Erzurum Güncel- İsmail Saymaz'ın, "Ulusal çıkar halkı yanıltmak mıdır?" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
"Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün Türkiye'de Covid-19 tanısı konulan yurttaş sayısının 28 bin 351 olduğunu açıkladı. Dün bu rakam 29 bin 132'ye çıktı. Bu verilere göre Türkiye, doğrulanmış vaka bakımından Avrupa'da birinci, dünyada beşinci sırada yer alıyor. Nihayet, gerçeğe döndük!
Hatırlarsanız…
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 29 Eylül'de yaptığı basın açıklamasında, Sağlık Bakanlığı'na ait bir gizli belgeyi kamuoyu ile paylaşmıştı. Bu belgeye göre 10 Eylül'de vaka sayısı 29 bin 337'di. Halbuki o günkü resmi rakam, 1512'ydi. Arada 20 kat fark vardı.
BAKAN KOCA'NIN İTİRAF TWEET'İ
Koca, bir gün sonra Covid-19 tanısı konulanları ikiye ayırdıklarını, belirti gösterenleri hasta, göstermeyenleri vaka diye tanımladıklarını ifade etti. Dahası Koca, 28 Temmuz'dan beri yalnızca hasta sayısının ilan edildiğini ekledi.
Tepkiler üzerine Koca, 1 Ekim'de şu tweet'i attı:
“Bilelim ki salgınla mücadelede devletimiz, halkının sağlığı kadar ulusal çıkarlarını da korumaktadır. Çünkü salgın hayatın bütün alanlarını etkilemektedir.”
VİRÜS DEĞİL PARA BİTTİ
Koca'nın tweet'i aslında bir itiraftı. Ülkede virüs değil, gerekli kaynaklar tükenmişti. Halkın olanca birikimi, “Çılgın Proje” adı altında geçiş ve uçuş garantili köprülere, otoyollara ve havalimanlarına aktarıldığı… Doları 7 TL'nin altında tutma adına Hazine'deki döviz rezervi eritildiği için… Ekonomi, virüse yenik düşmüştü.
Halka IBAN dağıtmak da fayda etmedi. Para bittiği için sokağa çıkma yasağı esnetildi. Seyahatlere izin verildi. AVM'ler açıldı. Turizm teşvik edildi.
56 GÜNDE NE DEĞİŞTİ?
Sağlık Bakanlığı'nın, Hazine'nin boşalmasından ötürü Covid-19 tablosundaki rakamları olduğundan az göstermesi ekonomiye katkı mı sağladı? Hayır!
Aksine dolar 8.5 TL'ye çıktı. Vatandaş evde aç kalmak veya sokakta virüse yakalanmak arasında bir tercihe mecbur edildi. Bu arada Türkiye'nin uluslararası itibarı sarsıldı. Almanya, Dün ya Sağlık Örgütü'ndeki (DSÖ) standartlara aykırı bilgi paylaştığı için Türkiye'ye nota verdi.
İngiltere, Türkiye'den gelenlere iki hafta karantina şartı getirdi. Bu fiyasko ulusal çıkar diye örtülmek istendi. Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun muhalefeti sonucunda gerçek gün yüzüne çıktı.
Bakan Koca, tabloyu ilan ederken, şu gerekçeyi gösterdi:
“Görüyorum ki vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilen, izolasyonda tutulan vakaların hepsinden haberdar olmak istiyor.”
İnsan merak ediyor. Ne oldu da 1 Ekim'den 25 Kasım'a ulusal çıkarlar değişti? Hangisi ulusal çıkardır? 56 gün önce Covid- 19 tablosunu olduğundan az göstermek mi? Yahut şimdi olduğu gibi açıklamak mı? Söyleyin, nedir ulusal çıkar? Halkı yanıltmak mıdır… Aydınlatmak mı?"