Erzurum Güncel-1960 yılında vefat eden Said Nursi'nin mezarının yeri bugüne dek çok tartışıldı. Kimileri denize atıldığını, kimileri yakıldığını söylüyordu. Başbakanlık arşivlerinden 53 yıl sonra ortaya çıkan belge bu tartışmalara son noktayı koydu. Said Nursi'nin mezarının Isparta Şehir Mezarlığı'nda olduğu ortaya çıktı.DENİZE ATILDIĞI İLERİ SÜRÜLMÜŞTÜTaraf'tan Arzu Yıldız'ın haberine göre, 23 Mart 1960’da Urfa’da vefat eden Said Nursi’nin mezar yerine ilişkin bilgilerin Başbakanlık arşivlerinde tutulduğu ortaya çıktı. Said Nursi’nin naaşı önce Urfa’da Halil-ur Rahman Dergâhı’na defnedildi, daha sonra 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren hükümet tarafından açıklanmayan bir yere nakledildi. Naaşın, Kıbrıs açıklarında denize atıldığı da ileri sürülmüştü.URFA'DAN AFYON'A GETİRİLDİBaşbakanlık arşivlerinde Said Nursi’nin mezar yerine ilişkin tüm kayıtlar muhafaza ediliyor. Başbakanlık kayıtlarına göre; Said Nursi’nin naaşı önce Urfa’dan Afyon’a getirildi. Daha sonra karayoluyla Isparta’ya nakledildi. Isparta’da önceden hazırlanan Şehir Mezarlığı’na defnedildi. Tutanaklara göre, naaşı Isparta Vali Yardımcısı teslim aldı, defin işlemleri sırasında da hazır bulundu. Vali Yardımcısı’nın yanı sıra, bir sağlık uzmanı ve iki jandarma komutanı da naaşın defnine katıldı. Mezarın nereye defnedildiğini, naaşı taşıyan aracın şoförü, defin işlemlerini yapan askerler, sağlık uzmanı ve valinin yanı sıra, dönemin Isparta Emniyet Müdürü ve bir kişi daha biliyordu. Bu bilgilere dayanarak hazırlanan tutanaklar, Başbakanlık arşivlerinde kilit altına alındı. Mezarın yeri ise bu tutanaklara göre, şehir mezarlığında, giriş kapısına çok yakın bir yerde bulunuyor. 20 sayfalık tutanaklarda; mezarın yeri kesin bir şekilde gösteriliyor.Cemaatin önde gelen isimlerinden Hüseyin Gülerce ise, mezarın yerini bilmediğini dile getirdi. Cemaate yakınlığıyla bilinen Yeni Asya gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz de, naaşın buradan da çıkarıldığını iddia ederek şöyle konuştu: “Isparta’ya getirilerek Isparta Şehir Mezarlığı’na defnedilmiş. Nursi’nin öğrencilerinden olan Bayram Yüksel’den öğrendiğim kadarıyla naaşı daha sonra öğrencileri tarafından tesadüf eseri bulunmuş. Yerinin kimse tarafından bilinmemesi için başka bir yere götürülmüş.”