Seçim anketlerine ne kadar inanır ya da itibar edersiniz bilmiyorum ama demokrasisi gelişmiş toplumlarda, anketler çok esaslı ölçüdür ve çoğu kere seçimler bu anketlerin verilerine göre sonuçlanır.Son yıllarda bizde de yüzde doksan isabet kaydeden anketler yapılıyor artık… Birden çok araştırma şirketi özellikle 2009 yerel ve 2011 genel seçimlerinin neticesini, hem de il il olarak tahmin edebilmişti.Tam tersi çuvallayan şirketler de oldu.Onlar parayı kim verdiyse, düdüğü ondan yana çalanlardı.Ne var ki tüm araştırma şirketleri son beş seçimde de AK Parti’nin birinciliği konusunda mutabıktı.Besbelli ki önümüzdeki seçim için de aynı ittifak geçerli…12 Mart yerel seçimi yaklaştıkça, işte o araştırma şirketleri yeniden yollara düştü ve seçime 8 ay kala seçmenin nabzını yokladı. Batılı toplumlarda bilimsel tespitlerden görüyoruz ki, anketler, kitleler üzerinde ciddi bir yönlendirme yetisine sahip. Hani bizde bir söz var ya, “bir adama kırk gün deli dersen deli olur” diye…Galiba anketlerin de buna benzer bir büyüsü var.Sorulabilir ki, ankete konu olan bir partinin halkta karşılığı yoksa eğer anket şirketleri o partiyi nasıl birinci veya ikinci çıkarabilir, bunu yapsa bile toplum nezdinde inandırıcı olur mu?Haklısınız. Elbette öyle. Ancak anket zaten kabul görmüş olanlar arasında kimin durumu nedir, ne değildir gösteren bir durum tespitidir.Sıfırı yüz yapma işi değil ki…Geçmişte bu gayret içinde olan yani parası mukabilinde birincilikler dağıtan şirketler oldu ama hiç biri ne kalıcı oldu, ne de o gün bile ciddi itibar gördü. Son yıllarda bu işi ülkemizde de layıkıyla yapan araştırma şirketleri çoğaldı. ORC hakkında yeterli bilgim yok. Fakat büyük çaplı bir araştırma yapmış olmasını dikkate almak gerekir.ORC, 81 ilde toplam 63 bin 750 kişinin cevap verdiği bir anket yapmış.Şayet manipülasyon yoksa ilginç bir anket sonucuyla karşı karşıyayız.Konu malum: Bugün yerel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?Her ne kadar henüz hangi şehirde kimlerin hangi partiden aday olduğu bilinmiyorsa da, buna rağmen bizde lider ve parti gerçeğinin aday unsurundan çok önde olduğundan hareketle, ortaya çıkan bu sonuca kafa yorabiliriz.,Biz bu araştırmanın Erzurum’a dair olan kısmı üzerinde duracağız.Araştırmada, Erzurum’dan kaç kişinin bu ankete katıldığı, bu kişilerin sosyal ve iktisadi yapıları, eğitim durumları, kırsalda mı kent merkezinde mi yaşadıklarına ilişkin veriler yok. Sadece sonuç var. Buna göre Erzurum’da manzara şu:AK Parti: 47,5MHP: 32SP: 6,22009 yerel seçimlerinde tablo şöyleymiş:AK Parti: 56,8MHP: 33,9Aradaki puan farkı 23,1Bu ankete göre AK Parti ile MHP arasındaki puan farkı sadece yüzde 15.Yani MHP, önceki seçimden buyana AK Parti ile arasındaki puan farkını düşürmeyi başarmış. Ancak MHP’nin de oyunda az da olsa kayıp var.Peki şu halde AK Parti’nin 9,3’lük oyu nereye gitti?Ankete göre, Erzurum’da yüzde 7,2’lik diğerleri, yüzde 7,1’lik de kararsızlar var.Ne garip ki, BDP ve CHP yok yahut da “diğer”lerinin içinde eriyip gitmiş.Pekii gerçekte öyle mi acaba?Hiç zannetmiyorum, hem de hiç…AK Parti’nin yine birinci olmasına rağmen oy kaybına uğradığının görülmesi anlaşılabilir bir durum. Öyle ya aynı isim iki dönemdir üst üste belediye başkanı. Bu da, ister istemez belli bir yıpranmaya yol açabilir.Fakat 120 bin Kürt seçmenin oy kullanacağı bir şehirde, üstelik de 12 Mart yerel seçimlerinde ilçe ve köylerin de anakent belediyesine oy kullanacak olmasına rağmen, özellikle BDP’nin “yok” hükmünde olması, doğrusu izaha muhtaç bir tahmin…Geçen günlerde bu sütunda art arda bu çerçevede yazılar yazdım ve “12 Mart yerel seçimlerinin sonucunu, önemli ölçüde Güney ilçeler belirleyecek” demiştim. Bu tezimi de, evvelki seçimlere bağımsız adaylarla giren BDP’nin aldığı oy oranıyla temellendirmiştim. Hatta sadece BDP değil, CHP ve SP de vardı.İşte o sonuçları, (12 Haziran seçimleri) bir kez daha hatırlamakta yarar var:Bağımsız aday yani BDP: 8,16 (33 bin 308)CHP: 4,84 (19 bin 762)SP: 1,59 (6 bin 481)ORC, bu son anketinde Erzurum sonucunu şöyle harmanlamış:AK Parti birinci, MHP ikinci ve Saadet Partisi üçüncü…BDP ve CHP ise, “diğerleri”nin içinde…Bu anketi “muteber” kabul edecek olursak, bu durumda alkışı fazlasıyla hak eden tek parti, SP’dir..Baksanıza iki yıl önce sadece 1,59 iken şimdi 6,2 bandında dolaşıyor.5,1 puan birden artmış.“Hayır; kesinlikle yanlış” demiyorum tabii ki, ama inandırıcı bulmadığımı söylemek zorundayım.Çünkü aynı anket CHP ve BDP’yi yüzde 7,2’lik diğerleri içinde vermiş.Oysa her iki partinin oyu önceki seçimde yüzde 13 dolayındaymış.Kararsızların oranı sadece yüzde 7,1 yerine şöyle 20-30 civarında olsaydı, daha anlaşılır olurdu. O zaman denilebilirdi ki, tamam; AK Parti ve MHP oy kaybetmiş… Tamam; BDP ve CHP yüzde 1 bile alamamış ama baksana beri yanda yüzde 30’u bulan kararsızlar var. Demek ki, partilerden kaçan oylar kararsızlar havuzuna akmış.Ama öyle bir tablo yok ortada…Saadet’in dışında tüm partiler erozyona uğramış.Kabul edelim ki, anket ve anket sonuçları “hüküm” niteliğinde değildir.Eskiden “temayül yoklaması” denirdi, şimdi kamuoyu araştırması veya nabız tutma deniliyor.Kimi şirketler bu işi son derece objektif kriterlere göre yapıyor, kimileri de ya kendi temennilerini, ya da anketi sipariş eden partinin arzusunu “sonuç” olarak sunuyor.Seçime kadar daha onlarca anket sonucuyla karşılaşacağız.ORC’nin anketi de bunlardan sadece biri…Kuşkusuz son sözü seçmen sandıkta söyleyecek.