Erzurum Güncel- Diyarbakır'da, 2 yıldan bu yana ağabeyinin cinsel istismarına uğradığı için dayanamayıp evden kaçan ve ablasının evine sığınan 16 yaşındaki kız çocuğu F.M.'ye, iddiaya göre burada da eniştesi cinsel istismarda bulundu. Olayı anlattığı ablası tarafından evden kovulan F.M., durumu telefonla babasına söyleyerek, polis merkezine gidip şikâyetçi oldu. Kızın şikâyeti üzerine gözaltına alınan enişte E.U. (41) ifadesi alınıp serbest bırakılırken, ağabey K.M. (19) tutuklandı.
Merkez Yenişehir ilçesinde yaşayan kız çocuğu F.M., 2017 yılında ailesi ile anlaşamadığını söyleyerek, evini terk edip, eşiyle imam nikâhıyla yaşayan ablasının yanına yerleşti. İddiaya göre; 20 Kasım 2017'de eniştesinin cinsel istismarda bulunduğu F.M., olayı anlattığı ablası tarafından evden kovuldu. Gece yarısı sokakta kalan mağdur, babasını arayıp, başından geçenleri anlattı. Saat 05.00'e kadar bir parkta bekleyen F.M., daha sonra polis merkezine giderek, eniştesinin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. F.M., ayrıca, eniştesinin kendisini başka erkeklerle para karşılığı cinsel birlikteliğe zorladığını, dövüp parasını aldığını ve olayı anlattığı ablası tarafından evden kovulduğunu söyledi.
Olaydan bir gün sonra yeniden ifadesi alınan F.M., 2 yıldan bu yana öz ağabeyinin de kendisine cinsel istismarda bulunduğu ve dayanamayıp evden kaçtığını, gittiği ablasının evinde de eniştesinin cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. F.M., ilk ifadesi sırasında anne ve babası yanında olduğu için ağabeyinden söz etmediğini anlattı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca koruma altına alınan mağdurun ifadesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılırken, kızın ağabeyi K.M. ve eniştesi E.U. gözaltına alındı. İfadelerinde suçmaları reddeden şüphelilerden enişte E.U. serbest bırakılırken, ağabey K.M. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Soruşturmaları yürüten savcılık tarafından ilk olarak mağdurun eniştesi E.U. hakkında 'Çocuğun cinsel istismarı' suçundan 8 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Mağdurun eniştesini suçlaması için bir neden bulunmadığı ve tarafların arasında istismar iddiası dışında mağdurun sabaha karşı tek başına evi terk etmesini gerektirecek bir anlaşmazlık bulunmadığı belirtilen iddianamede, şüpheli hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması istendi.
KADIN HÂKİMLERİN KARARI İLE TUTUKLANDI
İddianamenin kabulünün ardından tutuksuz sanık E.U.'nun yargılanmasına 20 Şubat günü Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay'ın da müdahil olduğu davanın ilk celsesinde mağduru dinleyen mahkeme heyeti, genel ahlak ve mağdurun menfaati gözetilerek yargılamanın kapalı yapılmasına karar verdi. Duruşmanın sonunda E.U. hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğunu belirten mahkeme heyeti, sanığın tutuklanmasına karar verdi. İki kadın hâkimin tutuklama yönündeki kararına muhalefet şerhi koyan mahkeme başkanı, sanığın davete icabet ederek duruşmaya katılması, karartılması ihtimali bulunan bir delil bulunmaması nedeniyle tutuklanmaya ilişkin görüşe katılmadığını bildirdi. Sanık E.U., avukatının üst mahkemeye yaptığı itiraz üzerine 28 Şubat günü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Davanın 15 Mart günü görülen 2'nci celsesinde esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanığın, evinde misafir olarak kalan mağdura sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırıda bulunduğunu belirterek, E.U.'nun cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti ise E.U.'nun beraatine hükmetti.
ANNE VE BABASINA DA ANLATMIŞ
Mağdurun ağabeyi K.M. hakkındaki soruşturmayı 25 Aralık 2017 günü tamamlayan savcılık, şüphelinin 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Kasten yaralama' suçlarından 27 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mağdur F.M., iddianameye yansıyan ifadesinde, şüphelinin 2 yıldır kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ve durumu anne ve babasına da anlattığını söyledi. Adli Tıp raporuna göre mağdurun vücudunda, iddialarıyla uyumlu çok sayıda yaraya rastlandığı belirtilen iddianamede, "Tarafların çok kalabalık bir aile olması (12 kardeş) dolayısıyla mağdure ve şüphelinin evde yalnız kalma ihtimallerinin düşük olması, mağdurenin olayları anlattığını beyan ettiği kendi ve anne babasının olayları doğrulamaması ve şüphelinin eylemlerini şikâyet etmek için birçok fırsatı olmasına rağmen şikâyetini darp edildikten sonra dile getirmesi, şüpheli lehine deliller olarak değerlendirilse de kamu davası açmak için yeterli şüpheye ulaşılmıştır" denildi.
BABASI ÜZÜLDÜĞÜ İÇİN ŞİKÂYETTEN VAZGEÇTİ
İddianamenin kabul edilmesinin ardından tutuklu sanık K.M.'nin yargılanmasına da 20 Şubat günü Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmada ifadesi alınan sanık K.M., suçlamaları kabul etmediğini belirterek, beraatini talep etti. Yargılama öncesinde mahkemeye dilekçe vererek, anlattıklarının doğru olduğunu, ancak kalp rahatsızlığı olan babasının üzülmemesi için şikâyetinden vazgeçtiğini belirten mağdur F.M.'nin de duruşmada ifadesi alındı. Mağdurun ifadesinin alınması sırasında avukatının talebi ile duruşma kapalı celse olarak yapıldı. Mağdurun ifadesinin alınmasının ardından açık yargılamaya devam edilen duruşmada görüşünü açıklayan savcı, sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.
SAVCI: AİLESİNE ANLATMASINA RAĞMEN KİMSE İNANMADI
Davanın son celsesinde esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, mağdurun 13 yaşından 16 yaşında kadar ağabeyinin cinsel istismarına maruz kaldığını belirterek, F.M.'nin bu durumu anne ve babasına anlatmasına rağmen, kimsenin kendisine inanmadığını söylediğini kaydetti. F.M.'nin ağabeyine iftira atmasını gerektirecek bir durumun olmadığını belirten savcı, mağdurun samimi ifadeleri ve şikâyetinden vazgeçmesine rağmen sanığın eylemlerini gerçekleştirdiği iddiasında ısrarlı oluşuna dikkat çekerek, sanığın cezalandırılmasını istedi.
Sanık avukatına savunma hazırlamak üzere süre veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
DHA