Erzurum Güncel-Memur-Sen ve Eğitim-Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Barcelo Ankara Altınel Otel’de araştırmayı hazırlayanların da katılımıyla bir basın toplantısıdüzenledi.Gündoğdu araştırma sonuçlarını açıklamadan önce yaptığı konuşmada,Eğitim-Bir-Sen olarak özelde üyelerinin, genelde ülkenin sorunlarını dertedinerek sendikacılık yaptıklarını belirterek, "İnsanımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak böyle bir araştırma yaptık" dedi.Araştırmanın 2 aşamadan oluştuğunu belirten Gündoğdu, bunların 14 ildenamaçlı örneklem yoluyla seçilen isimlerle yapılan 78 derinlemesine görüşme ve 16ilden 2190 kişi ile yüz yüze anket uygulaması olduğunu belirtti.İki aşamadan elde edilen verilerin analizine dayanan bu çalışmada,Türkiye’de insanların kültürel ve siyasal kimlikle ’ötekiliğe" ilişkinalgılarının genel bir tespiti ve tasvirinin yapıldığını kaydeden Gündoğdu,kültürel ve siyasal kimlik ile eğitim düzeyleri değişkenleri bakımından sorularaverilen cevapların incelendiğini söyledi.Gündoğdu, araştırmanın, Türkiye’de Kültürel Kimlik Algıları, Türkiye’deSiyasal Kimlik Algıları, Mahalle Baskısı, Ötekileşme ve Ayrımcılığa Bakış, GenelOlarak Aleviliğe ve Alevi Açılımına Bakış, Kürt Sorununa ve Demokratik AçılımaBakış, Azınlık Haklarına Bakış, Dini Haklar ve Özgürlüklere Bakış, Eğitim HakkınaBakış ve Demokratik Hak ve Özgürlüklere Bakış olmak üzere, 9 ana bölümdenoluştuğunu belirtti.Gündoğdu, referandum sürecinin Türkiye için çok önemli olduğunu ifadeederek, herkesi 12 Eylülde "evet" demeye çağırarak, "Duygusal öngörüm yüzde 65diyor. Aklım ise yüzde 58 ile paketin kabul edileceğini düşünüyor" dedi.-TÜRKİYE’DE KÜLTÜREL KİMLİK ALGILARI-Araştırma sonuçlarına göre, "Kendinizi kültürel kimlik olarak birinciderecede nasıl tanımlarsınız?" sorusuna, ankete katılanların yüzde 52,6’sı Türk,yüzde 32,9’u ise Müslüman cevabını verdi. Bu dağılıma göre, kendini birincidereceden Kürt sayanların oranı yüzde 5,1, Alevi sayanların oranı da yüzde 4,5olarak belirlendi.Araştırmaya göre, birincil düzeydeki kültürel kimliğini Kürt olarak ifadeedenlerin oranı, Kürtlerin genel nüfus içindeki oranının oldukça altındakalırken, Kürtlerin çok büyük bir kısmının birincil düzeydeki kültürel kimlikolarak Müslümanlığı seçtiği görüldü.Sonuçlara göre, Alevilik hem birincil hem de ikincil ve üçüncül kimlikdüzeylerinde sahiplenilen bir kimlik tanımlama aracı iken, Sünnilik neredeyse birkimlik seçeneği olarak görülmüyor.Kendisini birincil düzeyde Türk olarak tanımlayanların büyük birçoğunluğu (yüzde 86,7) ikincil kimlik olarak Müslümanlık yanıtını verdi.-TÜRKİYE’DE SİYASAL KİMLİK ALGILARI-Araştırmaya katılanlara yöneltilen "Kendinizi siyasal kimlik olarakbirinci derecede nasıl tanımlarsınız?" sorusuna yüzde 22,8 demokrat, yüzde 22,6milliyetçi yanıtını verdi. Atatürkçülük yüzde 17,3, sağcılık yüzde 10,8 veİslamcılık yüzde 9,7 olarak belirlendi.Araştırma sonuçlarına göre, birincil düzeyde sahiplenilen siyasalkimliklerin hiçbiri diğer siyasal kimlikler karşısında baskın hale gelemiyor.Ancak yine de siyasal kimlikler arasında orantılı olarak dağılan birinciltercihlerin, demokratlık ve milliyetçilik seçenekleri arasında daha çokyoğunlaştığı görüldü.-MAHALLE BASKISI, ÖTEKİLEŞME VE AYRIMCILIĞA BAKIŞ"Kendinizi tanımlama biçiminiz, dolayısıyla diğer toplumsal kesimlerdendışlanma veya baskı görüyor musunuz?" şeklindeki soruya katılımcıların yüzde80’i "hayır, kesinlikle dışlanma ve baskı görmüyorum" cevabını verirken,"çoğunlukla hem dışlanma hem de baskı görüyorum" diyenlerin oranı yüzde 5,4,"zaman zaman dışlanma ve baskı görüyorum" yanıtını verenlerin oranı ise yüzde12,3 olarak çıktı."Sizce Türkiye’de en fazla baskı ve ayrımcılığa tabi olan kesimhangisidir" sorusuna yüzde 37,5 başörtülüler, yüzde 18,3’lük kesim Kürtleryanıtını verdi.-GENEL OLARAK ALEVİLİĞE VE ALEVİ AÇILIMINA BAKIŞ-Ankette, "Alevi Açılımı sizce ne anlama geliyor" sorusunakatılımcıların yüzde 34,7’lik kısım devletin vatandaşların taleplerinekarşılaması yanıtını verirken, yüzde 28,3’ü toplumsal barış projesi olarakgördüklerini belirtti. Katılımcıların yüzde 28,9’u Alevileri susturma politikasıolarak gördüklerini söyledi."Cemevlerinin statüsüne ilişkin" yöneltilen soruya da katılımcılarınyüzde 33,5’i ibadethane, yüzde 24,4’ü kültür merkezi ve yüzde 14’ü de tekke veyadergah cevabını verdi."Türkiye’de orta ve uzun vadede Alevi-Sünni eksenli bir çatışma ihtimaliolup olmadığına" yönelik soruya ise yüzde 5,8’i böyle bir ihtimalin varlığınakesinlik düzeyinde katıldığını, yüzde 13,5’i ise bu ihtimalin varlığına yine aynıkesinlik düzeyinde katılmadığını belirtti. Katılanların yüzde 53,1’i böyle bir iççatışma ihtimali olmadığına katılırken, yüzde 19’u ise böyle bir ihtimalinolduğuna katılıyor.-KÜRT SORUNUNA VE DEMOKRATİK AÇILIMA BAKIŞ-Ankete katılanların yüzde 42,3’ü, demokratik açılım sürecinin Türkiye’ninmilli bütünlüğünü tehdit ettiğine inandığını ifade ederken, demokratik açılımsürecinin milli bütünlüğü tehdit etmediğini düşünenlerin toplam oranı yüzde 35,2olarak ortaya çıktı. Açılımın milli bütünlüğü tehdit ettiğine kısmen inananlarınoranı ise yüzde 22,6 olarak belirlendi.Araştırmada, "Demokratik açılımın Kürt sorunu olarak ifade edilen sorunuçözüp çözemeyeceğine ilişkin soruya verilen cevaplar incelendiğinde, toplumunüçte birinde böyle bir beklentinin oluştuğu görüldü. Ankete katılanların yüzde31,5’i, demokratik açılımla Kürt sorununun çözümü arasında olumlu bir ilişkibulunduğuna inandığını belirttiği" kaydedildi.Demokratik açılımın Kürt sorununu çözeceğine en çok inanan kültürel kesimyüzde 50,5 ile Kürtler olurken, en az inanan kültürel kesimler yüzde 21,5 ileTürkiyeli kimliğiyle kendisini ifade edenler, yüzde 27 ise kendini Türk diyetanımlayanlar oldu.-AZINLIK HAKLARINA BAKIŞ-"Ruhban okulunun açılmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz" şeklindekisoruya, katılımcıların yüzde 41,5’i kesin olarak karşı çıkarken, okulunaçılmasını koşullu veya koşulsuz olarak destekleyenlerin toplam oranı yüzde 27,7olarak belirlendi.Buna göre, kamuoyunda Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik olumsuz birbakış açısının bulunduğu, yalnızca üçte bire yakın bir kısmının Ruhban Okulu’nunaçılmasını koşullu veya koşulsuz olarak desteklediği kaydedildi.-DİNİ HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLERE BAKIŞ-"Türkiye’de Laiklik uygulaması, dindar insanların beklentilerinikarşılıyor mu?" sorusuna verilen cevaplara bakıldığında, ankete katılanlarınyüzde 29,4’ü karşılıyor, yüzde 32,4’lük kesim olumsuz cevap verdi."Üniversitelerde, okullarda ve çalışma hayatında devam eden başörtüsüyasağı hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna yüzde 53,1’i üniversitelerde,okullarda ve çalışma hayatında devam eden başörtüsü yasağının tamamenkaldırılması gerektiği yönünde görüş belirtti. Buna karşılık yasağın her alandadevam etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 26,3, eğitim hayatındakaldırılması, fakat çalışma hayatında devam etmesi gerektiğini düşünenlerin oranıise yüzde 13,3 olarak ortaya çıktı.Araştırmaya göre, yüzde 55,6’lık bir kesim, zorunlu Din Kültürü ve AhlakBilgisi derslerinin azınlıkta kalan farklı inanç grupları için bir baskı veayrımcılık oluşturmadığını düşünüyor. Bu dersin söz konusu gruplar için bir baskıve ayrımcılık oluşturduğuna mutlak olarak inananların oranı ise yüzde 19,5 olarakortaya çıktı.-EĞİTİM HAKKINA BAKIŞ-"Okullarda gördüğünüz eğitim bugünkü dünya görüşünüzün oluşmasında neölçüde etkili oldu" sorusuna ankete katılanların yüzde 39,8’lik bir kesim "hiçetkisi olmadı" cevabını verirken, formel eğitimin, dünya görüşlerininoluşmasında az ya da çok etkili olduğunu söyleyenlerin toplam oranı yüzde 48,6olarak belirlendi.Katılımcıların yüzde 58,9’u anadilde konuşma hakkının doğal bir hakolduğunu ve bu hakkın kullanımının hiçbir şekilde engellenemeyeceğinidüşünüyor.Anadilde konuşma hakkını en çok destekleyen kültürel kesimler sırasıylaKürtler (yüzde 87,4), Aleviler (yüzde 73,5) ve Müslümanlar (yüzde 64,4) iken, enaz destekleyenler Türkler (yüzde 49,9) olarak ortaya çıktı.-DEMOKRATİK HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE BAKIŞ-Ankete katılanların yaklaşık yarısına yakını (yüzde 43,3), demokratik hakve özgürlüklerin yeterli olmadığını düşünüyor.Katılanların dörtte üçü (yüzde 75,7), Türkiye’nin farklılıklarıyla birarada yaşaması durumunda daha güçlü olacağına inanırken, yüzde 67,8’lik birkesim, kültürlerin gerek yasal gerek toplumsal düzeyde tanınması gerektiğinidüşünüyor. Farklı kültürlerin yasal ve toplumsal düzeyde tanınması gerektiğine ençok inanan kültürel kesim yüzde 87,3 ile Kürtler, en az inanan kültürel kesim iseyüzde 62,7 ile Türkler.Araştırmanın genel hatlarıyla açıklanmasının ardından Prof. Dr. YasinAktay, gazetecilerin sorularını yanıtladı.Aktay, araştırmanın yaklaşık 1 yılın ürünü olduğunu belirterek,"Araştırma kasım ayında bitti. Bu yüzden yanıltıcı olmasın diye bazı anketlerinbugün yapıldığında daha farklı sonuçlar verebileceğini söyleyebiliriz.Araştırmanın açılımlarla ilgili kısımı böyle ama kimlik algıları daha dayanıklıdaha kalıcı özellikler taşıyor" diye konuştu.