Erzurum Güncel- Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan NTV canlı yayınında soruları yanıtlıyor. Akdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: "Kobani'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu dram karşısında Türkiye pozisyon aldı. PYD bu süreçte çok yanlışlıklar yaptı. Bunlardan bağımsız olarak insani olarak baktık duruma. 200 bin insanı kabul ettik. Türkiye Kobani konusunda duyarsız kaldı gibi söylemler doğru değil. Kobani için bir şeyler yapanın başında Türkiye geliyor. Kobani şu anda Suruç'ta. Kobani'de yaşayanların çoğu Suruç'ta yaşıyor şu anda. Gerekli tüm yardımları yaptık. İnsanları biz kabul ettik, insani yardımı biz yapıyoruz. ÖSO ile PYD birbirini seven değil, birbiriyle mücadele eden gruplar. Türkiye sınırlarını açmıyor, savunma yapmalarına izin vermiyor gibi açıklamalar yapılıyor. Türkiye yabancı savaşçılar konusunda duyarlılık sergiledi. Geçmeye çalışanlar engellendi. Bir taraftan sınırları açın dendi. Türkiye göndermeye çalışsa ölüme gönderdiniz denilirdi. Bu konuda yapılan çoğu şeyi Türkiye yaptı. Cumhurbaşkanımız hava saldırısı ilk başladığında inşallah devam eder demişti. Daha önce koridor tartışması olmuştu. PKK'nın koridordan geçmesi meşru değil demiştik. Ama Peşmergenin durumu farklı. Peşmerge meşru bir yönetimin ve Irak ordusunun bir parçası. Türkiye yasal olarak ne varsa bunların hepsini yapan bir iki ülkeden bir tanesi. 6-7 Ekim olaylarının gerekçesi hiçbir şey olamaz. Hiçbir olay vandalizmi meşrulaştıramaz. Biz başından beri hükümet tutarlı bir tavır sergilemiştir. Türkiye tavrını değiştirmedi, bu önergeyi biz getirdik ABD getirmedi. Türkiye kaygılarını net bir biçimde ABD'ye iletti. PYD'ye silah aktarımını doğru bulmuyoruz. ABD burada Türkiye'yi üzmeyecek şekilde bir dil kullanıyor. Silahları IŞİD'e karşı svaşan güçlere yolladıklarını dile getirdiler. Türkiye, IŞİD'le mücadele konusnuda, Suriye'nin geleceğinin görülmesi gerektiğini savunuyor. Bir örgüt bitirildiğinde sorun çözülmüyor. Sıkıntıları yaşayan biziz. Birileri bizi iknaya çalışmıyor. Biz birilerini iknaya çalışıyoruz. Batılı ülkeler 10 göçmen alalım mı diye düşünüyor. Biz hepsini alıyoruz. Türkiye'nin uçuşa yasak bölge oluşturulması konusu hala masadadır. Peşmerge meselesi devam eden müzakerelerin konusu değildir. Bu önemli bir hamledir. Diğer partilerin bunu iyi analiz etmesi gerekir. PYD bundan ne kadar hoşnut? PYD'nin hemen gelsin dediğini sanmıyorum. Çözüm süreci bütün Kürtlerin Irak, Suriye'deki Kürtlerin sorununu çözme meselesi değil. Etkileri olabilir ama ana unsur gibi görmek yanlıştır. Suriye'deki Kürtler Türkiye'dekilere en yakın olan Kürtlerdir. Bu nedenle kucağımızı açtık. Gereken ne varsa yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Çok ciddi bir ajitasyon yapıldı. Bunun neticesinde istenmeyen olaylar meydana geldi. Türkiye'nin Kobani'ye sırtını dönmesi söz konusu değildir. 'PKK YAN ÇİZDİ'Kobani olayı fırsata çevrilmek istendi. Suriye'ye Türkiye'yi nasıl çekeriz diye düşündüler. Örgüt açısından bakıldığında bunun sürecin önüne bir tıkaç olarak konulduğunu düşünüyorum. Hükümet kararlı bir şekilde süreci sonuca ulaştırmak istiyor. Bunu gören örgüt bunu bir tıkaç olarak, bahane olarak kullandı. Adeta yan çizdiler su kaynattılar. Burada da Kobani'yi bahane olarak kullandılar. şehirleri karıştırdılar, şiddet olayları oldu. Biz iyi niyetli olarak ne gerekiyorsa yapıyoruz. Birileri Kobani'yi kaldıraç olarak kullanılmak istendi. Bu konu çok köpürtüldü. Sosyal medya çok gelişti. 1 saatlik sosyal medya trafiğiyle insanlar örgütlenebiliyor. Örgüt Kobani olaylarında aslında yeterli kitleyi harekete geçiremedi. Başbakan 1 Ekim'de Demirtaş'ı kabul etti. Sürecin rayına oturduğu asayiş problemlerinin çözülmesi kararlaştırıldı ama ne olduysa bir anda oldu. Örgüt şiddeti kaldırısam burada tutunamam anlayışında. Siyasi gücü buradan devşirebiliyorm. Yan çizme işi de buradan çıktı diye düşünüyorum. Bu noktada da çözüm süreciyle ortaya çıkan sonucu kendileri açısından tatminkar görmeyenler oldu. Kobani'nin bu noktada bir fırsat olarak kullanıldığını düşünüyorum. Bu olayları kim meydana getirdi, kendi kendine mi oldu? Buna kim sebep oldu? Yol kesme haraç alma gibi eylemler süreci kırılgan hale getirir. Sadece karakol basma değil, bunlar da eylemsizlik kapsamına alınmalı diye söyledik. Daha beterini yaptlar. Kobani olaylarında HDP yanlış yapmıştır. Kobani olaylarının fitilini ateşleyenler yanlış yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kazanımlarını kaybettiler. Devletin kararlı duruşu geri adım attırdı. Öncelikle öz eleştiri yapmalılar. HDP bir takım açıklamalarla hatalarını telafi etmeye çalışıyor. Sürecin bir noktaya varabilmesinin ön şartı kamu düzenin sağlanmasıdır. Hükümet çözüm sürecinde aynı noktada durmaktadır. 'ÖCALAN'IN ROLÜ VAR'Öcalan boşa düşmemek için suyun akışına kendisini bırakıyor. Bu zaman zaman yaşandı. Kobani olaylarında Öcalan'ın rolü olduğunu düşünüyorum. Kontrollü bir gerginlik bekliyordu belki ama çıkmaz sokağa girip duvara çarptı. Bataklığa düştüler çırpındıkça batıyorlardı Öcalan bunlara bir ip attı. 'SÜRECE DESTEK VAR'Çözüm sürecine ciddi bir toplumsal destek var. Kangren olmuş bir sorun. Türkiye'nin birliğini tehdit eden bir sorun. Bu sorunu çözmemiz birliğimiz açısından büyük önem taşıyor. Hükümet toplumun kabul etmeyeceği bir adımı atmaz. Gelinen noktada bir anlaşma olduğunu biliyoruz ama son olaylar bir kırgınlık meydana getirdi. Bizim için öncelik kamu düzeninin güçlü bir şekilde tesis edilmesidir. Ayrıntıları kamuoyuyla paylaşılmaz ama insanları iğreti edecek bir adım atılmayacaktır. Bu süreci başlattık ve seçime gittik, toplum güçlü bir şekilde AK Parti'ye destek verdi. Halkın desteğiyle iktidara gelen bir hükümet halka rağmen bir adım atmaz. HDP'nin açıklamaları yakışıksız. Bu partilerle görüşen bir kişi olamama rağmen kötü sözler söylemek istemem hak etmelerine rağmen. Ahmet Davutoğlu'nun yalan söylemeyeceğini herkes bilir. Sn.Davutoğlu ilk iş olarak süreçle ilgili bir komisyon kurulması kararı aldı. 12 Eylül'de HDP heyeti adaya gitti. 13 Eylül'de HDP yol haritasını görmüştür. Bu konu görüşülmüştür, Kandil'e de aktarılmıştır. 'HDP YOL HARİTASINI BİLİYORDU' Biz 1 Ekim'de Başbakanımız Demirtaş'ı davet ettiğinde bu konu konuşulmuştur. Biz görmedik, bilmiyoruz demeleri anlamlı değildir. Bizim anlamadığımız, bu konuların konuşulmuş olmasına rağmen olayların durmamasıdır. Bu onlarca yıllık büyük bir sorun. Bu çözüm süreci bunu sonlandırmaya dönük bir proje. Öcalan'ın silahlar sussun fikirler konuşsun açıklamasını, silahların susması düşüncesinin oluşması açısından önemli bulduk. Silahların bırakılması çok önemli bir noktadır. Bu Türkiye için bir prangadır. Eylül ayında yol haritası İmralı'ya gösterildi, bunu İmralı ve HDP heyeti biliyordu. bu nedenle HDP'nin açıklamalarını talihsiz olarak görüyorum. Biz HDP'yi önemsiyoruz. Siyasi aktör süreçte muhataptır. Meclis'te bir takım çalışmalar yapıldı. Siyasi aktör yasal olan aktördür ve güçlendirilmesi gereklidir. Demirtaş'ın adaylığı sürecinde de aynısı söyledim. Bu bir aidiyet meselesidir. Bir devleti hasım olarak görüyorsunuz sonrada en üst makamına aday oluyorsunuz. Bundan sonra biz durduğumuz yerde duruyoruz ama böyle bir şeyi bir kez daha kabul edemeyiz. Kamu düzeni bizim için öncelikli konudur. Yüzlerce okulu yaptılar. Kürtlere zulmettiler. Diğer partilerin binalarını yaktılar. Bölgede dinlediğimiz herkes dert yanıyor. Çözüm süreci orada bir örgürün düzen kurması değildir. 'Çözüm süreci var, güvenliği rafa kaldırın' böyle bir şey düşünülemez."