Kırmızı çizgiyi aştık! 1 milyar insan erken ölüm riskiyle karşı karşıya

Karbon salınımının artması, kirletici ülkelerin taahhütlerini yerine getirmemesi ile birlikte 1 milyar insanın erken ölümle karşılaşabileceği kaydedildi. Hava kirliliğinde 400 PPM karbondioksit seviyesi sınırı da aşılmış durumda...

Erzurum Güncel- Atmosferdeki karbondioksit miktarı bu yıl insanlığın ortaya çıkışından beri kaydedilen en yüksek seviyeye ulaştığı kaydedildi. Son yapılan ölçümlere göre karbondioksit seviyesi 420 ppm seviyesine çıktı. Bu ölçüm bir önceki 415 ppm oranını aştı.

Milliyet gazetesinden Mert İnan'ın haberine göre, Türkiye'deki hava kirliliğinin geçmişi 1980-1990 tarihlerinde ısıtma ve sanayide kullanılan kalitesiz kömür hava kirliliğini rekor derecede etkilemesine dayanıyor.

17-18 Ocak 1993 tarihinde İstanbul’daki kükürtdioksit oranı 24 saatlik ortalamada 4070 mikrogram metreküp, Partikül Madde ise 2662 mikrogram metreküp olarak ölçülürken, bu oran dünyada ölçülen en yüksek kirlilik olarak kayıtlara geçmişti.

Partikül Madde 10 (PM10) kirliliğinde 2000’lerin başından itibaren doğalgaz kullanımının artmasıyla düşme eğrisi gösterse de, 2012’den sonra artış trendi yeniden gündeme geldi.

'HER YIL YENİ REKOR'

Atmosferdeki karbondioksit artışının yaratacağı riskleri değerlendiren İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin İncecik, “Ortaya çıkan rakamlar maalesef gezegenimiz için iç açıcı değil. 100 yıllık süreçte her yıl yeni rekor seviyeye ulaşıyoruz. Atmosferdeki 400 PPM karbondioksit seviyesi kırmızı çizgimizde ancak bu oran aşılmış durumda" şeklinde konuştu.

'ÖLÇÜMLERİ SANAYİ KENTLERİNİN ORTASINDA YAPARSANIZ FAZLASINI BULURSUNUZ'

Prof. Dr. İncecik devamında ise şu açıklamayı yaptı:

"Karbondioksit artışına kömür, petrol, doğalgaz tüketimindeki artışı neden oluyor. Doğalgaz fosil yakıtlar arasında en masum olanı. Açıklanan oranlar, Pasifik Okyanusu’nun ortasında, yerden 3 bin metre yüksekte ölçülüyor. Sanayi kentlerinin ortasında, yerden 3 bin metre yüksekte karbondioksit ölçümü yaparsanız 420 PPM’in fazlasını bulursunuz.”

Prof. Dr. İncecik, “Gelecek 5 yıllık dönemde ortalama sıcaklık değerleri artacak. Hızlı nüfus artışı, sera gazı salınımı, karbondioksit gazındaki salınım artışı atmosferin ısı dengesini etkiliyor. Enerji tüketimi arttıkça atmosfer sıcaklığı da artıyor ve dünyanın ısı dengesi bozuluyor. Şayet önlem alınmazsa 2040’dan itibaren çok ciddi sıcaklık artışları göreceğiz. Tüm yaşam, tarım ve su alanları olumsuz etkilenecek” diye konuştu.

'KUZEY RÜZGARLARININ ÖNÜ KESİLİRSE KİRLİLİK CİDDİ BOYUTLARA ULAŞIR'

Prof. Dr. İncecik, Kuzey Marmara'daki , Kuzey Marmara Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kanal İstanbul gibi projelerle yaratılan doğa tahribatına dikkat çekerek, “Örneğin İstanbul’un sigortası kuzey rüzgarları. Şehrin bütün kirli havasını uzaklaştıran kuzey rüzgarının etkisi. Ancak kentin kuzeyine inşa edilen plazalar ve yeni projeler kuzey rüzgarlarının önüne set çekiyor. Bu gidişat devam eder kuzey rüzgarlarının önü kesilirse kirlilik ciddi boyutlara ulaşır" dedi.

İstanbul'da yılın yüzde 70'inde hava kirliliğinin standartların üzerinde seyrettiğini belirten Prof. Dr. İncecik, bunun nedeninin kış aylarında yakılan kömür olduğuna dikkat çekerek Avrupa'nın artık bu yakıtı kullanmadığına dikkat çekti.

'DAR GELİRLİ İNSANLARA DOĞAL GAZ ÖDENEĞİ OLUŞTURULMALI'

Prof. Dr. İnce, hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik önlemleri ise şu şekilde sıraladı:

"Hava kirliliğinin birinci nedeni, karayolu taşımacılığındaki araç sayısı ve kömür kullanımı. Dar gelirli insanlara kömür yerine doğal gaz yardım ödeneği oluşturulmalı. İstanbul’daki araçların yüzde 60’ı dizel. Dizel araçlar da ciddi partikül madde kirliliği yaratıyor. Ağır tonajlı araçlar dahil olmak üzere çok ciddi emisyon ölçümleri yapılmalı. Almanya’daki kriterler uygulanmalı, denetim kağıt üzerinde kalmamalı.”
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ise durumu korkutucu olarak nitelerken “Havadaki partikül madde 10 oranı günlük ortalama 50 mikrogram/metreküp oranını aşmaması gerekir. Kış aylarında birçok kentte ‘PM10’ seviyesi sınır değerlerin üzerinde seyrediyor” dedi.

Hava kirliliğinin özellikle iskemi, miyokard enfarktüsü, felç, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı ve kanser açısından risk taşıdığını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Pala, “Partiküler maddeler akciğer kanseri nedeni olarak sınıflandırılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre günlük PM10 konsantrasyonlarında her 10 mikrogram/metreküp artış ölümlerde yüzde 0.2 ile 0.6 artışa yol açıyor. Uzun dönem PM10 konsantrasyonlarında her 10 mikrogram/metreküp artış ise kalp-akciğer hastalıklarına bağlı ölümlerde yüzde 6 ile 13 arasında artışa yol açıyor” diye konuştu.

'SICAKLIK DEĞERLERİ ARTIYOR, YAĞIŞ MİKTARI AZALIYOR'

Ekoloji uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı, devam eden yangınlar nedeniyle dünya genelinde ciddi oranda karbondioksit salımı olduğuna dikkat çekerek, “Orman yangını sayılarının artışı ile küresel ısınma, iklim değişikliği ve buna bağlı olarak Türkiye’de de artan sıcaklıklar arasında belirgin bir bağıntı var. Muğla ve çevresindeki yıllık ortalama sıcaklıklar ile yağışlar incelendiğinde; ortalama 500 metre yükselti için verilen yıllık ortalama sıcaklık değerlerinin dönemsel olarak arttığı, buna karşılık yıllık ortalama yağış miktarlarının azaldığını görüyoruz.

Ormanlar karbondioksiti bünyesine alıp oksijen olarak geri veriyor, fotosentez oluyordu. Sera gazlarının orman ve denizler tarafından doğal yoldan geri alımı çok önemli. Yangın aynı zamanda faunayı da bozarken, tüm sistem zarar görüyor. Yangın sırasında yüksek sıcaklık değerlerinin ortaya çıkması havadaki azot ve oksijen değerlerinin de dengesini bozuyor” ifadelerini kullandı.

Yaşam Haberleri

Şehit Aybüke öğretmenin hikayesi
GSS Borcu olanlar dikkat!
Özel hastanelerde 'göz' vurgunu!
Erdoğan açıkladı, asgari ücret zammında tahmin değişti!