Erzurum Güncel- İşte o yazı...Mahkeme, ‘intihal’ dedi!M. Talat UzunyaylalıHiç arzu etmiyordum mahkeme kapılarında hak aramayı, fıtratıma ve kişiliğime aykırı her şeyden önce. Hayat felsefem, ‘müspet hareket etmek’, direkt şahsiyetleriyle değil ‘fiilleriyle’ ilgilenmek olduğundan, yazıp çizdiklerimde, konuşmalarımda, insanları kıracak, onların şahsiyetlerine zarar verecek bir ‘dili’ kullanmamayı hep tercih etmişimdir. Mahkeme kararından sonra Aziziye Belediye Başkanı ve Kat Prodüksiyon yetkilileri ile senarist ve yönetmen Avni Kütükoğlu epey sözü hak ediyorlar. Ama hayır, ben, yine müspet hareket edeceğim, bu şahısların sadece fiillerine dikkatinizi çekmekle yetineceğim. Çünkü insanların fiilleri zaten şahsiyetlerini yeterince ortaya koymaktadır. Neden söz ettiğime gelince: Efendim, hatırlarsınız, Kat Prodüksiyon, şehrimizde “Aziziye Tabyaları Nene Hatun” isimli bir film çekti. Çekimler süresince Aziziye Belediyesi tesislerinde kaldılar. İlk başta bunun sadece bir destek olduğunu düşünmüştüm. Ancak, Aziziye Belediye Başkanının Atatürk İletişim Gazetesi’ne verdiği demeçten (Haziran 2010 sayısı) bunun sadece bir destek olmadığı, fikrin de kendisine ait olduğunu öğrenmiş olduk. Gazetedeki demecinde, ‘Nene Hatun destanının beyaz perdeye aktarılması düşüncesinin büyük bir bölümünün kendi fikri olduğunu altını çizen Cengiz’, “Yapımcı benim yıllardır tanıdığım bir arkadaşımdı. Tarihi film çekme projesi vardı. Başka bir film düşünürken biz Nene Hatun’a yönlendirdik,” diyor ve şöyle devam ediyor açıklamasına: “Biz bir şekilde iyi niyetlerle bir sinema filmi ortaya çıkarmaya çalıştık. Kötü de olabilir. Tutmayabilir de… Ama biz bir kere böyle bir projeye çaba sarf ettik. Eleştirenler de bu çabayı kıskanıyor. Biz de onlara diyoruz ki, daha iyisini yapabiliyorsanız, buyurun, gelin siz çekin. Biz sizi eleştirmeyiz de. Emeğe saygı duyarız. Yapabiliyorsan çıkıp icraata dökeceksin. Yoksa sen demagoji yapıyorsun demektir.”Bu açıklamadan ben öncelikle şu sonucu çıkardım: Kat Prodüksiyon’un çektiği, “Aziziye Tabyaları Nene Hatun” filminin ev sahibi, fikir babası, finansörü, belki de gizli yapımcısı (!) meğerse Aziziye Belediye Başkanı imiş! Bunun gerçekten böyle olup olmadığını bir kere Aziziye Belediye Başkanı kamuoyuna açıklamalıdır. Belediye encümeni de bu konuda kendini sorumlu hissetmelidir. Bu desteğin mahiyetini, varsa gizli açık yönlerini, söz konusu şirkete parasal veya hizmet olarak yaptıkları desteğin niteliğini, miktarını, türünü, şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalılar. Ayrıca, Erzurum Valiliği, Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri ile diğer kurum ve kuruluşlar bu projeyle ilgili maddi ve manevi varsa bir katkıları onlar da bunu belirtmekten çekinmemeli. Başkanın açıklamalarından ikinci olarak çıkardığım sonuç; bu filmle ilgili iki kere basın açıklaması yapan ve bir köşe yazısı yazan bendenizi ve dile getirdiğim kaygılarımı paylaşan meslektaşlarımı hedef alan, “Eleştirenler bu çabayı kıskanıyor”, “Demagoji yapıyorlar” sözlerinin öncelikli muhatabının şahsım olmasıdır. Kat Prodüksiyonun sahibi bendenizi, “Projede gözükmeye çalışarak, çıkar elde etmek peşinde olan birisi,” olarak lanse etmişti. Bu şahısla Aziziye Belediye Başkanı tavla masalarında şahsımı dillerine dolayıp ileri geri sözler de sarf etmişlerdir. Yüzüme söyleme veya basın açıklamalarında ifade etme cesaretini gösteremedikleri bu türden yavelerini onlara iade ediyor ve bu kısmı kapatıyorum. Efsane Kadın Nene Hatun romanın yazarı sıfatıyla, yaptığım açıklamalarda ve yazdığım yazıda, bir dönem filmi yapılacağı için hata yapılmasın, bu filmin tarih ve sanat danışmanı kimdir? diye sormuştum. Bunun üzerine yapımcı şahıs, apar topar, Prof. Dr. Enver Konukçu Hocaya koşmuş ve Hocayı filminin tarih danışmanı ilan etmişti. Film bitti. Bugüne kadar Hocaya filmin senaryosu gitmediği gibi, bir şey de danışılmış değildir. Yine uyarılarımda, bu filme destek olanlar senaryoyu istesinler; bu filimde ne çekiliyor, ne anlatılıyor, senaryonun kaynağı nedir, görsünler, bilsinler. Elimizde Efsane Kadın Nene Hatun romanıyla birlikte güzel bir öykü var, bunun zayi olmasına göz yumulmasın, yapılacaksa, nitelikli bir Nene Hatun filmi yapılsın, demiştim. Yine, yürütülen projeyle, yazdığım romanın bir ilgisinin olup olmadığının da açıklanmasını istemiştim. Yapımcı, açıklamasında, “Nene Hatun’un anonim bir şahsiyet olduğunu, kimsenin malı olmadığını,” ifade ederek cevap vermişti. Senaryo bir şekilde elimize geçti. Gördük ki, senaryonun tarih anlatımı tamamen yazdığımız romandan alınmıştır. İnanmak istemedik. Efsane Kadın Nene Hatun romanın yazarı olarak Erzurum’da yaşıyoruz; Nene Hatun filmi de Erzurum’da çekiliyor. Eserden geniş bir şekilde istifade ediliyor, bunun için yazarından izin alınmıyor. Yazarın fikri sorulmuyor. Bu yapılan bir kere etik değildi, nezakete uyan bir yanı yoktu, ayrıca yasal olarak da suçtu. Yaptıkları apaçık bir intihaldi. Eser hırsızlığı yani. Yaptığımız açıklamalardan dolayı bizi projede gözükerek çıkar elde etmeye çalışan biri diye anan yapımcı ve bu işin sahibi benim diyen Belediye Başkanı, dublörleri vasıtasıyla, ‘bir iddiam varsa neden mahkemeye gitmiyorum?’ diye de imalı bir şekilde sormaktan geri durmuyorlardı bu arada. Haktan, emeğe saygıdan söz eden şehrimizin bir belediye başkanının ve hakkın, emeğin kıymetini bilmesi gereken sanatçı diye kendilerini takdim eden insanların bu davranışları nasıl izah edilebilirdi? Sonuçta şaşırdım ve üzüldüm. Önceki yazımda da ifade etmiştim: Bir insanın kapısının önündeki arabasını çalmakla eserini çalmak arasında bana göre bir fark yoktu. Bunu kanıtlamak için mecburen mahkemeye gittik. Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi kararını açıkladı. Aziziye Nene Hatun Filmi’nin senaryosu, “Bir ilim ve edebiyat eseri olan” Efsane Kadın Nene Hatun romanından yapılan bir intihaldir. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bir Profesör, TTK Türk Dili ve Edebiyatı İnceleme Uzmanı ve bir avukattan oluşan komisyonun 8 sayfalık raporunda yapılan intihal sayfa sayfa gösterildi.Kamuoyu, sanırım şimdi kimin çıkar peşinde olduğunu, kimin hak ve emeğe saygısız olduğunu, kimin lâfazanlıkla hakikatlerin üstünü örtmeye çalıştığını görmüş ve anlamış oldu. Bu işin takipçisi olacağımız bilinmelidir. Dava tabii ki burada bitmedi; davanın diğer safhalarının devam edeceği açıktır. Ayrıca, Aziziye Belediyesi’nin bu projeyle ilgisi, başkanın bu projenin ortağı olup olmadığı gibi hususlar da tam olarak netleşmelidir.