Erzurum Güncel-Kürt sorununun çözümü konusunda demokratik süreç hızlanırken, terör örgütü PKK, yeni gelişen durum karşısında çıkış stratejisi arıyor. PKK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan'ın Kandil'de lider kadroyla toplantı yaptığı ve "Silahla nerede kadar?" sorusuna yanıt aradığı öğrenildi. Benzer bir tutum, İmralı hükümlüsü PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından da ortaya kondu. Öcalan, önceki gün Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ile yaptığı görüşmede "Silahların susması için araç ve yöntemler ortaya konulmalı" mesajı verdi. Hükümet- BDP görüşmesi, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ABD temasları, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın hafta sonu gerçekleşen Erbil ziyareti, Aysel Tuğluk'un PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesi ile birlikte silahların susması konusunda tarihi bir noktaya gelindi. PKK ise örgütün kontrol dışı unsurlarının süreci sabote etme riskine karşı önlem aldı.KANDİL TESPİTLERİ Kandil'deki toplantıda demokratik adımlarla paralel olarak PKK'nın Türkiye'deki güçlerini çekmesi, silahsızlanması ele alındı. Lider kadroya yönelik olası tasfiye girişimine karşı da tedbir alınması öngörüldüğü toplantıda örgütün 6 bin üyesi bulunduğu, bugüne kadar örgütün 20 bin kayıp verdiği tespiti yapıldı. Türkiye'nin sınır kesiminde yer alan Hakurk, Haftanin, Sinaht kesimlerindeki PKK'ların küçük gruplara ayrılarak yer değiştirdikleri belirtiliyor. Bu endişede son dönemde Bölgesel Kürt Yönetimi'nden gelen baskı da etkili oluyor. 12 YIL ÖNCEYE BENZİYOR Kandil'deki toplantıda silahlı mücadelenin sonuna gelindiği tespiti yapılırken, PKK, kontrol dışı unsurların süreci bozma riskine karşı da önlem alıyor. Örgüt, sürecin sabote edilmesinin sorumluluğuyla tasfiye edileceği kaygısı taşıyor. Bu nedenle de lider kadronun kendilerine bağlı grupları dikkatle kontrol etmesi talimatı verildi. 1 Eylül 1999'da PKK, yurtiçindeki güçlerini sınır dışına çekerken, Öcalan avukatları aracılığıyla "silahlı mücadeleye son" çağrısı yapmıştı. Öcalan o tarihte, "demokratik çözüm yolunda yeni bir diyalog ve uzlaşma aşamasına geçileceğine inancımı belirtiyorum" demişti. Ardından da örgüt, 1 Eylül 1998'de başlattığı tek taraflı ateşkesi uzatma kararı aldı ve yurtiçindeki güçlerini sınırdışına çekti. Öcalan'ın talimatıyla 1 Ekim 1999'da barış grubu adıyla sekiz örgüt üyesi de Türkiye'ye gelmişti. YÖNTEMLER ORTAYA KONSUN!İmralı'da bir saat süreyle Aysel Tuğluk'la görüşen Abdullah Öcalan'ın silahların susması için araç ve yöntemlerin ortaya konulmasını istemesi de dikkati çekti. Hakkâri olayını örnek göstererek, "Çözüm sürecini sabote etmek isteyenler olacak. Dikkatli olunmalı" diyen Öcalan, görüşmede önemli ayrıntılara girdi : ÇÖZÜM İRADESİ VAR: 11 yıldır buradayım. İlk kez çözüm koşulları ve fırsat var. Bu birlikte yaşam için bir şans. Sorunun çözümü için irade, hazım var. Sürecin barışa evrilmesi için tek taraflı çabalar işe yaramaz. Ben rolümü oynamaya hazırım. BİRLİK STRATEJİSİ: Birileri bu ülkeyi bölmek istese de biz engelleriz. Birileri bizi kovsa da gitmeyiz. Kardeşlik, birlik stratejisine dayalı bir yaklaşım ortaya koyuyorum. Pozisyonumu koruyacağım. Ölümlerin olmasını istemiyorum. SABOTE EDEBİLİRLER: İyi niyetli çabalar var. Kaygılarım var. Ancak süreci sabote etmek isteyenler olacak. Hakkâri benzeri olaylara yönelim olabilir. Devlet de PKK da bu tür olaylara karşı uyanık olmalı. Buradaki görüşmelerimi devre dışı bırakmak isteyenler olabilir. EYLEMSİZLİK SÜRMELİ: Kamuoyu eylemsizlik sürecinin devamını istiyor. Ancak, hükümet "yok ederiz, tasfiye ederiz" politikası izlerse bu da fiilen kalkar. SİLAH BIRAKMA KOŞULLARI: Eğer silahları bırakma noktasında bir şey olacaksa oturulur. Devlet bunun zeminini hazırlar. Çözüm için ortaya çıkan irade bunun araç ve yöntemlerini de ortaya koyar. Tamam, yapalım ama nasıl bir zemin yaratılacak? Devlet de daha net olmalı. AHMET TÜRK ÖNEMLİ: Ahmet Bey, Kürt siyasetinde önemli bir aktör. Sözlerine kulak verilmeli. Olaylara çok yönlü bakılmalı. Makul çözüm yolu Kürtlerin özgünlüğünün görülmesi, özgürlük alanın genişletilmesi. Bu sorun çok yönlü konuşulmalı.