Erzurum Güncel-
Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Naciye Tan'ın sözlerinden bir bölümü şöyle:
-Cinayetten nasıl haberiniz oldu?
Olaydan 2 gün sonra jandarmadan neler olduğunu öğrendik. Söylenenlerin bu kadar derin olmasına inanmak istemiyordum. Olaydan sonra işe devam etmek zorunda kaldım. Canınız acısa da müşteri geldiği an başka bir maskeye bürünüyorsunuz. Akşamel ayak çekilince canım o kadar çok yanıyordu ki... Bir hayat gitmiş. Yeni hayatta herkes bana yabancı. Attığım adım bile tam değil, boşluktayım. Kimseye bir şey anlatamıyordum. Sokakta bakışlarıyla “O kadın” diyorlardı. Hiç kimseye bir şey söylemeye hakkım yok. İşyerim eski Ankara yolundaydı.“Acaba kamyonun altına mı girsem” diyordum. Sonra “Bana çarpana yazık olur” diye yapamadım. Beynim o kadar kalabalıktı ki. Sabah uyanıp kendimi çimdikliyordum. Rüyada olmak benim için daha iyiydi. Hiç uyanmak istemiyordum.
Suphi’nin cinayet işlediğini duyunca kendinizi sorguladınız mı? Onu iyi yetiştiremediğinizi düşündünüz mü?
Benim de hatalarım olmuştur. çocuklarımın yanında kavga etmeseydim belki bu hale gelmezdi. Bir ömür verip yetiştiriyorsunuz, elinizde kocaman bir sıfır kalıyor.
Şiddet görüyor muydunuz?
O konuyu hiç açmak istemiyorum. Yaşandı bitti. 2009’da ayrıldım. Kızımın üniversite sınavından bir gün önceydi. Eşya almadan çıkmıştım o evden. Küpelerimi satıp yol parası yaptım. Kızımı okula yazdırmaya götürdüm. çok şükür kızım okudu.
Problemli bir çocuk muydu?
Ortaokula kadar ona ‘süt çocuğu’ derlerdi. Boyu kısaydı. Bunu kompleks yapardı. Problemleri vardı.
Kaçıncı sınıfa kadar okudu?
Lise 1’de terk etti. Günlerce ağladım. Gizlice rapor aldık. Vazgeçer de okula döner diye. Babası kuyumcuydu, ona güvendi. Biz daha ayrılmadan babasının işleri kötüye gitmeye başladı. Orayı satıp, taksitle otobüs aldı.
‘17 YAŞINDA KAZA GEçİRDİ SONRA BöYLE OLDU’
Suphi’nin şiddet eğilimi ne zaman başladı?
17 yaşında feci bir motor kazası geçirdi. Kafası ağır hasar aldı. Günlerce hayat ünitesinde kaldı. Kafatasındaki bir kemiğini çıkarıp platin taktılar. İki kez ağzından ameliyat geçirdi. İkinci ameliyat olduğunda doktoruyla anlaştım, “Suphi’ye psikolojik tedavi görmesi gerektiğini söyleyin” dedi. Kazadan sonra davranışları değişmişti. Agresifleşti. Normal bir hareketi yoktu. Akşamları kızıma ve bana su sıkıyordu. Gece üstümüze ışıldak tutuyordu. Şiddet uygulayıp “Oh be” diyordu. Bir gün sırf sigarası yok diye darbe aldım. Savcılığa bile gittim. Bize şiddet uyguladığını söyledim. “Yapabileceğimiz bir şey yok. Polis zoruyla beyaz önlük giydirip götürmeniz gerekiyor” dedi. Onu yapamadım. Keşke yapsaydım.
Bu hallerini sadece kazaya mı bağlıyorsunuz?
17 yaşına kadar bana şiddet uygulamayan bir insan kazadan sonra şiddet uygularsa ben bunu kazaya bağlarım.
Daha önce eşiniz sizi döverken Suphi’nin izlediğini söylemiştiniz.
Ben şiddet görürken o titreyerek seyrederdi. Her şey gözü önünde oluyordu.
BANA İŞKENCE ETTİLER
Cezaevinde vuruldu. Cenazesini 5 gün boyunca gömemediniz...
Cenazeyi gömdürmeyerek, bitmiş bir hayatla kavga ederek aslında ona değil bana işkence ettiler. Ezilmiş bir canlı düşünün. Defalarca üzerinden arabayla geçtiler...
KIZ KARDEŞİ: ‘öZGECAN’IN BABASI GİBİ BİR BABAM OLMASINI İSTERDİM
’Kardeşin nasıl biriydi? Annen şiddet eğilimini kazaya bağlıyor... Kaza tetiklemiş olabilir ama içinde eğilimi vardır. Suphi’nin bizim açımızdan doğru yoldaymış gibi gözükmesini istemiyorum. Benden iki yaş büyük olduğu için babamın şiddetine benden daha çok tanık olmuş. Zor zamanlar geçirmiş olabilir. Yeğenim için şükrediyorum. O da şiddet eğilimli bir babayla büyüyecekti ve belki de şiddete eğilimli olacaktı. Herkes Suphi’nin kaza yüzünden böyle olduğunu söyledi.Bunu ona da duyurdular. O da şımardı. Gittiği okulun ve Fatih’in (Cinayete yardım eden suç ortağı Fatih Gökçe) etkisi çok oldu. Belki de suçlayacak birilerini arıyorum. Kendimle savaşıyorum...
‘BİZİ öLDüRESİYE DöVERDİ’
Sana da şiddet uyguluyor muydu? Bunu tasvir etmek çok zor geliyor. Bir erkeğin kadına vurması başkadır. Erkekle erkeğin kavgası başkadır. Onda öyle bir ayrım yoktu. Neremize geldiği fark etmeden vurup, karşımıza geçip “Oh rahatladım” derdi.
GECELERİ üZERİMİZE SU SIKARDI
Geceleri siren sesiyle ya da üzerimize su dökülerek uyanırdık. Sabaha kadar uyumazdı. Yenilgiye tahammülü yoktu. Oyun oynarken onu yenersem dayak yerdim. Dengesizdi ama aklı başındaydı. Sebepsiz çok dayak yedik. üniversiteye hazırlanırken sesli ders çalışıyordum. Annem odama geldi. Telefonla konuştuğumu zannetmiş. Anneme “Git başımdan” deyip masayı ittim. Suphi bağırtıya geldi. Beni dövmeye başladı. Annem ağabeyime “Vurma ona” deyince de annemi dövmeye başladı. Kapıları kapattı. O gün canımızı kurtarıp o evden kaçtık. çünkü ölüme gidiyorduk...
DUYUNCA DAYAKTAN öLDüRMüŞTüR DİYE DüŞüNDüM
özgecan’ın başına gelenleri duyunca sen ne düşündün? Kardeşimin öfkesini iyi biliyorum. Duyunca dayaktan öldürmüştür diye düşündüm. Ben ölmedim çünkü onun dayaklarına dayanıyordum. Alışmak da iğrenç bir şey... özgecan belki de hayatı boyunca babasından dayak yememişti. Bizi o kadar dövdü ama kendimizi savunmak için ona bir kere bile vurmuşluğumuz yok. Başımıza ne geleceğini biliyoruz. Belki özgecan direnmiştir, o da daha da delirmiştir.
KEŞKE BABAM DA öLSE DEDİM
öldürüldüğünü duyduğunda ne hissettiniz? Keşke babam da ölse dedim...
‘öZGECAN’IN AİLESİYLE GöRüŞMEYİ çOK İSTEDİK’
özgecan’ın ailesiyle görüşmeyi denediniz mi? Benim baba eksikliğim vardı. Onun babasına imrenerek baktım. öyle bir babasının olması ne mutlu! Bizim başımıza böyle bir şey gelseydi benim babam böyle yüce bir tepki veremezdi.
Anne: çok istedim. Acılarını dindiremezdim ama ziyaret etmeyi çok istedim.