MİT Erzurum'a belge gönderdi ama

Üç personeli Erzincan davasında yargılanan MİT tarihinde bir ilke imza atıp, bilgi isteyen avukata arşiv kayıtlarını sundu. MİT, ayrıca elemanlarının soruşturmasıyla ilgili Başbakanlık izni alınmadığını hatırlattı ve 'Erzincan davası dursun' dedi

Erzurum Güncel-Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir ve iki personeli, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın bu şehirde uygulandığı iddiasıyla yargılanan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), tarihindeki ilklerden birini yaptı ve arşivini açarak, davaya müdahil oldu. Üç personelinin tutuklanmasına gerekçe gösterilen ‘gizli tanık Erzincan’ın eski haber elemanları A.G. olduğunu açıklayan MİT, bu kişinin MİT kayıtlarındaki anlatımlarını davaya sundu. MİT’in görüşme kayıtlarına göre A.G., PKK hakkında bilgi vereceğini belirterek kurumla ilişki kurdu. Beş aylık görüşme trafiğinde A.G. MİT’e; Gülen Cemaati’nin Erzincan’da Başsavcı İlhan Cihaner tarafından yürütülen soruşturmayı emniyet kanalıyla öğrenerek şehri boşalttığını, cemaatin Polis Koleji sınavının sorularını önceden ele geçirdiğini, adliyeye kendi adamlarını yerleştirdiğini öne sürdü. MİT, yasaya göre Başbakanlık izniyle yargılanabilecekleri halde soruşturmada bu iznin alınmadığını, davanın durması ve izin alınması gerektiğini savundu. Ve MİT ayrıca, ‘Anayasal düzene karşı faaliyet yürüten her kişi ve grubun’ hedeflerinde olduğunu belirti. Avukat bilgi istemişti Erzincan’da tutuklu yargılanan MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir ile MİT personeli Sadri Barkın İnce ve Kıvılcım Üstel’in avukatı Sadullah Kara, 22 Mart 2010’da MİT’e yazı yazdı. Kara, savunma amaçlı olmak üzere, eski haber elemanı gizli tanık ‘Erzincan’ ile kayıtlarındaki bilgileri istedi. MİT’in yanıtı 14 Nisan’da geldi. MİT, ‘Bu davadaki hususlardan pek çoğunun aleniyet kazanmış olması nedeniyle’ kayıtlarındaki bilgileri açıklama kararı aldığını belirtti. Üç personelini savunan MİT, ‘gizli tanık Erzincan’ı ve eski Özel Yetkili Savcı Osman Şanal’ı suçladı. İddialar MİT’in savunması şöyle: İDDİA: A.G. 2008’in Kurban Bayramı’nda veya 2009’un ilk günlerinde MİT’le ilişki kurdu. YANIT: A.G., MİT’e 24 Mart 2009’da iki, 7 Nisan ve 13 Nisan’da birer e-postayla başvurup bilgi vereceğini söyledi. İlk görüşme 5 Mayıs’ta, ilk yüz yüze görüşme tarihi ise 8 Mayıs. İDDİA: MİT, A.G.’yi planın hayata geçirilmesi amacıyla kullandı. YANIT: Adı geçenle 5 Mayıs ve 10 Kasım arasında görüşüldü. Şahsın 25 Haziran ile 12 Ekim arasında tatil için Erzincan dışında olduğu düşünülürse aktif görüşülen süre üç ayı geçmez. İDDİA: MİT’çi Sadri Barkın İnce ile A.G.’nin 112 kez görüştüğüne dair telefon dökümü ve 7 Kasım tarihli teknik takip tutanağı bulunuyor. YANIT: Bu döküm ve tutanakta A.G. ve İnce’nin birkaç kelimelik konuşmaları var. Bu tespitlerde sadece A.G. ile görüşüldüğü ispatlanır. Ancak A.G.’nin beyanlarının detaylandırılması Müsteşarlığımız bilgisi dahilindedir. İDDİA: Eski Özel Yetkili Savcı Osman Şanal, ‘terör suçlarına ilişkin’ Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250. maddesi gereğince izinsiz soruşturma yapabileceğini, bu doğrultuda MİT’çilerle ilgili soruşturma için Başbakanlık’tan izne gerek duymadığını belirtiyor. YANIT: MİT Kanunu gereği, mensupların görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan ve görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunun suçlardan ötürü cezai takibat Başbakan iznine bağlıdır. Erzincan’da mensuplarımız aleyhine gerçekleştirilen uygulama ile ‘yazılı izin’ işletilmeksizin hükmün ihlal edildiği, bu nedenle öncelikle davanın durması ve dava şartının tamamlanmasına karar verilmesi gerek. İDDİA: Ülke içi ve yabancı ülkelere yönelik istihbarat toplama yetkilerini kötüye kullanmaktan çekinmeyip illegal olarak kişi/cemaat hakkında bilgi getirmesi talimatı verdikleri... YANIT: Görevimiz yalnızca yabancı ülkelere yönelik istihbarat toplamakla sınırlı olmayıp Anayasal düzene karşı faaliyet yürüten her şahıs ve grup, MİT’in görev alanındadır. İDDİA: MİT, Yüzbaşı Yıldırım Öz’ün ordudan ihracını sağlamak için komplo kurmaya çalıştı. YANIT: Bu kişi, 3. Ordu’da görevli Tabip Üsteğmen Yıldırım Öz’dür. ‘İrticai faaliyetlerine ilişkin bilgi talebi’ Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 24 Şubat 2009’da yapılmış olup fotoğrafı da ulaşmıştır. Bu çalışma, Müşteşarlığımızın görevleri kapsamındadır, bunun ötesinde amaç söz konusu değildir. Cemaat, soruşturmayı polisten öğrenmiş MİT, bu yazının ekinde, gizli tanık ‘Erzincan’ ile aynı kişi olduğu iddia edilen A.G. ile ilgili görüşmelerin içeriği mahkemeye gönderirken, ‘Gizli’ ve ‘Çok Gizli’ gizlilik derecesindeki görüşmelere dair içeriklerin de istenirse verilebileceğini kaydetti. MİT’e göre A.G. ile MİT arasında mayısta altı, haziranda üç, temmuzda bir, ekimde altı, kasımda üç; toplamda 19 görüşme gerçekleştirildi. Son görüşme, 10 Kasım’daydı. Bu görüşmeler sonrası A.G.’ye dört seferde 1250 TL ödendi. 24 Mart 2009: A.G., MİT’in internet sitesine iki e-posta yolladı. Bu postalarda ‘terör örgütü lehine bir grup’ hakkında bilgi vereceğini söyledi. MİT yanıt vermedi. A.G., 7 Nisan ve 13 Nisan’da iki e-posta daha attı. 5 Mayıs 2009: MİT, A.G. hakkında ‘müspet kanaate’ varması üzerine ‘beyanlarının detaylandırılması için görüşülmesi’ talimatı verdi. Bu görüşmede MİT’çiler A.G.’nin anlatımlarını şöyle not etti: “İki yıl Dicle Üniversitesi’nde okuduğu, devlet yurdunda kaldığını, yurt kontrolünün PKK yanlısı öğrencilerde olduğu, 2008’de Erzincan’a geldiği, ailesinin Adıyaman Besni’de ikamet ettiği, Kürt olduğu, çok sayıda PKK yanlısı öğrenciyle tanıştığı...” “Yurt müdürünün kendisini Gülen grubunun öğrenci evine yönlendirdiği, Nisan 2009’dan itibaren gruba ait evde kaldığı...” 12 Mayıs: “Evlerine hafta sonu erler ve muvazzaf subay/astsubayların geldiğini, grubun emniyet, ordu ve Adalet Bakanlığı’nda görev almalarının önemli olduğunu...” 14 Mayıs: “Gülen Grubu’nun Erzincan Emniyeti’nde görevli tanıdıkları vasıtasıyla savcılıkça cemaate yönelik operasyon duyumu aldığını, Mayıs 2009 ikinci haftasında cemaatin ev sorumlularının şehir dışına çıkması ve evlerde dergi, CD ve kitap vb. dokümanların çıkarılması talimatı verildiğini...” “Ayrıca A.G., Kurdoğlu mensubu şahıslarla katıldığı Bayburt gezisinde cep telefonuyla çektiği, cemaatten Askeri Tabip Yıldırım’a ait fotoğrafı tarafımıza iletmiştir.” Yüzbaşının fotoğrafı 15 Mayıs: “Kara Kuvvetleri’nce bilgi talebinde bulunulan Yıldırım’ın fotoğrafı A.G.’ye gösterilmiş olup şahıs Kurdoğlu’na ait evde kalan şahısla aynı kişi olarak teşhis etti.” 21 Mayıs: “Kurdoğlu adına Mayıs 2009’da Diyarbakır’da eğitim programı gerçekleştireceğini, iştirak edenlerin genelde gruptaki askerlerden oluştuğunu ifade ettiği...” 26 Mayıs: ”Programın gruba ait evde olacağını, evde Kara Kuvvetleri personelinin ikamet ettiğini, eğitime Hava Kuvvetleri’ndeki mensupların da katılacağını...” Askerlerden dini eğitim 11 Haziran: “Programa Hava Kuvvetleri’ne bağlı mensupların katıldığını, yaklaşık 50 kişinin iştirak ettiğini, çoğunluğunu astsubayların oluşturduğunu...” “Besni’ye gittiğini, Gülen Grubu’nun Besni sorumlusu Salih kod A.’nın kendisine, ‘Polis Akademisi sınavına katılacak cemaat mensupları için soruları temin ettiğini, soruların gruptaki Emniyet’te görevli A. vasıtasıyla temin edildiğini’. A.’nın kardeşi olan ve Ankara’da görevli Hava Astsubay Y. aracılığıyla Besni’ye ulaştırıldığını...” Kolej soruları “‘Haziran 2009’da Besni Adliyesi için açılacak zabit katipliği sınavının gruptakilerin kazanması kazanması için girişimde bulunduğu’ hususlarını aktarmıştır.” 10 Ekim: “Gülen’in faaliyetlerinde kendisine görev verileceğini, ilk görevinin A.’ya bağlı Adıyaman Besni Bölge Ağabeyi olduğunu...” “A.’nın 11 Eylül’de arayarak dersaneye çağırdığını, dersanede çanta içerisinde 13 Eylül’de yapılacak polis Koleji sorularının bulunduğunu, soruları öğrencilere çözdürdükten sonra evin önünde yakmak suretiyle imha etmesi gerektiğini belirttiği...” 15 Ekim: “Sınav sorularının tarafımıza iletememesinin nedeni sorulunca, zaman darlığı ve cemaatin sıkı önlemleri nedeniyle korktuğu için soruları alamadığını...” “Zabıt katipliği ve infaz koruma memur alımlarında cemaat mensubu şahısların işe alınmalarını sağlamak için 15 Kasım’da Besni’ye giderek cemaat mensubu hakim ve diğer personelle görüşeceği...” 26 Ekim: “Otlukbeli Koleji ağabeyi A.’nın 23 Ekim’de kendisini çağırıp ... Dersanesi Şubesi’ne gitmesi gerektiğini belirtmesi üzerine 15.00’te dersaneye gittiğini, daha önce hiç görmediği bir şahısla baş başa görüştüklerini, şahsın Çiçek’e ait olduğu iddia edilen belgeyle ilgili sorular sorduğunu...” MAHKEME 'CİHANER İLE ÇİÇEK BİRLEŞSİN ' DEDİ Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile 3. Ordu Konutanı Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında bulunduğu 14 sanıklı dava dosyası, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Erzincan'daki 'silahlı terör örgütü' davasında, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Taner Aksakal'ın, dava dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Kurmay Albay Dursun Çiçek'in de yargılandığı, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davası ile birleştirilmesine ilişkin talebi, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Mahkeme heyeti, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davayla Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu gerekçe göstererek söz konusu davaların birleştirilmesine oy çokluğuyla karar verdi. Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Erzincan'daki 'Silahlı Terör Örgütü' davasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davası ile birleştirilmesine oy çokluğu ile karar verildiğini açıkladı. Karatay, gerekçeli kararda ise Erzurum'daki dava ile hukuki ve fiili bağ bulunduğunu gösterdi. Mahkeme heyeti sanık ve sanık vekillerinin taleplerinin de İstanbul'daki 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi yönünde karar verdi. Bu arada tutuklu sanıkların delilleri karartma ve kuvvetli suç şüphesi sebebiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. KARŞI OY Duruşmada üye hakim Ali Kaya'nın ise karşı oy kullandığı açıklandı. Kaya, söz konusu dosyaların birleştirilmesi hususunun Yargıtay'da çözülmesi gerektiğini belirtti. Kaya ayrıca tutuklu sanıklar Erzincan İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu, Astsubay Şenol Bozkurt, MİT personelleri Kıvılcım Üstel ile Sadri Barkın İnce'nin tutukluluk hallerinin, adli kontrol uygulanmak suretiyle kaldırılması, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili ise Cihaner'in yargılanmasının Yargıtay tarafından yapılması gerektiği kanaatinde olduğunu ifade etti. Kaya ayrıca daha önce dava dosyasının CMK kapsamında yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği ve yetkisizlik kararı verilerek dosyanın geri gönderilmesinin de dikkate alınarak iddia makamının söz konusu iki dava dosyasının birleştirilmesi ile ilgili talebin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesin'den muvafakatı istenmesi ile değerlendirilebileceğini söyledi. "DOSYA İSTANBUL'A KAÇIRILDI" Bu arada ara kararın açıklanmasının ardından tutuklu sanık İlhan Cihaner'in avukatlarından Asım Kılıç, adliye sarayı önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Dava dosyasının İstanbul'a gönderilmesi kararını eleştiren Kılıç, ''Dosya yine dipsiz kuyu İstanbul'a kaçırılmıştır. Dosyanın İstanbul'a gönderilme kararı hiçbir şekilde hukuka uygun karar değildir. Yani okumadığınız iddianame ile ilgili nasıl birleştirme kararı verilebilir'' dedi. Kılıç, gazetecilerin sorusu üzerine de bu karara ilişkin gerekli itirazlarda bulunacaklarını, gerekirse AİHM'e gideceklerini belirtti. Radikal

Genel Haberleri

Kimliğiniz, adresiniz, telefonunuz... 200 liraya satılıyor olabilir!
MasterChef Beyza gözyaşları içinde şiddete uğradığını açıkladı! 'Yüzüm yanınca...'
ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu