Erzurum Güncel- İşte o çok konuşulacak yazı...
İzlediniz mi Mehmet Sekmen’i?
Candaş kanal Kardelen’e çıktı yine!
Daha önce de demiştim, kendisiyle ilgili en küçük eleştiri olsun, soluğu orada alıyor.
Yine öyle oldu.
O kanalı kimse izlemiyor ama Başkan çıkınca ben izliyorum. Çünkü başka türlü kendisine ulaşamadığımız için ‘acaba ne diyecek’ diye merak ediyorum.
Tabi yandaş kanal olunca sorular belli ama ben sorulara bakmıyorum. Eğer Başkan yayına çıkıyorsa anlıyorum ki, yakın zamanda yaşanan gelişmelere cevap verecek.
Bir kez daha yanılmadım.
Canlı Hayvan Pazarı’yla başladı.
Hemen şunu söyleyeyim; en çok eleştirdiğim başkanlardan biri olan Sekmen’in bu hamlesi çok iyiydi. Görev süresi dolduğunda bırakıp gideceği şehrime yakışan bir yer yaptırmış.
İki kez gittim. Hayvancılıktaki potansiyelimizin açığa çıkarılması adına yapılan çok önemli bir yatırım ve bu noktada alkışı da teşekkürü de ziyadesiyle hak ediyor.
Bir diğer konu başlığı BB Erzurumspor oldu.
Bizim Erk Haber’den Orkun Çizmeli ya da Pusula’dan Nurullah Pala kadar futboldan anlamam ama dedikoduları da kaçırmam!
Son iki haftadır kulüp başkanı Hüseyin Üneş hakkında bir yığın muhabbete şahit olmuştum.
Tabi Başkan Sekmen fırsatı kaçırmadı, taşı gediğine koydu.
Özetle şunları söyledi:
“Bütün arzum BB Erzurumspor’un Süper Lig’de kalıcı olması… Asansör takım olmasın. Geçmişten ders alıyoruz. Hakem hataları, VAR olmasaydı Süper Lig’de kalacaktık… Sonrasında ne oldu? Transferde geç kaldık. Bilerek, bilmeyerek geç kaldık. Futbolcu dayattılar, 20 futbolcu aldık, 3’ü, 5’i hariç hepsi kof çıktı. Ben o zaman da hemen transfer yapalım dedim. Bakın bu yıl da 11 Eylül’de sezon başlıyor. Aynı hatayı bu dönemde de yapıyoruz. İstişare edelim dedim… Başarı olunca herkes sahiplenmeye çalışıyor. Tekrar söylüyorum geç kaldık. Süratle bu işi yapmalıyız. 10 lira pahalı olsun şoför mahalli olsun ama yapmalıyız… Geçen dönem bizi kazıkladılar. O dönemin yöneticilerinin vebali kendi boyunlarına… Aynı şey olmasını istemiyoruz. ‘Sen karışma’ diyorsanız, ben alt yapıyla ilgileneceğim. Ben istişare olmadığı sürece mesuliyet üstlenmem çünkü geç kalıyoruz… Şimdi futbolcu alıyorlar, faydalı değilse ben niye evet diyeyim? Bu işler ‘ben yaptım oldu’ demekle olmaz. Tekrar ediyorum geç kalıyoruz. Desteğimiz olacaksa, destek istiyorsanız, bizi seyirci olarak kimse görmesin. ‘Biz yönetimiz istediğimizi yaparız’ diyorsanız buyurun yapın.”
Bu ifadelerden anlıyoruz ki, Başkan Sekmen ve Başkan Üneş arasındaki ipler kopmuş.
Dedim ya futboldan öyle çok anlamam ama bildiğim bir şey varsa oda Başkan Sekmen topa girmezse, Hüseyin Üneş’in çapı bu yükün altından kalkmaya yetmez!
Bu işler öyle Acun’la fotoğraf vermeyle, TFF’de iki toplantıya katılmayla olmuyor. Paran varsa konuşuyor, paran varsa transfer yapıyor ya da çarkı döndürüyorsun.
Her neyse bu konuyu Orkun ve Nurullah takip eder…
Başkan Sekmen’in anlattığı diğer başlığa gelelim.
“6,5 MW GES (Güneş Enerji Sistemi) yaptık. 20 MW daha kredi çıkarsa yapacağız?”
O an yayında olsam yüzümde belirecek tebessümle sorardım ki, 6,5 MW’lik GES’i kaç paraya yaptırdınız?
GES’i yaptırırken zaten kredi kullanmadınız mı?
GES’leri niye sadece aynı kişiye yaptırıyorsunuz?
GES’i yapan çim de döşüyor, o kişiden çim de alıyor musunuz?
İşte bendeki bir umut belki sorarlar da Başkan cevap verir diye katlanıyorum o programa ama nerde?
Ve final!
Zaten Başkan’ın anlatmak istediği konuyla programımızı bitiriyoruz!
Esadaş olayı.
Hani şu geçenlerde girişini, çıkışını ‘boru döşeyeceğiz’ diye kapattıkları akaryakıt istasyonu var ya işte onunla ilgili nihayet açıklama yaptı Başkan Sekmen.
Yine özetle aktarıyorum.
“Biz bu istasyonu 10 yıllığına kiraya verdik, verirken de şöyle dedik. Bakın noterden tasdikli kira kontratı önümde. Demişiz ki, 9. maddeye ‘taşınmazı başkanlığımızca ihtiyaç duyması halinde sözleşme tek taraflı olarak feshedilir, kiracı bundan dolayı dava açamaz bir talepte bulunamaz.’
Şimdi ben iş yapıyorum, bakın bu kadar konut yapıyoruz, yol yapıyoruz. İhtiyacımız olmuş. Neden ihtiyacımız olmuş? Gelirlerimiz 4 iken, 1’e düşmüş neden Korona’dan dolayı. Korona’dan dolayı vatandaş vergi veremeyince, devletin gelirleri düştü. Biz de ilgili şahsı çağırmışız burayı şu fiyata ihaleye çıkacağız, tahmini fiyatta şu, seni tercih ederiz. Oradan da bir kavşak geçiyor, yer altı kavşağı onu duymuş geldi bana, ‘o zaman buranın değeri düştü’ falan filan… Değeri düşmez buranın, sadece arsa bedeli bu parayı eder. Baktım ki birazcıkta gönlü yok. Bizim arkadaşlarımız tekrar değerlendirme yaptılar. Değerlendirme yapınca biz 30 düşünürken, değerlendirme 40 lira çıktı. Onun üzerinden ihaleye çıktık. Bu sefer bize pat diye İdare Mahkemesi kanalıyla Yürütmeyi Durdurma. Biz buraya maddeyi koymuşuz, aleni koymuşuz diyoruz ki, belediyenin ihtiyaç duyması halinde burayı ihaleye çıkar satışını yaparız. Bundan ayıp bir şey var mı? Şimdi buradan kamuoyuna sesleniyorum, ben bir kişiyi değil Erzurum’u düşünüyorum… Orada kazı yaptık. Orada Migros var ya orayı su basıyor. Onlar bizden çeşitli defalar buraya bir yağmur suyu kanalı yapın demişlerdi, biz 15 gün öncesinden karar vermiştik. Kanalı yaptık, kapattık bir günlük iş.”
Şaka değil.
Başkan canlı yayında aynen bunları söyledi.
“Ben iş yapıyorum, gelirlerim düştü burayı satıp iş yapacağım” dedi ama ihaleye belediyeden hangi alacaklıların girdiğini söylemedi!
İstasyonla birlikte hangi taşınmazların satışa çıkarıldığından bahsetmedi!
Kontrat böyleyse, İdare Mahkemesi niye ‘Yürütmeyi Durdurma’ya -ki bu soruyu kimse soramayacağı için- açıklama getirmedi!
Geçtik hepsini… Kasada o kadar mı para kalmadı Sayın Başkan?
Hepsini mi tükettik!?
Bu kadar para nereye gitti?
Erzurum’a yapacağın iş ya da işler için bir akaryakıt istasyonunun satışından elde edeceğin gelire mi kaldı koca Erzurum Büyükşehir Belediyesi?
O zaman gerçekten vah halimize!
Vallahi iste… De ki, “durum bu” eminim, Esadaş oraya harcadığına bakmaz, Erzurum için bila bedel gözünü kapatır verir. Ama öyle Migros’u bahane edip, ‘yağmur suyu kanalı yapıyorduk’, demeni bu saatten sonra kimse yutmaz!