Erzurum Güncel- Gürses’le bir gün bile ayrılmadıklarını ifade eden Nur, eşinin ölümünden sonra çok yalnız kaldığını söyledi.
Muhterem Nur, “Hayranları çok arıyor. Ama sanat dünyasından kimse aramıyor. Her şey Müslüm Gürses vefat edene kadarmış.” dedi.
Şu kapıdan çıkıp gelse ona ne söylemek ister Muhterem Nur?
“Beni neden yalnız bıraktın?”diye sorardım. Benim her şeyim oymuş.
Müslüm Gürses ile nasıl tanıştınız?
Malatya’da organizasyon vardı, oraya gittim. Müslüm Gürses dediklerinde çok kısa boylu bir adam sanmıştım. O kadar uzun boylu olduğunu düşünmemiştim. Çok kibar davrandı, “hoş geldiniz” dedi. “Yalan dünya” isimli şarkı benim repertuarımdaydı. Beniikaz etti, “bu şarkıyı sen okuma, ben okuyacağım” diye. Dinlemedim okudum. Sonra yolumu kesti. Ben de “Şarkının sahibi sen misin? Serseri” dedim. O da bana bir tane patlattı. O tokat ile beraber hayatımın mutluluğu patladı. Samsun’a giderken yolda Müslüm Gürses’e bir şeyler hissetmeye başladım. Yolda araba bozuldu. Çok yüksek bir tepede dağların üzerinde. Gökyüzü de karanlık ve yıldızlarla doluydu. O da siyah pantolon giymiş, beyaz gömleği hafif rüzgâr esince bir baktım ki, beyaz gömlekli, tiril tiril upuzun boylu biri. İşte o an bir sıcaklık hissettim ona karşı. Yanına gittim. Müslüm de yıldızlara bakıyordu, çok romantikti. İşte orada romantik bir arkadaşlığa girdik, her zaman görüştük...
Nasıl bir insandı?
Eşi bulunmaz, çok saygılı. Beni dolu dolu seven ve saygı duyan biriydi. Konserlerinde hep “Muhterem Hanım’a buradan selam olsun” derdi.Evde Muhterem’cim, dışarıda Muhterem Hanım diye hitap ederdi.
En son ne zaman gördünüz?
Yoğun bakımda yatarken onu görmek istedim. Menajeri giremezsin dedi. “Ya ben Müslüm’ü görürüm ya da bu hastaneyi ayağa kaldırırım” dedim. Sonra bir şekilde odasına girdim. Şoke oldum. Gözleri açık tavana bakıyor ama kendinde değildi. Serum şişesi yoktu. Doktor “Bana bir şey sormayın, yaşayacak mı dersiniz Allah bilir, ölecek mi dersiniz onu da Allah bilir” dedi.
Sanat dünyasından vefasızlık gördünüz mü?
Hayranları çok arıyor. Her pazar mezarlığa ziyarete gidiyorlar. En az 15- 20 kişi oluyor kabrin başında. Ama sanat dünyasından hiç kimse aramıyor. Hatır sormaya bile korkuyorlar. Her şey Müslüm Gürses vefat edene kadarmış. Çünkü Müslüm’den para kazanıyorlardı. Gelirleri, çıkarları vardı, neden arasınlar ki beni şimdi?
Sizin için Müslüm Gürses’i yönlendiriyor diyorlar doğru mu?
Müslüm ne isterse beni ön plana çıkartıyordu. Mesela, bir işten 10 lira alınacak. Kendisi 15 lira istiyor. Beni 5 liraya da kandırırlar. Ama Müslüm derdi ki bu kadar isteyeceksin, bundan aşağı inmeyeceksin. Ben de onun istediğini söylerdim. Karşımdakiler de bana düşman oluyordu, kızıyorlardı. Aslında Müslüm perde arkasıydı.
Hiç kavga ettiniz mi?
Ben onun sinirli olduğunu biliyordum. O isyan ettiği zaman biliyordum ki 2 dakika sonra değişecek. Anlayışlıydım, susuyordum. Ben de sinirli olduğum zaman o susuyordu. Yoksa 33 sene böyle geçer mi hiç?