Kan kanserin tedavisinde yeni umut ‘Konbine tedavisi’

Tam tedavisi bulunamayan bir kan kanseri türü olan ‘multipl miyelom’da, akıllı ilaç, hedefe yönelik ilaç ve kortizonun birlikte kullanıldığı kombine tedavisi hastalarda ortalama yaşam süresini üç katına çıkardı.

Erzurum Güncel- Uluslararası iki ayrı bilimsel çalışmayla, tam tedavi şansı bulunmayan bir kan kanseri türü olan ‘multipl miyelom’da akıllı ilaç, hedefe yönelik ilaç ve kortizonun birlikte kullanıldığı kombine tedaviyle ortalama yaşam süresinin üç kat arttığı ortaya konuldu.

İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, multipl miyelomun bir kan kanseri türü olduğunu belirterek, hastalığın kemik iliği kökenli olan bağışıklık sisteminde görevli bir kan hücresinin kanser hücresine dönüşmesiyle ortaya çıktığını anlattı.

Hastalığın, genellikle 60 yaş ve üstündeki kişilerde görülen ve en çok bel ağrısı, kemiklerde kırılma, kansızlık, halsizlik, böbrek fonksiyonlarında bozukluk ve enfeksiyon gibi bulgulara yol açtığını ifade eden Beşışık, hastalığın şimdilik kontrol altına alınabildiğini vurguladı. Birden fazla tedavi seçeneğinin mümkün olduğunu anlatan Beşışık, tedavide hastalık evresiyle yaşın da önemli olduğuna işaret etti.

Tedaviye kararı verirken yaşı dikkate alıyoruz diyen Beşışık, “Genellikle 65 ama 70’e kadar çekilebilir, yaş grubunda yüksek doz kemoterapi ve kendinden kök hücre nakli, tedavinin şimdilik önemli bir kısmını oluşturuyor. Yaş kriterinde doğum yaşından ziyade hastayı biyolojik olarak değerlendiriyoruz. Hastanın multip miyelom ve bunun dışındaki hastalıkların yol açtığı hasarlara göre vücudunun tedaviye dayanabilirliğini gösterebilecek puanlama yapıyoruz ve tedaviyi belirliyoruz” diye konuştu.

Son yıllarda kişiye özel tedavi seçeneklerinin ağır bastığını ifade eden Beşışık: “Multipl miyelom, henüz tamamen kökünden kurutulabilen bir hastalık değil. Ancak, kontrol altına alınarak uyku haline getirilebilmektedir. Bir grup hastada ise tamamen yok edilebileceği bulguları gözlenmiştir. Yaklaşık 2000’lerden bu yana inanılmaz sayıda ilaç geliştirme çalışmaları mevcut. Hedefe yönelik ve akıllı ilaçlarla eskiye göre sağ kalım oranının süresi arttı ve hastaların yaşam kalitesi de yükseldi. Geçmişte tanı konulduktan sonraki yaşam süresi ortalama 3 yıl ile sınırlıydı. 1999 yılından itibaren giderek eklenen akıllı etkili ilaç çeşitleri ile sağ kalım süresi en az üç kat arttı.”

Standart uygulamadaki kemoterapi, tümörle birlikte diğer sağlıklı hücreleri de öldürmeye yönelik etki yaptığını söyleyen Prof. Dr. Beşışık, son olarak ‘Daratumumab’ etken maddeli hedefe yönelik ilacın kullanılmasıyla önemli sağ kalım oranlarına ulaşıldığını dile getirdi.

Beşışık, bu tür yeni tedavilerden reçete edilebilir konuma gelene kadar faydalanılamadığını ancak Türkiye’nin de bu uluslararası klinik çalışmalara katılma daveti aldığını ve bu şekilde imkanın Türkiye’de yaşayan hastalara da sunulabildiğini anlattı.

Ayrıca Beşışık, klinik çalışmaların Sağlık Bakanlığı ve etik kurullardan izin alındıktan sonra ancak yapılabildiğini, çok disiplinli ve kurallı takip ve tedavi sunduğunu vurgulayarak klinik çalışmalara katılmaktan çekinilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Eğitim Haberleri

Ortaokul öğrencileri "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye haykırdı