dile getirdiği hissiyatı bir kez daha dile getirdiklerini gördük ve mütehassıs olduk. Sivil teşekküllerin 17 Aralık darbesini çok iyi teşhis ettiklerini ve saldırının asıl niyetini keşfettiklerini görüyoruz. Ortak hissiyatları ise şuydu: Bir hareketin kendi ülkesine karşı bu kadar hasmane ve haince tavrı karşısında vakıflarımız, derneklerimiz ciddi rahatsızlık duyuyorlar ve bunu da ifade ediyorlar. İslam hiç kimsenin tekelinde değildir. Hizmet etmek, yardımlaşmak, paylaşma, eğitim, bilim, talebe yetiştirmek gibi kavramlar insani kavramlardır. Hiçbir örgütün ipoteği altına giremez. Herkesi dışlayan bir hareket tarzına asla bürünemez. Hele hele hizmet teşekkülü iddiasında hareketlerin siyasi parti gibi davranmaları, bir takım şantaj ve çirkin görüntü ve ses kayıtlarıyla anılmaları asla kabul edilemez."ULUSLARARASI ÇEVRELERİN MAŞASI OLDULAR"Hazreti Peygamber ve Kur'an da hiçbir oluşumun istismar edemeyeceği ve ipotek koyamayacağı ortak kutsal değerledir. Yakın dönemde yaşamış ömrünü zindanlarda geçirmiş ve dik durmuş ilim insanlarının da istismarı bizim kabul edeceğimiz bir tavır değildir. Bakın burada bu malum örgütün mensuplarına, samimiyetle safiyane olarak bu örgütte yer alan kardeşlerime sesleniyorum. Bu örgütün yönetimi ile mensupları arasında fark olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Tabandaki mensuplar samimi niyetler taşırken, son derece açıktır ki örgütün üst yönetimi farklı yollara sapmış ve farklı hesapların içine girmiştir. Hizmet aşkıyla hareket eden ve yollara çıkan kıtalar aşan nice samimi kardeşimize rağmen bu örgüt maalesefe uluslararası çevrelerin maşası olmayı tercih etmiştir. Binlerce insanın gayreti cehdi mücadelesi ve uluslararası karanlık çevrelere peşkeş çekilmişir. Bu örgüt mensubu tüm arkadaşlarımızı düşünmeye ve muhasebeye daveet ediyorum. Kur'anın en çok hatırlattığı sorulardan bir tanesi de "akletmez misiniz?""İRADENİZE İPOTEK KOYDURMAYIN"Hiçbir kardeşim hiçbir vatandaşım en başta kendi iradesine ipotek koydurmasın. Hiçbir kardeşim siyasi parti olmadığı halde siyaset yapan kapalı örgütlerin aldatmasına gelmesin. Aldanmasın. Anadoluda trakyada dünyada şahsımın yol arkadaşlarımın aleyhine akla hayale gelmedik tezviratlar yapılıyor. Biz bir siyasi partinin mensuplarıyız. Her işimiz şeffaftır. Milletin önündeyiz. Bizim söylediklerimiz milletin önündedir. Bizim tavrımız yapacaklarımız ve politikalarımız milletin önündedir. Terör ve yolsuzluk konusunda, iç dış politikamız konusunda biz şeffaf olarak milletin önündeyiz. Seçimlerde de çıkıp muhasebeye çekiliriz. İki ay kaldı. Milletin önüne çıkmayanların şeffaf değil kapalı olanların tezviratlarına hiçbir kardeşimiz kulak asmasın."EĞER YOLSUZLUK YAPAN GÖRMEK İSTİYORSANIZ..."Önceki gün İstanbul'da aday tanıtım toplantısında ifade ettim. Hırsızlık ve yolsuzluğun her türü kötüdür. Ama en büyük hırsızlık ve yolsuzluk milli irade hırsızlığıdır. Milli iradeyi çalmaya kalkışan biri başkasına yolsuzluk iftirasında bulunamaz. 17 Aralıkta milli iradeye yargıdaki fanatikleriyle saldıranlar yolsuzluğun izini süremezler. 27 Mayıs, 12 Eylül'de milli iradenin çalınmasına göz yumanlar bugün çıkıp da bize yolsuzluk çamuru atamazlar. CHP 27 Mayıs'ta alkış tutmuş ve o günden bu güne de çalmanın çırpmanın adresi olmuştur. Şu anda o eski Türkiye'yi kaybedenler koro halinde yolsuzluk türküsü söylüyor. Bize yolsuzluk iftirası atan bu kaybedenler lobisine sesleniyorum, eğer yolsuzluk yapan görmek istiyorsanız lütfen gidip aynaya bakın."KONTROL EDİLMEYE BAŞLANINCA HOPLAMAYA BAŞLADILAR"Sadece BBC mi Wall Street Journal. Bu gazetelerin patronları kimler? İşte geçenlerde İngiltere'de de benzer şey yaptılar. Cameron hemen gazetelerini kapattı. Ondan sonra Amerika'dan vurmaya başladılar. Çünkü patronaj aynı. Zihniyet aynı. Bunları iyi bilmemiz lazım. Kimler ortak hareket ediyor? Bunu iyi takip etmemiz lazım. Kardeşlerim bu ülkede milli iradeyi her zaman bunlar çaldılar. Yetmedi bu ülkenin kaynaklarını enerjisini bunlar hortumladılar. Hiçbir zaman bunların hesapları defterleri kontrol edilmedi. Gözden geçirilmedi. Şimdi kontrol edilmeye başlanınca hoplamaya başladılar."BİZ DİYORUZ Kİ DÜZGÜN DAVRANSIN"Niye rahatsız oluyorsunuz? Yani bakkal dükkanının defterleri kontrol edilecek, bunların Türkiye'deki toplam ödediği vergi nedir diye sorsanız yüzde 10'dur... Yüzde 85 öbür tarafta. Asıl bu yüzde 85'i inceleyeceksin. Dürüst olan samimi olan alkışlanır, kaçak varsa da gereği yapılır. Şu anda maliye bunları yapmaya başladı diye, büyük sermayeye gözdağı veriliyor diyorlar. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz diyoruz ki düzgün davransın, samimi davransın. Ülkesini kalkıp da yurt dışına şikayet etmesin. İşini düzgün yaparsa bir şey olmaz. Ama yamuk yumuk varsa hesabını sorarız. Bize yolsuzluk iftirası atanlar aslında milli irade hırsızlığını örtme telaşı içindeler. Belli lobiler belli kapalı oda toplantıları yapanlar da onlar. Bizi rahatsız etmeyecek bir iktidar gelsin istiyorlar. Bu zaten yerel seçim. Buradan o beklediğiniz neticeyi alamayacaksınız."SÖYLEMEK ZORUNDAYIM"Bakın çok manidar. Söylemek zorundayım. Bugün bir gazete en çok satan gazete... Bugün bir başlık atıyor. Güya ben, ana muhalefetin istanbul adayından çekinmeye başlamışım, onun için dosya açıklamışım. Burada çok açık söylemek zorundayım. O gazetenin patronu İstanbul Hilton Oteli'nin yanındaki bahçeye inşaat yapabileceği düşüncesiyle onun özelleştirmesine girmişti. Onun özelleştirmesine öyle girdi, ama Büyükşehir Belediyemiz müsade etmedi. Bu sefer gitti Şişli Belediyesi'yle anLaşmak istedi. Çünkü Şişli Belediye Başkanı bu işlerde mahirdir. CHP'den bu klasörler nedeniyle ihraç edilmedi mi? Yolsuzluk klasörü diye anamuhalefetin genel müdürü önünde pozlar vermedi mi? Bugün neden aday yapıyorsunuz? Hesap şu... Acaba İstnabul'u alabilir miyiz? Alamayacaksınız! İstanbul sizin ne olduğunuzu çok iyi biliyor. Onun yanında da şu var. Acaba alırsam diyor, ben bu oteli büyütür müyüm? Niye? Çünkü onun üstünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı var. Yine burada çevre katliamına müsaade etmeyeceğiz. Kim çevreci kim çevreci değil bunlar ortaya çıktı çıkıyor."ÇETELERE İZİN VERMEYECEĞİZ"Türkiye'de artık milletin emanetine hazinesine özellikle de iradesine canı pahasına sahip çıkan bir iktidar var. Siyasetin de meşru zeminde yürümesi için azami dikkat gösteriyoruz. Devletin içine sızan şebeke ve çetelerin millet iradesini gaspetmesine izin vermeyeceğiz. Demokratik bir ülkede ülkenin en temel sorunlarında kararı meşru siyasi aktörler verir. Bu ülkenin temel sorunlarında mesela dersaneler meselsinde, terör meselesinde, Suriye meselesinde karar hakkı meşru hükümette değil de bir kaç polis ve savcının elinde mi olacak?"30 MART'TA HANGİ PARTİNİN KAZANDIĞI ÖNEMLİDİR"11 yılda nice tuzağı bozduk. Bu badireyi de aşacağız. Daha fazla bir olacak ve dayanışma içinde olacağız. 30 Mart milli irade için dönüm noktası olacak. 30 Mart'ta kimin nerede belediye başkanı olduğu değil, hangi partinin kazandığı önemlidir. Çünkü AK Parti'nin kazanacağı her belediye farklı bir mesaj olacaktır. Farklı anlam ifade edecektir. Çünkü burada, kaybedenler lobisi eski Türkiye'nin kaybedenleri milletten en son darbeyi alacaktır. İşte o zaman Türkiye'nin önünde engel kalmayacak, demokrasinin önünde engel kalmayacak. Daha fazla demokratikleşme adımı atacağız. Toplumun her kesimini rahatlatacağız. Bu tuzakları bozdukça, engelleri aştıkça Türkiye'nin ufkunu daha da açacak ve bitmeyen bir baharı karşılayacağız. Geçen yıl ilk bahar doğu için bir milat olmuş ve kalıcı bir bahara dönüşmüştü. O baharın sıcaklığını bugün hep birlikte yaşıyoruz. Ama birileri şu anda hasretle yine şehitler gelsin diye bekliyor. Hep bunun gayreti içerisinde. Türkiye bitmeyen bir bahara kavuşacak.Haberler.com