Erzurum Güncel- TÜRKİYE Elektrik İletişim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından Tortum Şelalesini besleyen su kaynağının kesilmesi, Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nce verilen karar üzerine durdurulmuştu. Çağlayan Köyü Muhtarı Osman Baykal’ın İdare Mahkemesi’ne başvurması üzerine bilirkişi heyetinin raporunu dikkate alan mahkeme,“ Şelaleye su bırakılmadığı takdirde şelalelin jeomorfolojik dengesi bozulur’’ kararına hükmetmiş ve dosya Danıştay’a gönderilmişti. Danıştay 6’ncı Daire tarafından İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı oy birliği onadı. ‘SANTRAL ÜRETİM MALİYETİ ARTAR' GEREKÇESİYLE SUYU KESİTİLERDavalı Türkiye Elektrik İletişim A.Ş. (TEİAŞ) savunmasında haklılıklarını dile getirdi Kurum, mahkemeye sunduğu savunmada şu görüşler yer verdi:‘’ Tortum Barajı'nın kuruluş amacının öncelikle elektrik üretimi olduğu, elektrik üretiminin TEİAŞ’ bağlı yük dağıtım merkezlerinin talimatlarıyla gerçekleştirdiğini, ayrıca Tortum Şelalesi'nin yatağında traverten oluşumunun söz konusu olmadığı, göl rezervuarından sızan iki su bulunduğu, bunlardan birinin şelaleden akan su olduğu, diğerinin ise mansapta oluşan ve doğal güzellik olan küçük gölleri besleyen su olduğu, bir perdeleme yapılarak mansapta oluşan gölleri besleyen su sızıntısı önlense dahi şelaleden akacak su miktarının artmayacağı ve doğal güzellik olan bu göllerin yok olmasına sebebiyet vereceği, Tortum HES göl hacminden alınacak saniyede 3 metreküp suyun 12 ay boyunca verilmesinin santral üretim maliyetini artıracağı ve doğal üretim seviyesini düşüreceği, bu nedenle artan enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan Tortum HES göl havzasından enerji dönüşümü yapılmadan su alınmasının fiz iken mümkün olmadığı" yönünde görüş belirtmişti.BİLİRKİŞİ RAPORU ETKİLİ OLDU 'SU VERİLMEDİĞİ TAKDİRDE JEOMORFOLOJİK DENGEYİ BOZAR'Erzurum’a120 kilometre mesafede bulunan Tortum Şelalesi’nin bilirkişi raporunu hazırlayan Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Recep Boncukcuoğlu, Öğretim Görevlisi Yard. Doç.Dr. Vahdettin Tosunoğlu ve Yüksek Jeoliji Mühendisi Dr. Hamit Çakıcı' ise mahkemeye sundukları raporda şu görüşlere yer verdiler:"Tortum Şelalesi'nin dünyanın en büyük üçüncü doğal şelalesi olduğu, şelalenin ve Tortum Gölü'nün gerek doğal güzellikleri bakımından gerekse turizm potansiyeli bakımından bölgenin ve ülkenin önemli potansiyellerinden birisi olduğu, şelalenin yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan, geçmiş günümüz ile gelecek günümüz arasında iletişim sağlayabilecek doğal güzelliklere sahip tabiat anıtı özelliği taşıdığı ve milli park haline getirilme çalışmalarının devam ettiği bu özelliklerden dolayı Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edildiği bu yüzden bölgenin jeomorfolojik ve ekolojik açıdan mutlaka korunması gerektiği,Önemli bir turizm alanı olması nedeniyle şelalenin normal aktığı aylarda yerli ve yabancı turist çektiği, akış şartlarının yaz aylarında da devam etmesi durumunda çok turist çekebileceği, Çağlayan Köyü başta olmak üzere diğer köylülerin bağ-bahçe ve seralarında yetiştirdikleri ürünleri bu turistlere satarak gelir elde ettikleri, şelalenin akmadığı dönemlerde bu gelirden mahrum kalabilecekleri, şelalenin jeomorfolojik yapısıyla ilgili olarak, şelaleye yeterli su bırakılmadığından şelaleyi oluşturan kireçtaşı tabakaları arasında su ile birlilikte gelerek boşlukları dolduran organik birikimlerin meydana geleceği, bu birikintiler içerisinde de zamanla çeşitli bitkilerin ulaşacağı bu bitkilerin gerek kök gerek gövdeleri zamanla giderek büyüyeceğinden şelalenin görünümünün ve yapısını olumsuz yönde değiştireceği zaman içerisinde bitkilerin ve bitkilerin çürümesi sonucu oluşacak kompost tabakasından dolayı şelalenin genişliği ve yüksekliğinin dahi azalacağı, Tortum Şelalesindeki oluşumun traverten değil, Akdağlar kireçtaşı olarak adlandırıldığı, kireçtaşlarının en önemli minarelilerinin kalkit ve dolomit olan deniz veya tatlı sularda genellikle sıcak ve temiz bir su ortamında çökeleme sonucunda oluşturdukları, Şelalenin suyunun zaman zaman kesilmesinin bu bozulmaları daha hızlandıracağı, şelaleye yeterli su bırakılmadığından şelaleyi oluşturan kireçtaşı tabakalar arasında su ile birlikte gelerek boşlukları dolduran organik birikimlerin meydana geleceği, bu birikintiler içerisinde zamanla bitkiler oluşacağı, şelalenin görünümün ve yapısının olumsuz yönde değişeceği, yapılan inceleme ve gözlemlerde hidroelektrik santralince şelaleye hiç su verilmediği, santralin çektiği suyun (16 m3-s) şelaleyi besleyen kaynaklardan gelen sudan fazla olduğu için göldeki su seviyesinin yılın 9 ayı azaldığı bunu önleminin yolunun ise, ya gölü besleyecek yeni kaynakların oluşturulması, yada hidroelektrik santralin çektiği su miktarının azaltılmasıyla mümkün olduğu santralin çalışması durumunda şelalenin oluşabilmesi için en az 3 m3/s debide şelaleyi besleyen kanala su verilmesi gerektiği, Tortum Şelalesi'nin akmamasının şelale ve Şelale'den aşağı Tortum Çayı'ndaki su ekolojisini de olumsuz olarak etkileyeceğini, şelaleden 48m yükseklikten çağlayan şeklinde düşen suların üstte gökkuşağı altta koca bir dev kazanı şeklinde su oluşumları meydana getirdiği, bu esnada zerrecikler halinde havaya dağılan su damlacıklarının havanın oksijeninin çalkantı difüzyonu ile alarak oksijence doyduğu, bu konuda yapılan çalışmalarda Tortum Gölü'nde özellikle kirlenmeden de kaynaklanan çözülmüş oksijen konsantrasyonu düşüklüğünün, Tortum Şelalesi'nde özellikle kirlenmeden de kaynaklanan 48 metre yükseklikten çağlayan şeklinde düşmesi ile önemli ölçüde arttığını ve gölün şelaleye yakın kısımlarında ortalama 4,5 Mg-1 olan çözünmüş oksijen konsantrasyonunun şelalenin düşüm noktasının hemen altında inanılmaz derecede yükselerek 8mg/1 civarında olduğunun tespit edildiği, hidroelektrik jeneratör çalıştığında ise, jeneratöre giden su dış ortama kapalı olduğu için çözülmüş oksijen bu değerin çok altında olduğu, çözünmüş oksijen konsantrasyonunun da ki bu yükselmenin Tortum Gölü'nden aşağı kısımlarında yaşayan alabalık olmak üzere, diğer balık ve su yosunlarının ve diğer sucul hayat için öneme sahip olduğu, Tortum Çayı'ndan gelen suyun yaz aylarında yetersiz olmazı nedeniyle şelalenin kuruması durumunda alabalık popülâsyonlarının kaybolduğunu ortaya koyduğu, Çağlayan'dan düşen su zerrecikleri ile zenginleşen havanın astım, nefes darlığı ve kalp rahatsızlıklarına çok iyi geldiği, dava konusu Tortum Şelalesine Tortum HES tarafından yeterli su bırakılmadığı takdirde şelalenin hem jeomorfolojik yapısı şelale ve devamı olan Tortum Çayı'ndaki ekolojik dengenin bundan olumsuz etkilenecektir"MAHKEME,"BİRİNCİ DERECE SİT ALNI ŞELALE KORUNMALI' Erzurum Birinci İdare Mahkemesi Başkanı Mehmet Haskalaycı, Üye Hakim Mehmet Oflaz ve Yasin Kadıoğlu'nun 21 Ocak 2010 2010-54 esas sayılı verdiği kararında ,"Dünyanın üçüncü büyük doğal şelalesi olma vasfını taşıyan Tortum Şelalesi’nin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 05.05.200 tarih ve 1010 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tecil edildiği, dolayısıyla yukarıda anılan mevzuat ve ilke kararı uyarınca 1. derece doğal sit alanı kapsamında bulunan şelalenin, kamu yararı açısından mutlaka korunması gerektiği ve şelalenin korunmasına ilişkin anılan kurulca alınan tüm kararlara, gerek resmi gerekse özel kurum ve kuruluşlarca uyulmasının bir zorunluluk teşkil ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edildiği tartışmasız olan Tortum Şelalesine, davalı kurulunca işletmekte olan hidroelektrik santral tarafından yeterli su bırakılmadığı takdirde şelalenin jeomorfolojik dengesini yapısının şelale ile birlikte şelalenin devamı niteliğinde olan Tortum Çayı'nın ekolojik dengesinin olumsuz etkileneceği anlaşıldığından, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı üzerine, suyun sürekli akıtılması için gerekli tedbirlerin alınması istemiyle Uzundere Kaymakamlığı'nca yapılan başvurunun reddi yolundaki dava konusu işlemde mevzuata ve üstün kamu yararına uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline oy birliği ile karar verilmiştir" VE DANIŞTAY ŞELALENİN SÜREKİ SU AKITIULMASINI ONADIDanıştay 6’ncı Daire Başkanı Bekir Aksoylu, Üye Banu Dilçin, Suna Türkoğlu, Tülin Özgenç ve Asuman Yet’in “1. derece doğal sit alanı olarak tescil edildiği tartışmasız olan Tortum Şelalesine, davalı kurulunca işletmekte olan hidroelektrik santral tarafından yeterli su bırakılmadığı takdirde şelalenin jeomorfolojik dengesini yapısının şelale ile birlikte şelalenin devamı niteliğinde olan Tortum Çayı'nın ekolojik dengesinin olumsuz etkileneceği anlaşıldığından, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı üzerine, suyun sürekli akıtılması için gerekli tedbirlerin alınması istemiyle Uzundere Kaymakamlığı'nca yapılan başvurunun reddi yolundaki dava konusu işlemde mevzuata ve üstün kamu yararına uyarlık bulunmamaktadır. Erzurum Birinci İdare Mahkemesinin 21.01.2010 günü ve 2010-54 sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. Maddesinin 1. Fıkrasında say olan bozma bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının oy birliği ile onamasına karar verilmiştir” BAŞKAN ÖZSOY,”SEVİNDİRİCİ KARAR’Uzundere’nin AK Partili Belediye Başkanı Halis Özsoy, kararın bölge halkı ve turizm hizmeti açısından sevindirici olduğunu belirtti. Başkan Özsoy,”Bölgenin turizm potansiyeli, alabalık işletmeciliği açısından çok büyük öneme sahip olan ve Dünya’nın üçüncü Şelalesi’nin 200 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kararı ile 1. Derecede doğal sit alanı olarak tescil edilmiştir. Bilirkişi ve mahkemenin yaptığı keşif sonucunda adil bir karar verilmiştir. Tortum Şelalesini gezmek için yurt dışından yoğun bir şekilde konaklama rezervasyonu alıyoruz. Bu da bölgenin kalkınmasına ve ekonomiye önemli derece de büyük katkı sağlamaktadır.”dedi.AVUKAT AVNİK,”EMSAL TEŞKİL EDEBİLECEK BİR KARAR’Davayı açan Çağlayan Köyü Muhtarı Osman Baykal'ın Erzurum Barosu Avukatlarından T. Haktan Avnik ise, "Kararı saygı ile karşılıyoruz. Bu karar Türkiye’de emsal teşkil edebilecek karardır." dedi.TORTUM ŞELALESİ Afrika'daki Zam bezi Nehri üzerindeki Vietorio Şelalesi’nin, 120 metre yükseklikle dünyanın en yüksek şelalesi, ABD’deki Erie Gölü ile Ontario Gölü Niagara Şelalesi’nin ise, 51 metre yükseklikle ikinci olduğu belirtilen Şelaleler Özel Koleksiyonu’nda, 48 metre yükseklikle dünyanın üçüncü yüksek şelalesinin ise, Uzundere ilçesindeki Tortum Şelalesi geliyor. Türkiye’nin Asya ve Avrupa kıtalarının en yüksek şelalesi olan Tortum Şelalesi, manzarasıyla insanın düş gücünü zorlar; özellikle ilkbahar aylarında görünüm usta bir yönetmenin bir filmi karesi gibi eşsizdir. İlçe toprakları Erzurum – Artvin yolu üzerinde dağlık ve derin vadilerle yayılmış bir arazi üzerindedir. Tortum ilçesi tabiat güzellikleri bakımından çok meşhurdur. Vadiler boyunca yer alan köyler meyve bahçeleri ve eşsiz güzelliklere sahiptir. İlin en kuzey ucunda yer alan Tortum Gölü ve şelalesi eşsiz tabii güzelliği ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeridir.Tortum Gölü , 1700'lü yılların ortalarında bugünkü Balıklı Köyü batısında bulunan bir dağın heyelan sonucu Tortum çayının önünü kapatmasıyla oluşmuş bir göldür. Tortum Şelalesi, Tortum Göl’ün Tev Vadisi ile gölün kuzey ucu arasındaki heyelan kütlesini aşarak dökülmesiyle oluşmaktadır. Tortum Gölü'nün döküldüğü akar yatağa yakın dirençli kireçtaşı katmanları üzerinden geçmekte ve 22 metrelik genişlikten, 48 metre yükseklikten düşmektedir. Düşen sular, üstte gökkuşağı, altta koca bir dev kazanı meydana getirmektedir.”