Maden mühendisleri uyardı, hemde bir kez değil. Maden mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, “Raporu, Bakan'a ben verdim” dedi. Ancak Bakan raporu dikkate almadı. Aradan daha bir yıl geçmedi. İşte sonuç; maden ocağı 19 işçiye mezar oldu. Peki Bakan yargılanacak mı?Torun: Bakan'a raporu ben verdim Maden Mühendisleri Odası, 2008 yılında maden ocaklarının risk haritası ile acilen yapılması gerekenleri rapor haline getirdi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na sundu. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, hazırlanan raporu Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Hilmi Güler'e kendisinin verdiğini ifade etti. Torun çarpıcı açıklamasında şöyle dedi: “Raporla maden ocaklarına ilişkin riskli bölgeleri, olası kazaları, grizu patlaması, yangın, göçük, gazdan boğulma, zehirlenme ve bunun sonucunda birden çok ölüm olacağını vurguladık. Münferit değil toplu ölümler ve yaralanmaların olacağına dikkat çektik. Özel önlemler talep ettik.” 30 bin işçi ölümle burun buruna Maden Mühendis Odası'nın raporunda, Zonguldak, Ankara, Karaman, Kütahya, Manisa, Tekirdağ, Erzurum, Amasya ve Balıkesir gibi, 30 bin işçinin çalıştığı 9 kömür havzasında yapılması gerekenler şöyle belirtiliyordu: “Saha denetimlerinin yapılması. İşçilerin çalışma alanlarındaki risklere karşı bilinçlendirilmesi. İşçi güvenliği ve sağlığına gerekli yatırımların yapılması. Bakanlıkların eksikliklerin giderilmesi için işletmelere caydırıcı yaptırımlar uygulaması. Çalışan sayısına bakılmaksızın tüm işletmelerde maden mühendislerinin çalıştırılması.” Uyarı bir bir defada değil Maden Mühendisleri Odası, uyarılarından birini de 19 Nisan 2007 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne yaptı. Genel Başkanı Mehmet Torun imzalı yazıda, “Genel Müdürlüğünüzce hammadde üretimi izni verilmiş olan sahaların çoğunda, sahalara teknik nezaretçi ataması yapılmadan faaliyet gösterildiği tespit edilmiştir” deniliyor. Yazıda, Maden Kanunu'nun Teknik Nezaret başlıklı 31. maddesinde “Maden üretimi, maden mühendisi nezaretinde yapılır” hükmüne dikkat çekiliyor. Yazıda, nezaretçi maden mühendisi atanana kadar üretimleri durdurulması talep ediliyor. Oda, iki ay sonra 12 Haziran'da aynı kuruma ikinci bir yazı daha gönderiyor, aynı uyarılarını tekrarlıyor. Çalışma Bakanlığı da maden mühendisi atamadı Maden Mühendisleri Odası bir diğer uyarısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yapmıştı. Oda Genel Sekreteri Nihat Arı imzasıyla gönderilen yazıda, Bakanlığın, 10 adet Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim Uzman Yardımcılığı için açtığı sınava dikkat çekiliyor. Oda, Bakanlığın açtığı kadroda, hiç maden mühendisi bulunmamasını eleştiriyor. Çalışma Bakanlığı'nın, “Çalışma hayatında emniyetli bir çalışmayı sağlamak, iş yerlerinde her türlü kaza ve yaralanmaları önlemek...” şeklindeki görevlerine dikkat çekiyor ve “Bu amaçlar arasında maden işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin de alınması gerekmektedir” deniliyor. Bakan yargılanacak mı? İddialar, belgeler ve yaşananlar ortada. Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Hilmi Güler şimdilik sessizliğini koruyor. Eski Bakan'ın yargılanıp yargılanmayacağı ise merak konusu. Aynı Bakanlık şimdi rapor hazırladı Taner Yıldız'ın başkanlığını yaptığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından olay sonrası oluşturulan özel ekip, göçüğün yaşandığı maden ocağındaki incelemenin ardından rapor hazırladı. Maden İşleri Genel Müdürlüğü, MTA Genel Müdürlüğü, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Taşkömürü Kurumu elemanlarından oluşan 14 kişilik ekibin hazırladığı raporda 7 ana başlık ortaya çıktı. *Aydınlatma teçhizatının antigrizulu olmadığı... Kömür madenlerinde metan gazı olduğundan, buradaki aydınlatma sisteminin de buna uygun yapılması gerekiyor. Uluslararası standartlarda antigrizulu malzemelerin kullanılması şart. Ayrıca maden dışındaki merkezden madenin içindeki gaz seviyesini ölçen ve tehlikeli dereceye geldiğinde elektrik sistemini otomatik kesen gaz güvenlik sistemi bulunuyor. *Nakliyede kullanılan elektrik motorları dışındaki ekipmanların antigrizulu olmadığı... Madene inen ve madenden çıkan kömür taşıyan motorların herhangi bir kıvılcım çıkartma durumuna karşı antigrizulu maddeyle kaplanması gerekiyor. *İşletme projesinde belirlendiği biçimiyle nefeslikleri birbirine bağlayan galeri olmadığı... Havalandırmanın Enerji Bakanlığı yetkilileri tarafından kontrol edilmesi gerekiyor. Bu olmadan çalışması kesinlikle mümkün olmuyor. Uygun olmaması durumunda iptal edilmesi gerekiyor. * Ocağın havalandırılmadığı, havalandırmanın yetersiz olduğu... Hava sirkülasyonu sağlanamıyor ve yerin altında havasız kalınıyor. Bu nedenle metan gazı çıkacak yer bulamıyor ve toplanıyor. Bu nedenle havanın gireceği ve çıkacağı bir sistemin oluşturulması gerekiyor. *Tahkimat direklerinin kırılmış olduğu... Patlamaya bağlı olarak gerçekleştiği sanılıyor. *Tavanın çöktüğü... Patlamaya bağlı olarak gerçekleştiği sanılıyor. *Gaz ölçümlerinin gerekli biçimde yapılmadığı tespit edilmiştir. Gaz ölçümlerinin her vardiyada yapılması şart. Her tip madene girmeden önce iş güvenliği mühendisleri tarafından ölçüm yapılır ve işçiler içeri sokulur. Gaz ölçüm cihazlarının tanesi bin liradan satılıyor. Kömür çıkartmak için küçük patlatma yapan ateşleyici personele de bundan verildiği düşünülürse, 10-12 adet gerekebilir. Bütün bunları toplam maliyeti 140 bin lira. Dev Maden-İş Sendikası İş Güvenliği uzmanı Tevfik Güneş, “19 insanın ortalama 80 bin liralık maliyeti düşünülünce çok fazla olacaktır. Zamanında yapılsaydı, zaten üretimde verimlilik olarak geri dönecekti” dedi. Güneş, madenin kapanmasıyla günlük yaklaşık 1000 tonluk kaybı olacağını, tonu 120-150 liradan hesaplandığında günlük zararın 120 bin ile 150 bin lira arasında değişeceğini dile getirdi.