Erzurum Güncel- BDP’nin Grup Başkan Vekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bölgede son 3 gün içerisinde yaşanan 3 olay ile ilgili duygularını, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden paylaştı. Kaplan, bugün farklı duygular içinde isyanda olduğunu, insanlığın bittiği, vicdanın sustuğu ve demokrasinin üç kare fotoğrafını yazacağını belirterek, şöyle dedi:"1-Hatice İdin, 54 yaşındaydı, Şırnaklı barış anası, seçim kutlamaları sırasında kitleye bomba atıldığında Şırnak Devlet Hastanesi’ndeydi. Polis, hastane acil servisine gaz bombası atınca fenalaştı. Batman’a hastaneye götürüldü. 18 gün sonra vefat etti. Seçim günü sandığa beyaz elbiseleri ile gitmiş, ülkeye barış gelsin demişti. Eşi Botaş kuyularında işkence görmüş Irak’a sığınmıştı. 2-Mazlum Erenci. TMK (Terörle Mücadele Kanunu) mağduru taş atan hapis yatan ceza alan bir çocuk. Dağa çıktı, Dersim’de (Tunceli) operasyonda yaşamını yitirdi. Cenazesini taş atan çocuklar taşıdı, onbinler uğurladı, duygu seli, öfke ruh hali vardı."3 FOTOĞRAF TÜRKİYE’NİN FELAKETİ DEĞİL Mİ?BDP’li Hasip Kaplan, "İnsanlığın bittiği, vicdanın sustuğu" diye nitelendirdiği 3’üncü kare fotoğrafı olarak dün Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde evlerinden birliklerine giderken uğradıkları saldırı sonucu şehit olan 2 uzman çavuşun fotoğrafı olduğunu belirterek, "Yüksekova’da yeni evli iki uzman çavuşun öldürülmesi. Kaldırımda resmi, yürek parçalayan üçüncü fotoğraf. Ölen ana, çocuk ve uzman çavuşlar hepsi bizim insanımız. Türkiye’nin krizi, acısı, sorunu değil mi? 3 fotoğraf Türkiye’nin felaketi değil mi? Türkiye’nin toplumsal barışın, demokrasimizin, meclisin, barışın, kardeşliğin, geleceğimizin, birlikte yaşamın en büyük üç fotoğrafı kriz değil mi?" diye sordu.YAŞAMI VERMEDİKLERİMİZE NE VEREBİLİRİZ?Meclis’in gündeminde ise, kriz, tutuklu milletvekilleri, yemin, ara seçim, tükürük, rest, tehdit, şike ve kabine olduğunu ve bu insanlarımızın unutulacağını söyleyen Kaplan, "Siyaset yönetebilme sanatı ise, insanlığın bittiği vicdanın sustuğu bu üç fotoğraf, parti grup çıkarları öne konularak, ülkenin sürüklendiği felaket karşısında kibirli, mağrur restlerin, çözümsüzlüğün ne kıymeti var. Kaybedilen her an, bir insanımızın yaşamını kaybetmesi demek değil mi? İnsanların, insanlığın, vatandaşların en temel hak ve hürriyeti başında "yaşamak hakkı" gelmiyor mu? Yaşamı vermediklerimize ne verebiliriz? İnsafın, vicdanın, adaletin, insanlığın sığınılacak limanına uğrayamayan, çözüm bulamayan siyasetin hepimiz sorumlusu değil miyiz?" dedi.MİLYONLARCA KEZ ÖZÜRÜ DİLİYORUMKaplan son olarak, "Siyasetçi-milletvekili olarak milyonlarca kez özür diliyorum. Gaz bombasıyla ölen ana, dağda ölen taş atan çocuk, ölen genç askerlerimizden. İnanıyorum ki cansız bedenleriniz üzerinden yükselecek insanlık feryadı, halk vicdanı bu kirli siyaseti, çıkmazı sona erdirecektir" diye yazdı.