İşte zaferin ulvi kadınları

Kimi eline silah alıp oğluyla savaştı, kimi düşmanı ateş hattına çekti! İşte zaferin ulvi kadınları

Ulu Önder Atatürk'ün ‘O ulvi, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları' sözleriyle övdüğü Türk kadını, 30 Ağustos'taki destansı zaferin kazanılmasında büyük paya sahip. Kimi eline silah alıp oğlu ve eşiyle omuz omuza düşmanla çatıştı, kimi cepheye sırtında mühimmat taşıdı, kimi de zekâsını kullanıp işgal güçlerini ateşe attı. İşte bugünümüzü ve geleceğimizi borçlu olduğumuz kahraman ninelerimiz.

Dünyanın en büyük kahramanlık destanlarından biri Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharrebesi, 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlandı. Düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz'u başlattı.

2

Paylaş

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi. İşte yasa gibi 'Emir'den sonra kahraman Türki milleti; kadını erkeği canlarını ortaya koyarak düşman birliklerini 30 Ağustos günü yenilgiye uğrattı.

3

Paylaş

Milli mücadelenin kadın kahramanları, Türk milletinin var olma savaşında yerlerini alarak cephelerde müdafaanın başarıyla sağlanmasına katkı sağladı. Bu destansı zaferde ulvi, fedakar, ilahi Anadolu kadınlarının katkısı o kadar büyüktü ki tarihe adlarını altın harflerle yazdırdılar. İşte, Atatürk Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan milli mücadelenin kadın kahramanlarından bazıları...

4

TAYYAR RAHMİYE: MÜFREZE KOMUTANIYDI

Paylaş

Güney cephesinde 9'uncu tümende gönüllü olarak bir müfrezenin komutanlığını yaptı. Osmaniye'de Fransız karargâhına saldırı için görevlendirilen müfreze, 1 Temmuz 1920'de harekete geçti. Fakat bu arada askerlerde bir duraklama meydana geldi. "Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olduğunuz halde yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?" diyerek erkekleri tahrik etti. Kendisi şehit olduysa da karargâh ele geçirildi.

5

ASKER SAİME: İSTİHBARAT TOPLADI

Paylaş

İstiklâl Harbi başladığında Darülfünun öğrencisi olan Münevver Saime, Kadıköy mitinginde yaptığı konuşmadan sonra tutuklama emri çıkınca, Anadolu'ya geçti. Garp cephesinde görev aldı ve özellikle cephe gerisinde ve istihbarat işlerinde çalıştı.

6

KILAVUZ HATİCE: DÜŞMANI ATEŞ HATTINA ÇEKTİ

Paylaş

Pozantı'da mücadele etti. 8 Mayıs 1920'de, gece, Fransız kuvvetlerine Kumcu Veli ile birlikte kılavuzluk ederek, onları Türkler'in ateş hattına soktu. Fransızlar, en kritik nokta olan Karboğazı'na sıkıştıklarını ancak gün ışıyınca anladı. Hatice kaçarak Türk tarafına geçti. Bu şekilde Fransız askerleri esir edildi.

7

KARA FATMA: OĞLUYLA OMUZ OMUZA ÇARPIŞTI

Paylaş

Erzurumlu Yusuf Ağa'nın kızı olan Fatma Seher Hanım, aynı zamanda merhum bir binbaşının da eşiydi. Milli mücadelede oğlu ile birlikte çarpıştı, İzmit'te görev yaptı. Adana, Dinar, Afyonkarahisar, Nazilli, Sarayköy ve Tire'de savaştı. Bir çatışma sırasında göğsünden yaralandı.

8

BİNBAŞI AYŞE: ÇETELERİ ÖRGÜTLEDİ

Paylaş

15 Mayıs 1919'da İzmir işgal edilince, ilk karşı koyma hareketine o da silahla katıldı. Yunan İzmir'e hâkim olunca Aydın'a geçti, çete kurdu, sonra da çetesiyle birlikte Köpekçi Nuri çetesine katıldı. Aydın muharebesinden sonra Koçarlı'ya çekildiler ve bundan sonra devamlı milli mücadelede görev aldılar.

9

ATATÜRK'ÜN ÖVGÜLERİ

Paylaş

Mustafa Kemal 21 Mart 1923 tarihinde yaptığı konuşmada, Türk kadınının Millî Mücadele'deki hizmetlerini şu sözlerle anlatır: "Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının fevkinde kadın mesâisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını, 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım. Milletimi halâsa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gördüm' diyemez… Belki erkeklerimiz memleketi istilâ eden düşmana karşı süngüleriyle düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında isbât-ı vücut ettiler. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat menba'larını kadınlarımız işletmiştir…"

10

Paylaş

"Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, mahsulâtı pazara götürerek paraya kaideden, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar, hep o ulvî, o fedakâr, o ilâhî Anadolu kadınları olmuştur. Binaenaleyh hepimiz bu büyük ruhlu ve duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyyen taziz ve takdis edelim."

Haberler

Genel Haberleri

ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu
Mehmet Cengiz Diyanet'ten de çıktı. Milyonlarca lira alacak