Erzurum Güncel- Türkiye'de günlük koronavirüs sayısının 40 bini geçmesinin ardından, yoğun bakımlarda sorun başladığı uyarısı yapıldı. Koronavirüsle mücadelede görüşlerine sık sık başvurulan uzman isimlere göre yoğun bakımların kilitlenmesi, hiç kimsenin evinden çıkamayacağı tam kapanmayı gündeme getirir. İşte çarpıcı araştırmanın ve alınan son dakika verilerinin sonucunda tam kapanma dahil gündeme gelecek seçenekler..
Son dakika... Türkiye'de son 24 saatte 243 bin 738 Kovid-19 testi yapıldı, 40 bin 806 kişinin testi pozitif çıktı, 176 kişi yaşamını yitirdi. Vaka ve vefat sayısındaki artış tedirgin edici boyuta ulaşırken, artışla birlikte yoğun bakımlar da alarm vermeye başladı. Doluluk oranı yüzde 63'ü geçti. Normalleşme adımları beklerken yeni kısıtlamalar gündeme geliyor. Uzmanlara göre yoğun bakımların kilitlenmesi, hiç kimsenin evinden çıkamayacağı tam kapanmayı gündeme getirir.
Son açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 63.2, yatak doluluk oranı ise yüzde 54.2 oldu. Hürriyet'e konuşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Zafer Kurugöl, yüzde 63.2 oranının sadece korona hastalarını değil diğer tüm hastaları kapsayan bir oran olduğunu belirterek, "Bu rakam yoğun bakımlarda sorun başladı demek. Tehlike çanları çalıyor. Özellikle İstanbul'da sorun diğer illerden daha büyük. İzmir ve Ankara'da da dikkat çekici bir artış görüyoruz" dedi.
SON DAKİKA 3. ZİRVEYİ YAŞIYORUZ VE KRİTİK GÜNLERDEYİZ
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da salgında şu anda üçüncü pikin yaşandığını belirterek, geçen kasım ayındaki gibi büyük bir dalganın olmaması için özellikle 15-20 günlük süreçte herkesin çok hassas olmasını beklediklerini söyledi. İstanbul'un yoğun bakım doluluk oranlarında yüzde 64-65, normal yataklarda ise yüzde 62 bantlarında olunduğuna dikkat çeken Memişoğlu, bunun artmasının tehlikeli hale gelebileceğini vurguladı.
BUGÜNKÜ DURUM NİSAN 15'TE ORTAYA ÇIKACAK
Prof. Dr. Levent Akın da yoğun bakımlardaki artışın iyiye işaret olmadığını anlattı. "Bugünkü vakalar, nisanın 10-15'inde hastanelere yansıyacak" diyen Prof. Dr. Akın, yoğun bakımlar hastalara cevap veremez hale gelirse tam kapanmaya gidilebileceğini, bu nedenle herkesin kurallara uyması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Levent Akın da yoğun bakımlardaki artışın iyiye işaret olmadığını anlattı. "Bugünkü vakalar, nisanın 10-15'inde hastanelere yansıyacak" diyen Prof. Dr. Akın, yoğun bakımlar hastalara cevap veremez hale gelirse tam kapanmaya gidilebileceğini, bu nedenle herkesin kurallara uyması gerektiğini söyledi.
ŞAŞIRTAN SONUÇ ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan Kovid-19'u atlatan kişilerin antikor düzeylerinin incelendiği çalışmaya göre, virüs yüküne daha çok maruz kalan sağlık çalışanlarının antikor koruyuculuğu 9 aya kadar çıkarken, daha az virüs yüküyle hastalık atlatan ev kadınları ise 3 ay içinde antikor koruyuculuğunu kaybediyor.
Son dakika haberine göre, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde görev yaparken Kovid-19 tanısı alan toplam 123 sağlık çalışanının antikor düzeyi ve koruyuculuk süresine ilişkin yapılan araştırma sonuçları açıklandı.
Ortaya çıkan yeni sonuçlara göre, koronavirüse yakalanarak hasta olan sağlık çalışanlarında en yüksek antikor seviyesine 4 ile 6'ncı haftada ulaşıldığı saptandı.
Araştırma sonuçlarına göre virüs bulaşan sağlık çalışanlarında 6'ncı aydan itibaren antikor seviyesinde anlamlı düşüş yaşanırken, yoğun bakım ve Kovid-19 servisinde yüksek virüs yüküne maruz kalarak hastalanan sağlık çalışanlarında ise sürenin 9 ile 12 ay arasında değiştiği tespit edildi.
Araştırmada hastanenin lojistik, idari, yemekhane gibi kısımlarında görevli olanların antikor seviyelerinin 6'ncı ayda tamamen kaybolduğu belirlendi.
ANTİKOR KORUMASI BİR YIL SÜRMÜYOR
Araştırma sonuçlarını Milliyet'e yorumlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümü'nden Dr. Yeşim Tuyji Tok, Kovid-19'a yakalanan sağlık çalışanlarının virüs yükü ne kadar fazla olursa antikor süresinin ve koruyuculuğunun da aynı oranda arttığına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi:
"Araştırmamız sağlık çalışanlarında aşılanma ihtiyacının doğacağı sürenin belirlenmesinde yol gösterici olacak. Cerrahpaşa bünyesinde aşılandıktan sonra hastalığı ağır geçiren bir vaka olmadığı gibi, sadece birinci doz aşı olanlarda bile böyle bir tablo görmedik. Antikor bağışıklığının 1 yıl sürmesi gibi bir durum söz konusu.
Ev kadınında ise koruyucu antikor 3 ay etki gösterirken, Kovid-19 kliniğinde görev yaparken hastalanan hekimde bu süre 9 aylık süreyi geçebiliyor. Anestezi, yoğun bakım ve acil servis çalışanlarında daha uzun süreli antikor koruyuculuğu oluştuğunu saptadık."
Kovid-19 hastalığı geçiren sağlık çalışanlarının antikor düzey ve koruyuculuk süresine yönelik yapılan çalışmanın sonuçlarını değerlendiren İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Osman Erk ise, "Hastalığı ağır geçirenlerdeki koruyucu antikor seviye ve süresi, hafif atlatanlardan daha uzun oluyor.
Ağır seyirli hastalarda oluşan koruyucu antikor 6 ile 9 ay arasında vücutta etkisini gösteriyor. Ancak hafif virüs yükü alarak, hastalığı atlatanlarda bu süre 3, 4 ay arasında değişiyor. Bu nedenle hastalığı hafif atlatanların kesinlikle koruyucu antikor oluştuğuna güvenerek maske, mesafe kuralından taviz vermemesi gerekiyo
Hastalığı hafif atlatan vatandaşların 4'üncü aydan sonra aşı olmasını öneriyoruz" dedi. Ege Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl de, hastalığı ağır atlatanlarda oluşan koruyucu antikorun daha uzun süre etkinliğini sürdürdüğünü belirterek, şunları dedi:
UYARI
"Kovid-19'u ağır geçiren bir hocamızda aradan geçen 1 yıllık süreye rağmen antikor seviyesinin yüksek olduğunu tespit ettik. Ancak bu durum herkes için aynı değil. Hastalık sonrası ortalama antikor koruyuculuk süresinin beş, altı aydan uzun sürmeyeceği bilim dünyasının ortak kanaati. Hastalığı hafif atlatanlar, 'Nasıl olsa Kovid-19 geçirdim bir şey olmaz' dedikleri noktada ikinci kez hastalığa yakalanırlar."
İSTANBUL'DA KRİTİK GÜNLER
Türkiye genelinde olduğu gibi İstanbul'da da vaka artışı alarm veriyor. İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, bir yılı aşkın süredir dalgalı şekilde seyreden bir salgınla mücadele edildiğini, ilk dalganın geçen yılın mart, nisan aylarında yaşandığını, ikinci dalganın eylül, ekim ve kasım aylarında görüldüğünü hatırlatarak, şimdi de 3'üncü bir dalgayla karşı karşıya olunduğunu ifade etti. -Hürriyet
Şu anda hastaneye yatışların, kasım ayındaki yoğun bakım yatış oranlarına göre daha az olduğunu vurgulayan Kemal Memişoğlu ancak hâlâ testi pozitif çıkanların oranının arttığını anlattı.
Kemal Memişoğlu, salgının geçen yılın mart-nisan ile kasım aylarındaki seyrine bakıp analiz yaptıklarını belirterek, "Bu analiz neticesinde de bunun birkaç hafta daha yükseleceğini, ondan sonra düşüşe geçeceğini öngörüyoruz.
15-20 günlük süreçte herkesin çok hassas olmasını bekliyoruz. Tabii bu yükselmenin şiddeti ve süresi insanların uyumuna da bağlı. En geç nisanın ortasından itibaren vaka sayılarındaki artışın düşeceğini öngörüyoruz ama bu kasımdaki ve marttaki simülasyonumuzun karşılığındaki öngörümüz. İnsanlar uyum gösterirse bu süreç daha da kısalabilir" ifadelerini kullandı.
İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu Memişoğlu, İstanbul'un yoğun bakım doluluk oranlarında yüzde 64-65, normal yataklarda ise yüzde 62 bantlarında olunduğuna dikkati çekerek, bunun artmasının tehlikeli hale gelebileceğini vurguladı.
Aşılama çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Memişoğlu, şu anda 60 yaş üzerindeki vatandaşların aşılamalarının yapıldığını hatırlattı. Memişoğlu, "65 yaş üzerindeki insanlarımızı zaten yapmıştık.
Yaklaşık yüzde 80 oranında o insanların aşılamalarının ikinci dozlarını da bitirme aşamasındayız.
Aşı tedariki sağlandığı sürece devam ediyoruz" diye konuştu. - Milliyet