Kürtaj yine hükümet masasında!

Başbakan Erdoğan, 'kürtaj' çıkışının ardından Sağlık Bakanlığı'ndan kürtajla ilgili ayrıntılı dosya istedi. Bakan Akdağ, "Gereksiz sezaryen yapan hastanenin ruhsatı iptal edilecek" dedi.

Erzurum Güncel- Türkiye , Başbakan Erdoğan ’ın açıklamalarıyla, dünyanın büyük bölümünde aktif münazara konusu olan Kürtajı yeniden tartışmaya başladı. Konu en son AK Parti 2005’te yürürlüğe giren TCK’yı hazırlarken tartışılmış ve gebeliğin 10. haftasına dek isteğe bağlı kürtaj serbest bırakılmıştı. Başbakan Erdoğan , “Kürtaj cinayettir” çıkışının ardından Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a konuyla ilgili bütün detayları içeren bir çalışma yapılması ve Bakanlar Kurulu’na sunulması talimatını verdi. Hükümet, kürtaj konusundaki tavrını bu rapordan sonra belirleyecek. Sağlık Bakanlığı, konunun bütün boyutlarını kapsayan bir rapor için çalışmalara başladı. Türkiye’de 2008’den beri sağlıklı bir kürtaj araştırması yapılmadığını belirten Akdağ, sağlık sorunları gibi zorunluluklar dışında kürtaj yaptırma konusuna yaşam hakkı açısından bakılması gerektiğini söyledi. “Karşı çıkanlar annenin tercih hakkından söz ediyor ama ya çocuğun yaşam hakkı?” sorusunu yönelten Akdağ, annenin değişik nedenlerle bakamayacağı çocuklara devletin bakabileceğini ifade etti. Akdağ, 2008’de de hiçbir gerekçe belirtilmeden isteğe bağlı kürtaj oranın yüzde 11 olduğunu söyledi. (Her 100 gebeden 11’i kürtaj olmuş). “Sezaryenle 2’yi aşkın doğum zor” Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sezaryenle doğum konusundaki açıklamaları, Sağlık Bakanlığı’nın uzun süredir bu konuda yaptığı çalışmaların hızlanmasına neden oldu. Özel hastanelerde sezeryen ile doğum oranının yüzde 70’leri geçtiğini belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ , bu oranın yüzde 10 olması gerektiğini vurguladı. Bu konuda hekimlerin eğitimine başlandığını ifade eden Akdağ, “Bazı anormal durumlarda sezeryen kaçınılmaz. Ancak özel hastaneler hiçbir neden yokken ‘anne öyle istedi’ gibi gerekçelerle sezeryen yapmayı sürdürürse, o hastanelerin doğum ruhsatlarını alacağız” dedi. Akdağ, sezeryen ile doğumlarda rahimin uğradığı tahribat nedeniyle ikiden fazla doğum yapmanın zorlaştığına da dikkat çekerek sezeryen yönteminin aile planlamasını olumsuz etkilediğini de söyledi. “Bunlar suni konular” CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi de, Başbakan’ın gündeme taşıdığı konuların, Türkiye gündeminde olmaması gereken suni konular olduğunu savundu. Hamzaçebi, “ Türkiye ’nin nüfus artış hızındaki yavaşlama, gelişmiş ülkelere paraleldir. Çiftlerin kendilerinin verdikleri karara yönetimin müdahale etmesi doğru değildir. Nüfusumuzun geleceğini daha iyi yapmanın gayreti içinde olursak, çok daha doğru bir iş yapmış oluruz” dedi. TTB: Kadınlar devlete ait değildir Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu dün bir yazılı açıklama yaptı: “Suç olan kürtaj değil, kadınların hayatlarını riske atacak tehlikelere zorlamaktır... Kadınların kendi varlıklarını koruma ve özgürce sürdürme hakkı, potansiyel (henüz oluşmamış) haklara göre daha üstündür. Gebelikte ve doğumda bedensel riskleri üstlenenler, doğumla birlikte hayatları sonsuza dek değişecek olan kadınlardır. Kadınlar devlete değil, kendilerine aittir. (...) Kürtajın yasal süresi, pek çok ülkede 12 hafta iken Türkiye ’de 10 haftadır. Ne var ki, sağlık kuruluşları fiili olarak kürtajı sekiz haftaya kadar yapmakta ve yasal hak açıkça devletin sağlık hizmetleri kanalı ile ihlal edilmektedir. Uzun süredir fiilen yürürlükte olan kürtaj hakkı gaspının, önümüzdeki süreçte bir yasaklamaya dönüşmesinden endişe duymaktayız.”

Eğitim Haberleri

81 il arasından seçildi... Anadolu'nun önsözü Erzurum