İsraf biterse pahalı gıdanın sonu gelir

Pandemi, sürdürülebilir gıda ve bunun için topraklarımızın önemini yeniden hatırlattı. Gıda uzmanları öncelikle yüzde 30'u aşan gıda israfını önleyip, bu alanda 'sıfır atık' hedefine ulaşılmasının, hem gıda güvenliği hem de yüksek fiyata çözüm için şart

Erzurum Güncel- Covid-19 pandemisi bütün dünyaya unutamayacağı büyüklükte dersler verdi. Sağlıkla ilgili endişenin nasıl hayatın bütün alanlarını kilitleyebildiğini, en güvenli yerin evimiz olduğunu, kendimizi eve kapatırken herhangi bir sokakta öylesine yürümenin bile ne kadar önemli olduğunu... Daha birçok şey sayabiliriz ama öğrendiğimiz en önemli şeylerden biri de gıda. Gıdanın temini, sürdürülebilirliği, tüm dünya ile bağlantımız koptuğunda kendi kendimize yetebilme kabiliyeti, topraklarımızın verimliliği... Bitki çeşitliliğinde dünyanın en zengin ülkelerinden olan, dört mevsimin tamamının yaşandığı, güneşin cömert davrandığı ülkemizde ürün çeşitliliği de, üretim de hem ülkemize hem ihracata yetecek seviyede ama ne ihracat tutarımız Konya kadar toprağı olan Hollanda'nın yanından bile geçemiyor, sebze meyve sofralarımıza çok pahalı geliyor. Bunun sebepleri de çok. Bir taraftan aracılar, diğer taraftan taşıma sırasındaki kayıplar, en acısı da yüksek bedellerle aldığımız ürünleri çürüterek atmamız... İşte bütün bu problemlere çözüm de var tabii. Doğru planlama, uygulanabilir strateji, kontrol edilip yönetilebilir üretim planlaması. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde onlarca gıda alıcısını Hyve Connect'te buluşturduklarını söyleyen WoldFood İstanbul Fuar Direktörü Semi Benbanaste, gıdanın temininden ihracatı artırma yöntemlerine kadar birçok konuda sorularımızı cevapladı.

TÜRKİYE YÜKSELMELİ
Öncelikle israfın bitirilmesi, taşıma sırasındaki ürün kayıplarının en aza indirilmesi konusuna vurgu yapan Benbanaste, Türkiye'nin incelenen 67 ülke arasında "gıda kaybı" bakımında 63'üncü sırada olduğunu, son tüketicinin oluşturduğu atık başlığında ise 51'inci sırada bulunduğunu söyledi ve ekledi: Yapılacaklar küçük ama 'damlaya damlaya' mantığıyla hareket etmeli. Doğru planlama ile sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir tüketime kapı açacak. Tarım Bakanlığının sorumluluğu kat kat artıyor.
Son iki yılda ithal gübre, ilaç, tohum ve girdi fiyatlarında yüzde 100'ü aşan artışlar yaşandığını söyleyen Semi Benbanaste ayrıca yerli tohum üreticilerinin desteklenmesini, gübrenin yerli sağlanmasının teşvikini, yem fiyatlarındaki artışların yerli çözümlerle sağlanmasını tavsiye ediyor ve "Gıda güvenliği arzı ve biyogüvenlik konusunda planlı hareket etmek, Türkiye'nin gelecek nesilleri için hayati önem taşıyor" diye konuşuyor...

SIFIR ATIK ACİLİYETİMİZ
Semi Benbanaste, gıda güvenliği için öncelikle israfın azaltılması gerektiğine dikkat çekiyor. 2050'de dünya genelinde doyurulacak insan sayısının 10 milyara, Türkiye'de 95 milyona ulaşacağının öngörüldüğünü ifade eden Benbanaste "Cumhurbaşkanlığı raporunda muhtemel kriz senaryolarında neler yapılması gerektiği sıralanırken, dışa bağımlılığı 'sıfır'a indirme hedefli 5 ana başlık sıralandı. Bunda 'gıda arz güvenliği' ile 'biyogüvenlik' bu 5 madde arasında yer aldı. Bizzat bu konuda Cumhurbaşkanlığının çalışma yapması, sürecin ne kadar acil olduğunu gösterdi. Aslında aradığımız cevaba en yakın testi Covid-19'un ilk aylarında verdik" diye konuştu ve ekledi: Gıda israfında sıfır atık ve çiftçiyi yormayan maliyet düzenlemesi.

ARACIYA EN SERT CEVABI TANZİM ÇADIRLARLA VERDİK
Üretici ile tüketici arasındaki zincirlerin çokluğu, fahiş fiyatın en önemli sebeplerinden biri. Semi Benbanaste, Türkiye'nin yıllardır tarladan sofraya gelinceye kadar oluşan fiyat farkını konuştuğunu hatırlattı ve "Bu zincirdeki fiyat politikalarına karşı en sert cevap, 2019'da Tanzim Çadırları ile verildi. Sorunun kabulünü takiben devletin adımı, aslında devamı için önemli bir süreç başlattı. Ardından bazı belediyelerde tarıma destek uygulamaları devreye girdi. Çiftçinin ürünlerinin aracısız olarak tüketiciyle buluştuğu uygulamalar devreye girdi. Burada çiftçinin mağduriyeti azaldı, tüketici sağlıklı ve uygun fiyatlı gıdaya ulaşmaya başladı. Bu yaklaşımın bütün Türkiye'ye yayılarak sorunun büyük oranda ortadan kalkması mümkün olabilir" dedi.

PLANLI ADIM ŞART
Bazı market zincirleri, tarım ürünlerini sözleşmeli olarak ürettirip üreticiden tüketiciye gelen zinciri kısaltıyor. Semi Benbanaste de, bu sistemin politika hâline gelmesi, planlı ve sürdürülebilir politikaların fahiş fiyatların önüne geçerken, Türkiye'yi ihracatta da çok yukarılara taşıyacağını ifade ediyor.

ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE ADIM GEREK
"Gıdadaki fahiş fiyat uygulamaları, tarladan sofraya giden zincirin kısaltılması ile mümkün. Devletin doğru ve sürdürülebilir planlarla tüketiciye daha uygun fiyata ürün sağlarken, çiftçinin de daha çok kazanacağı üretim modelinin sürdürülebilmesi şart."

DOYACAK KADAR ALIP İSRAFI BİTİRELİM
"Gıdada her aşamada yaşanan israf, tüm dünyanın problemi. Topraktan çatala herkesin sorumlu, bilinçli ve israftan uzak yaklaşım izlenmeli. Bir restoranda doyacağımız kadar yemek almaktan, eve gıda alışverişinde bozulmayacak kadarını alıp tüketmek, dev israf zinciri için hayati önem taşıyor."

Türkiye

Genel Haberleri

ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu
Mehmet Cengiz Diyanet'ten de çıktı. Milyonlarca lira alacak