Erzurum Güncel- 1 Mart itibarıyla kademe kademe normalleşmeye geçen Türkiye'de vaka yoğunluğu yeniden artışa geçti. Vaka sayısındaki artışa rağmen hastaneye başvurma ve yatış işlemlerinde azalma oldu. Söz konusu durumun uygulanan aşının etkisinden kaynaklandığı bildirildi. Bu kapsamda kırmızıya dönen risk haritası ve illerin renk tablosunda kriterlerin değiştirilmesi gündemde.
Vakalar artsa da koronavirüsün zatürreye dönüşme ve yoğun bakıma yatma ile ölümcül etkisindeki azalma kriterlerde değişimi gündeme getirdi. Bu kapsamda Türkiye'de günlük vaka sayılarının öngörülenin de üstünde artmasına rağmen hastane ve yoğun bakımlara başvuru oranının düşüklüğü aşılamanın olumlu etkisi olarak değerlendiriliyor. İşte gündeme gelen son dakika gelişmesinin detayları:
İkinci pik sırasında yoğun bakıma giden hastaların yüzde 85'i 65 yaş üstüydü. Türkiye bu grubu aşılayıp koruma altına alınca hastaneler boş kaldı.
BEKLENENDEN HIZLI ARTIŞ: Mart ayı ile birlikte bazı kısıtlamaların kaldırılmasının vaka sayılarında artışa neden olması bekleniyordu. Ancak artış düşünülenden hızlı oldu. Günlük pozitiflik rakamları yüzde 11'leri buldu.
YOĞUN BAKIMA YANSIMADI: Günlük vaka sayılarındaki hızlı artış hastanelere öngörüldüğü oranda yansımadı. Türkiye'nin 32 bin günlük vakayı gördüğü ikinci pik döneminde yoğun bakım bekleme süresi 72 saati bulmuştu ancak şu anda bekleme söz konusu değil. Sağlık kuruluşlarının üzerinde ciddi bir yük bulunmuyor. Kısıtlamaların kaldırılmasından bu yana günlük vaka sayıları yüzde 300 artarken yoğun bakıma başvuru yüzde 25'te kaldı.
BÜYÜKLER KORUNDU: İngiltere'de yapılan bir araştırma yeni mutantın yoğun bakıma geçiş ve ölümleri de artırdığını ortaya koydu. Türkiye'de bunun yaşanmaması, tam tersine günlük vaka sayılarındaki artışların ölüm ve yoğun bakım oranlarına yansımamasının nedenlerine bakıldı.
Yapılan çalışmaların bir bölümü Bilim Kurulu ile de paylaşıldı. Bunun en önemli nedeninin 65 yaş üstünün büyük oranda aşılanması olduğu sonucuna varıldı.
Önceki dalgada yoğun bakıma alınan hastaların yüzde 85'ini 65 yaş üstü hastalar oluşturuyordu. Aşı ile birlikte bu grupta yaşayan vatandaşlar virüsü kapsalar bile hastalığı hafif atlatıyorlar.
65 YAŞIN YÜZDE 9'U AŞI YAPTIRMADI: Halen İstanbul'da 65 yaş üstü aşı yaptırmayan 250 bin kişi bulunuyor. Türkiye genelinde oran yüzde 9.
KRİTERLER DEĞİŞEBİLİR: Sabah'ta yer alan habere göre, Bu veriler ışığında illerin sınıflandırılmasında bazı değişiklikler yapılabilir.
Örneğin, 100 binde 100 olarak verilen günlük vaka sayısı yerine bunun 200'e çekilebileceği belirtiliyor.
TEK 'MAVİ' ŞIRNAK KALDI! BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK
Türkiye'de toplam vaka sayısı 3 milyonu, toplam vefat sayısı ise 30 bini geçti. 5 ilde karantina kararı alındı. Kırmızı/çok yüksek riskli il sayısı bir haftada 25'ten 39'a çıktı. Türkiye'de tek mavi/düşük riskli il, Şırnak kaldı. Şırnak diğer illere göre neyi farklı yaptı da mavi kalmayı başardı?
İŞİN SIRRI DENETİM VE BİLİNÇLENDİRME
'Siz nasıl başardınız? Biz nerede yanlış yaptık?' sorusuna cevap veren Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan "'Başardınız' denince insan elbet seviniyor ama aman rehavete kapılmayalım! Başarı ancak tüm ülke maviye döndüğünde mümkün" dedi.
Ancak illaki 3 haftadır 'mavi' kalabilmenin bir sırrı olmalı! Vali Pehlivan il olarak kırmızı alarm seviyesinde olduklarını belirterek, şöyle devam ediyor: "Belki bizim bir artımız, alan hâkimiyetini daha başarılı sağlamış olmamızdır.
Örneğin geçen sene, daha pandeminin başlarında kapsamlı bir risk analizi yaparak yola çıktık. Tabiri caizse, 'yumuşak karnımız' neresi önce onu tespit ettik."
SINIR KAPISI KONTROL ALTINDA
"Habur sınır kapısı Türkiye'nin en işlek sınır kapılarından biri. Günde 3 bin üzerinde araç giriş-çıkışı var. O nedenle, sınıra sahra hastanesi kurduk. Gelen araçların dezenfektasyonundan TIR şoförlerinin kontrol testlerine kadar her şey yapıldı, yapılmakta. Ayrıca 'temassız ticaret' uygulaması başlattık. Diyelim TIR geliyor, şoför kapıya kadar götürüyor, işlemler yapıldıktan sonra TIR'ı ara noktada bırakıp geri dönüyor. Bir başka şoför gelip, TIR'ı alıp, yola devam ediyor. Böylelikle teması sıfır noktasına indirdik."
İL GİRİŞ-ÇIKIŞLARI DENETLENİYOR
"İl giriş-çıkışlarımız kontrol atında. 537 bin nüfusumuz var, 520 bin vatandaşımızı sağlık taramasından geçirdik. Bu bize 'ön alma' konusunda müthiş bir avantaj sağladı. Diyelim kişinin ateş, öksürük gibi semptomu var. Sadece o kişiyi değil tüm haneyi, gerekirse tüm apartmanı izole ettik.
Gerekli durumlarda sokak, cadde, mahalle karantinaları uyguladık. Kurumlar arası işbirliğini önemsedik. Ceza değil, ikna ve bilinçlendirme yoluyla toplumun her kesimini bu mücadeleye ortak ettik. Filyasyon ekiplerimizin yanı sıra mobil ekipler oluşturduk. Denetim kadar bilinçlendirmeye önem verdik! Bu işin ne kadar ciddi olduğunu bıkmadan anlattık, uyardık."
DÜĞÜN VE TAZİYEYE SON
"Bölgede düğün-taziye geleneği yaygın. 3-4 gün sürer. 'Uzaktan yapılsın' dedik. Tabii bu noktada halkın işbirliği çok önemliydi. Elbette aksaklıklar oldu ama büyük ölçüde kurallara uyuldu. Halkımız gerçekten de çok büyük duyarlılık gösterdi. Başta maske takan yoktu, şimdi ise tek tük takmayan var. Geçmişten bu yana terörle mücadelenin devam ettiği de bir iliz. Askeri birliklerimiz fazla. Oraları da muhafazada tutmak önemliydi. Gündemde 'Maske zorunlu olsun mu olmasın mı?' tartışmaları varken biz maskeyi çoktan zorunlu kılmıştık. Görevden dönen, izinden gelen personel de birliği ile temas ettirilmedi. 15 bin vatandaşımızı yurtlarımızda ağırladık. 28 gün karantina uyguladığımız zamanlar oldu. 'Bir hafta denetim yapalım, öteki hafta yapmayalım' demedik. Her gün yaptık! İllaki çevre illerden gelen gidenler olacaktır. Mutasyonlu virüs tehlikeli ama 'başardık' deyip rahatlamak yok. Yola devam."
KENDİ HALİMİZDE 3. PİKTEYİZ
Hürriyet'te yer alan habere göre, Gazi Üniversitesi'nden enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol'a Şırnak'ın başardığını nasıl olup da diğer illerin başaramadığı sorusuna cevap verdi. Türkiye'de genel anlamda bir salgın yönetimi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Esin Şenol, "Temel problem bu. Salgını sönümleyecek, yeni vaka, hasta ve ölüm sayılarını azaltacak şekilde salgını yönetemiyoruz maalesef. Her şey kendi halinde. Kendi halimize bırakıldığımız için de ne bulaş azalır, ne de bu kısırdöngüden kurtulabiliriz" dedi.
TÜRKİYE MUTANTI OLABİLİR
Nedir bu salgı yönetimi? İller arası seyahatlerin engellenmesinden denetim ve bilinçlendirmeye kadar birçok konuda eksiklikler olduğunu belirten Prof. Dr. Şenol şöyle devam etti: "İnsan hareketliliğini engelleyecek bir şey yapmıyoruz. Yapılan yerlerde de kontrollü ve düzenli değil. Bu nedenle de havuzu bir türlü boşaltamıyoruz. Önümüzdeki süreç maalesef daha sıkıntılı olacak. Şimdi 3. piki yaşıyoruz, hatta 3. pikin zirvesine gitmekteyiz. 'Vaka sayıları artıyor ama kayıplarımız ve hastaneye yatış artmıyor' diye düşünmeyin, hepsi doğru orantıyla artmakta. Türkiye'ye özgü bir mutasyondan söz edilebilir mi? Şu an öyle bir tespit de çalışma da yok. Ama kişisel kanaatim yüzde yüz olduğu yönde. Virüsün serbest dolaştığı ülkelerden biriyiz." İL BAZLI
KARANTİNA UYGULANMALI
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'nden enfeksiyon uzmanı Dr. Gökçe İnan, haritanın maviden hızla kırmızı ve turuncuya bürünmesindeki temel nedenlerden birinin, iller arası hareketlilik, ev oturmaları ile taziye ziyaretlerinin artmasından kaynaklı olduğunu söyledi. Dr. İnan "Bu hafta bana Trabzon'dan hasta geldi.
Her bölgede uygulanan kısıtlamalar farklıyken bir ilden diğerine kolayca geçmek sıkıntılı. 5 ile karantina kararı alındı ki bu çok doğru bir uygulama. İl bazlı karantinalar bir nebze çözüm olabilir. Ayrıca ev oturmaları, taziyelerin artması da problem. Elbette acılarını anlıyor ve paylaşıyorum ama saatler süren bu ziyaretler riskli. 'Akraba akrabaya bulaştırmaz' gibi davranılıyor.
Hastalarıma soruyorum 'Nereye gittin?', 'Anneme' ya da 'Komşuma' diyor. Kapalı, kalabalık bir ortam. Daha fazla virüs yüküne maruz kalıyorsunuz. Bir kere artık şunu kabul edin. Aşılansak da o maske çıkmayacak. Mesafe ve hijyene dikkat edeceğiz. Kapalı ortamlarda fazla kalmayacağız. Hepimiz sıkıldık ama bu kurallara uymazsak süreç daha gürültülü seyredecek" diyor.