Batı’daki şer odakları için tam da çantada keklik durumu çıktı ortaya…
“Bu sefer hedefi tutturduk” diyorlar!
Son ki genel seçimde hayal kırıklığı yaşamışlardı.
31 Mart’ta zil takıp oynamaya başladılar!
FETÖ ve PKK da erketeye yatmış, anın keyfini çıkarıyor.
Hayalleri de sloganları da müşterek:
“AK Parti artık gidici. Tayyip’ten kurtulmamıza az kaldı.”
İçimizdeki işbirlikçilerin Batı’daki akıl hocaları bir yandan sufle veriyor, öbür yandan da siyasete yeni yol haritası çiziyor.
Başkentin sisli bulvarlarında ve Boğaz’a nazır plazaların gizemli katlarında artık yüksek sesle dillendirildiğine göre, yazmamızda bir mahsur yok.
Senaryo şu:
31 Mart’ta çok iyi bir ivme yakalayan CHP-DEM ortaklığı, daha ileri adımlar atılarak gönül birlikteliğine dönüştürülecek.
Seçimde duvara toslayan İYİ Parti, yeni baştan dizayn edilerek daha ılımlı bir yönetimle usul usul CHP kulvarına sokulacak.
Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek’i, Ali Babacan’ın DEVA’sı, Temel Karamollaoğlu’nun Saadet’i ve Gültekin Uysal’ın Demokrat Parti’si üst aklın çizeceği rota doğrultusunda, Fatih Erbakan’ın Yeniden Refah’ına monte edilecek.
Böylelikle muhafazakar oylar tek çatı altında toplanacak.
Yine senaryo gereği…
Siyasi yapı bu şekilde yeni baştan kurgulanırken, diğer tarafta da, küresel oyuncular eliyle ekonomi büsbütün kötüye sürüklenecek, devletin tepesinde kurumlar arası görüş ayrılıkları daha da derinleştirilecek, sokakta kargaşa ve huzursuzluk çıkarılacak, üniversiteler karıştırılacak…
Yani 28 Şubat öncesine benzer oyunlar sahnelenecek…
O zaman merhum Erbakan başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalmıştı; şimdi ise Erdoğan erken seçime gidecek!
Pekii bu senaryo iş yapar mı?
Zannetmiyorum.
Zira millet artık şerbetli…
15 Temmuz ruhu hala dipdiri…
Atalete düşen parti kadroları o kadar…
Kumpas, tuzak, ihanet ve kalleşlik meftunlarının keyfi gıcır!
Şimdiden zil takıp oynamaları bundan ötürü…
Nakaratları değişmedi, aynı:
“Tayyip gitsin, Türkiye batarsa batsın.”
Böyle diyenlere, alçak ve hain demeyip de ya ne diyelim?