Erzurum Güncel- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karar TV canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Zincir marketlerle ilgili gelen soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ''Diyelim ki bu üç harfli firmalar, fiyatları yükselterek kendi aralarında bir iş birliği yapmışlarsa Rekabet Kurumu var. Rekabeti bozucu eylem içindelerse zaten ceza verilecek. Bunları yapmıyorsunuz, intikam alıyorsunuz. Bu durum devlet yönetimindeki acziyeti gösteriyor'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
''Anayasada gayet açık hüküm var. Bütçeyi TBMM'de Cumhurbaşkanı sunar. Cumhurbaşkanının gelmesi ve kendi bütçesini savunması, eleştirileri dinlemesi ve eleştirilere yanıt vermesi lazım.
(Hüseyin Örs'ün saldırıya uğraması) Gerilimli bir siyasal atmosfer sadece siyasi partileri ve onların milletvekillerini değil sokaktaki vatandaşı da geriyor. Suçüstü halidir. Normalde Cumhuriyet Savcılığının harekete geçmesi lazım.
Biliyorsunuz otoyol ve köprülerde dolar, euro bazında fiyat belirlenmiş durumda. O fiyatlar yılda 4 kez yenilenirken asgari ücrette yılda 4 kez yenilensin ve ona göre işçiler ücret alsın diye talep var.
Devlette şu anda ikili bir yapı var. Saray bürokrasisi ve aşağıda bakanlıkların bürokrasisi. Bunların arası kopuk. Garip bir devlet yapısı çıktı ortaya.
''ENFLASYONDA ARTIŞ SÜRÜYOR''
Hayatın gerçeği şu, ben bir tüketici olarak markete gittiğimde domatesin fiyatı düşmediyse enflasyon düşmemiş demektir. İşin özeti vatandaş markete manava gittiğinde fiyatların düşüp düşmediğidir. O düşme fiyat artış hızının yavaşlaması anlamına geliyor. Enflasyonda artış sürüyor. Üretici fiyat endeksiyle tüketici fiyat endeksi arasında uçurum var. Üretici maliyeti çok yüksek yüzde yüzün üzerinde. Sonuçta üreten kişi üzerine kar ekleyip bunu yansıtmak zorunda. Fiyatlar mecburen yükselecek. Hayatın gerçeği fiyatın düşmediğini markette pazarda göreceksiniz.
BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI
Önce hazırladıkları teklifi görmemiz lazım. İçinde başka maddeler var mı yok mu bunlara bakacağız. Kadının kılık kıyafetiyle siyaset uğraşmamalı. Biz siyasetin istismar etmemesi için kanun teklifi verdik. Onlar anayasa teklifi verelim dediler. Getirdikleri anayasa teklifini göreceğiz. Önce kendi içimizde gelen teklife bakacağız. İlla karşı çıkalım şeklinde hareket etmiyoruz. Biz sorunu Türkiye'nin gündeminden çıkarmak istiyoruz. Türkiye'nin gündemi bu olmamalı. Ülkeyi nasıl büyütmeliyiz ülkenin gündemi bu olmalı. O yapay sorundan Türkiye'yi çıkarmak istiyoruz. Eğer bizim dediğimizi yapıyorlarsa memnun oluruz.
Erdoğan bizim teklifimizin üzerine anayasa çıkışıyla gelerek, yine başörtüsünü istismar etme yolunu seçti. Vay sen nasıl başörtülülerin kılık kıyafetiyle uğraşmıyorsun diyor. Niye itiraz etmiyorsun diyor. Bizim amacımız bu alanı tümüyle siyasetin dışına çıkarmak. Ben eminim ki bu teklifin içinde bir değil bir kaç madde olacak. Erdoğan ben nasıl bunu siyasete malzeme yaparım diye düşünüyordur. Orban'ın Macaristan'da yaptığını Türkiye'de yapmak istiyor. Kaç madde geleceğini bilmiyoruz. Geldikten sonra ona göre karar vereceğiz. Bizim yasal önerimize ters düşmüyorsa altına imza atarız. Referanduma götüremezler. Başörtüsüne itiraz eden yok ki.