Mehmet Şener Yazdı...Sağlık Müdürü artık konuşmalı...Her ne kadar Sağlık Bakanlığı adına H1-N1 denilmesini istiyorsa da, halk başından beri, bu öldürücü illete "domuz gribi" dedi ve besbelli ki böyle de devam edecek.Aslında adı ne olursa olsun önemli değil; ister tıbbı ismi kullanılsın isterse halkın yakıştırdığı isim... Burada üzerinde durulması gereken nokta, salgının geldiği boyuttur. Gidişata da bakarsanız, ölü sayısı dokuzla sınırlı kalmayacak gibi...Adı üstünde salgın; tıpkı serseri kurşun gibi nerede, ne zaman kime vuracağı belli değil.Ölüm vakalarının yaşandığı şehirlere baktığınızda, birbirine uzak bölgeler karşınıza çıkıyor. İstanbul da var, Urfa da...Pasinler Kaymakamı Zekai Erdem vakasını saymazsanız, Erzurum şimdilik bu salgının etki alanında gözükmüyor. Ama hemen hemen bütün uzmanların üzerinde ittifak ettiği şekliyle, Erzurum bu hastalığın yayılması noktasında en riskli illerin başında geliyor. Çünkü grip virüsü, soğuğa bağlı daha hızlı yayılıyor ve tükenme etkisi de bir o kadar gecikiyor.Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bir iki hafta önce yaptığı ve basında çok geniş tartışmaya yol açan açıklamasında, muhtemel bir senaryodan söz etmiş ve buna göre, salgın yüzünden ülkemizde yüzlerce ölüm vakasının yaşanabileceğini, binlerce kişinin de salgın yüzünden hastanelerde tedavi görebileceğini söylemişti. Bazı çevreler bu olasılığı, sanki öyle olacakmış gibi anlayıp, günlerce Akdağ'a saldırmışlardı.Bugün gelinen nokta, korkarım ki Bakan Bey'i haklı çıkarmaktadır. Hoş inşallah senaryoda öngörüldüğü gibi, ölü sayısı yüzleri bulmaz; ama tam olarak nasıl bir sonla karşılaşacağımızı da kestirmek kolay değil.Baksanıza Ukrayna'da facia giderek büyüyor. Son bir hafta içerisinde salgın yüzünden hayatını kaybeden insan sayısı 70'i bulmuş. Türkiye de aynı risk haritası içerisinde olduğuna göre, felaketin boyutu konusunda iyimser bir tavır takınmak sanırım yanlış olacaktır.Bu yüzden gerek aşılama tedbiri, gerekse başka tedbirler büyük bir hızla ve toplumun genelini kapsayacak biçimde hayata geçirilmelidir.Erzurum özelinde ise, yetkililerin içerisinde bulunduğumuz duruma dair basın aracılığıyla kamuoyunu sık sık bilgilendirmesi gerekmekte… Aksi halde, vatandaş kulaktan dolma bilgileri gerçekmiş gibi kabul ediyor ve türlü senaryoların peşine takılıp gidiyor. Misal; Pasinler Kaymakamı Zekai Erdem olayında olduğu gibi...Şu ana kadar Kaymakam Bey'in domuz gribi olup olmadığına ilişkin resmi bir açıklama yapılmamasına rağmen, başta Pasinler halkı olmak üzere, Kaymakam Erdem'le bir şekilde yakın teması olan herkes tedirgin:"Hastalık acaba bana da bulaşmış mıdır, benden de aileme geçmiş midir?"Bu biçimde düşünün çok sayıda kişi, bilinçsiz bir şekilde test ve tahlil yaptırmanın derdine düşmüş vaziyette...Sağlık Müdürlüğü'nün bir an önce bu paniğin önüne geçmek için, net bir açıklama yapması icap eder.Domuz gribi vakası Erzurum'da var mı, yok mu? Salgın öyle bir hal alıyor ki, önceden çok güçlü tedbir almak mümkün olmayabiliyor. Her ne kadar Türkiye bu hususta süreci son derece başarılı biçimde götürüyor olsa da, sonuçta hastalık adres sormuyor.Erzurum'un risk altında olduğu tevil götürmez bir gerçek… Bu sebeple, Erzurum'da ilave önlemler alınmalıdır. Sokağın nabzı giderek hızlanıyor. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu da sarih biçimde belli olmadığı için, fısıltı gazetesi panik üstüne panik doğuruyor.Çocuğunu okula göndermeyen velilerden tutunuz da, kendisi dahi işe gitmeyen kimseler giderek artıyor.Artık bırakın sarılıp öpüşmeyi, insanlar neredeyse birbirleriyle konuşmaz noktaya gelmek üzere...Uzmanların bunca çabasına ve bilgilendirmesine karşın, ahalinin bir bölümü ilmi gerçeklerden uzak hareket etmeyi sürdürüyor.Sağlık Müdürü Serhat Vançelik, bugünden tezi yok halkın karşısına çıkarak, içerisinde bulunduğumuz durumu anlatmalı ve diken üzerinde olan insanları sakinleştirmelidir.Görünen o ki, bu panik havasının devam etmesi halinde, bir çok kimse grip salgınından olmasa da kalp sektesinden gidecek...İşte Recep Kapucu'nun yazısı...Erzurum’da suskunluk niye!..Erzurum’da domuz gribi senaryoları dilden dile dolaşıyor.Yok, efendin Cumhuriyet resepsiyonuna katılanların hepsi Domuz gribi olmuş.Yok, efendim Palan Otel çalışanlarından yoğun bakıma alınanlar varmış.Daha neler, neler.Gerçi, eğer Palan Otel’e katılanların tamamına, Domuz gribi bulaşmışsa bunun en büyük sorumlusu, resepsiyonun düzenleyenler ve otel yönetimidir. Nedeni burada yazmak istemiyorum.Yazarsam, büyük bir tartışmaya neden olurum.Yani Erzurum’da yine eski tas eski hamam.Olup biten karşısında suskunluk sürüyor.Gerçi Sağlık Müdürü Sayın Serhat Vançelik, arayan herkese cevap veriyor.Ama yeterli değil.Her açıklama, yazan tarafından farklı yorumlanıyor.Birilerinin düzenli olarak, basını ve toplumu bilgilendirmesi gerekli.Ben buna inanıyorum.Erzurum’da Domuz gribi hangi aşama da.Bu suskunluğun bozulması gerekeli.Toplumunda sürekli bilgilendirilmesi…