Erzurum Güncel- Hürriyet gazetesi yazarı Deniz Zeyrek bugünkü köşesinde MHP referandum kararına dair AK Parti cephesinden kulis bilgileri aktardı.
Referandum sürecinin en büyük destekcisi Devlet Bahçeli'ye karşı AK Parti içinde bir vefa duygusunun olduğunu belirten Zeyrek, bir hükümet yetkilisinin anlattığı referandum sürecinde MHP ile işbirliği konusunda yaşanan sıkıntılara değindi. AK Parti yönetiminin de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Bahçeli'nin desteğinden memnun olduğunu anlatan Zeyrek, şunları yazdı;
ERDOĞAN BAHÇELİ'NİN DESTEĞİNDEN MEMNUN
MHP yönetimi, referandum sürecinde AK Parti’nin en büyük destekçisi... AK Parti yönetimi de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bu durumdan son derece memnun. Sürecin MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla başlaması, Bahçeli’nin ilk günden itibaren sözünün arkasında durması bile, AK Parti için başlı başına bir vefa meselesi... Son zamanlarda, hangi AK Partili ile konuşsam önce Bahçeli’ye duyulan bu vefa duygusunun altını çiziyor. Bahçeli’nin bir devlet adamı sorumluluğuyla hareket ettiğini vurguluyor.
MHP'YLE İŞBİRLİĞİ KONUSUNDA İKİ SIKINTI VAR
Ancak, övgü cümlelerinin hemen ardına bir ‘ama’ ekleniyor ve devamında da MHP ile kampanya sürecinin zorluklarına dikkat çekiliyor. Bir hükümet yetkilisine göre referandum sürecinde, MHP ile işbirliği konusunda iki sıkıntılı durum var.
MHP'NİN KENDİ İÇ MESELELERİ YÜZÜNDEN BEKLENTİ KARŞILANMADI
İlki, MHP’nin kendi iç meseleleri yüzünden sürecin arkasında bir bütün olarak duramaması. Öyle ki referandum süreci, MHP’de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra azalan yönetim-muhalefet kutuplaşmasını yeniden belirgin hale getirdi. MHP tabanından gelen ‘evet’ desteği de AK Parti’nin beklentilerini tam karşılamamış. AK Parti yönetim kurullarına sunulan son araştırmalarda, AK Parti kanadındaki kararsızların ‘evet’e dönmeye başladığı, ancak MHP’deki durumun aynı olmadığı anlatılıyormuş.
İKİ PARTİ POLİTİKASI ARASINDAKİ TEMEL FARK
İkincisi, AK Parti ile MHP politikaları arasındaki temel farkların belirginleşmesi. MHP ile ortak miting değil ama ortak söylem konusunda işbirliği yapacaklarını anlatan Başbakan Binali Yıldırım’ın Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Lideri Mesud Barzani’nin ziyaretinde ortaya çıkan ‘bayrak’ tartışmasıyla ilgili duruşu, MHP Lideri Bahçeli’nin tepkisi ile yan yana getirildiğinde bu fark net bir şekilde görülüyor. Bahçeli’nin bayrak meselesi üzerinden başlattığı tartışma AK Parti tabanında beklenenden fazla olumsuz etki yaratmış. Bunda, AK Parti tabanında, özellikle de genç kesimde son zamanlarda MHP söylemlerinin, sembollerinin ve milliyetçiliğin yoğun olarak kullanılması etkili olmuş.
MHP AK PARTİ'DEN BAĞIMSIZ SAHAYA ÇIKTI
MHP ise sahaya AK Parti’nin kendilerine nasıl baktığından bağımsız bir şekilde çıktı. 2 Mart günü, Hürriyet gazetesinde MHP’yi takip eden gazeteci arkadaşımız Umut Erdem’in yazdığı haberde MHP’nin Anayasa değişikliğine evet deme gerekçeleri şu 16 başlıkta sıralandı:
MHP'NİN EVET DEMESİNİN 17 GEREKÇESİ
1- Anayasa’da demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti olan Cumhuriyet vardır.
2- Bölünmez bir bütün olan Türk milletinin ilelebet bağımsız kalacağının teminatı vardır.
3- Devleti ve milletiyle bölünmez bir bütün olan üniter milli devletin garantisi vardır.
4- Millet ve devleti milli çıkarlar temelinde buluşturan, ülkenin teminatı MHP’nin silinmez mührü vardır.
5- Ancak Cumhuriyetimizin temel ilkeleriyle çatışma yoktur. İlk dört maddeyi değiştirmeye yönelik girişimler yoktur.
6- Anayasa’ya uymayan yöneticilerin sorumsuz kalması yoktur.
7- Keyfi yönetime cevaz verecek düzensizlik yoktur.
8- Yönetenlerin cezasız kalması yoktur.
9- Özerklik/federasyon yoktur.
10- Türkçeden başka dile resmiyet yoktur.
11- Türkçeden başka bir dilde eğitim yoktur.
12- Türk’ün anayasasından ‘Türk’ün adını çıkarma’ girişimi yoktur.
13- Türk milletinin içinden ayrı bir millet inşa etme girişimi yoktur.
14- Terör örgütüyle pazarlık, af, taviz yoktur.
15- Terörist başı bebek katiline özgürlük yoktur.
16- Paralel devlet yapılanmasına yer yoktur.
17- Cumhurbaşkanı halk iradesiyle seçildiğinden Anayasa’daki yetkilerini zorlamaya başladı, devletin tepesinde hukuksuzluk iddiaları ortaya çıktı ve sistem krize girdi. Bu nedenle Anayasa değişikliği şart.