Erzurum Güncel- Mehmet Ali Şahin, Karabük’ün Safranbolu ilçesinde partisinin düğün salonunda düzenlediği danışma meclisi toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda 2 partili bir yapıya doğru süratle gittiğini belirten Şahin, "Çünkü halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı ve bunun arkasından gelecek olan başkanlık tartışmaları Türkiye’yi ister istemez 2 partili yapıya doğru götürecek. Partilerden biri belli; Ak Parti. Diğeri kim olacak acaba? CHP’mi, MHP’mi olur. Onu bilemem, kendileri bilir. Ama 2 partili bir yapıya doğru gidiyoruz. Kendi aralarında ne kadar oy geçirgenliği sağlarlarsa sağlasınlar. Bu Türkiye’nin önümüzde yaşayacağımız olan siyasi bir tablosudur. Çünkü yarı başkanlık veya başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde 2 güçlü parti vardır. Türkiye’de de önümüzdeki yıllarda böyle bir noktaya doğru süratle gideceğiz. O nedenle CHP ve MHP’nin birbirini desteklemesi filan bunlardan rahatsız değiliz. Bu eşyanın tabiatına aykırı değil, hatta uygun bir gelişmedir. Ama hangisi hangisinin içersinde erir bunu önümüzdeki dönemde hep birlikte göreceğiz" dedi. SEÇİMKOLİK Mİ OLDUK Cumhurbaşkanlığı seçimine 70 günden daha az bir zaman kaldığını söyleyen Şahin şunları söyledi: "30 Mart, 1 Haziran, 10 Ağustos ve 10 ay sonrada Milletvekilliği genel seçimi. ’Seçimkolik mi olduk’ diye sorabilirsiniz. Seçimden seçime koşuyoruz. Eğer bir ülkede sandık varsa ortada, sonucu sandık tayin ediyorsa orada demokrasi var demektir, rejim çalışıyor demektir, demokrasi görevini icra ediyor demektir. O nedenle hiç endişeye mahal yok. 2019’da zaten aynı yıl 3 seçim birlikte yapılacak şu an anayasa değişmediği sürece. Belediye, Cumhurbaşkanlığı, Milletvekilliği genel seçimi de 2015’ten sonra 2019’da olacak. Yani 1 sene içersinde tüm seçimler yapılınca diğer yıllar siyasi işler açısından bir sorun teşkil etmeyecek. Ama anayasa gereği biz bu seçimleri yapmak zorundayız." TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ YERLEŞMİŞTİR Cumhurbaşkanlığı seçimini Türkiye’nin kazasız belasız atlatacağını vurgulayan Şahin, ”Birileri yine ortalığı germeye çalışıyor. Gezi eylemlerinin yıldönümünde germeye çalıştılar. Ama halk bunlara destek vermedi ve bir günde sönüp gittiler. Çünkü karşılarında dirayetli bir yönetim var. Onların niçin bu eylemleri yaptığını bilen ve buna göre tedbir alan bir hükümet ve bir başbakan var. Türkiye’yi karıştırarak, ekonomik bir sıkıntı meydana getirerek ve Türkiye’nin yönetilemez hale gelmesini sağlayarak güya hükümeti sandık dışı yollarla uzaklaştırmayı denediler, ama başaramadılar. Bundan sonrada başaramayacaklar. Çünkü milletimiz demokrasiye sahip çıkıyor. ’Biz sandıkla iktidarı getiririz beğenmezsek götürürüz’ diyor. Dolayısıyla Türkiye’de demokrasi yerleşmiştir." HALKIMIZ BAŞBAKANIMIZIN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASINI ARZU EDİYOR Şahin, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olup olmayacağı konusunda ortaya bir irade koymadığını ifade ederek, şunları söyledi: "Ancak bir takım istişareler yapıldı ve oradan çıkan sonuç büyük bir ekseriyetle sayın genel başkanımızın cumhurbaşkanlığına aday olması arzu ediliyor. Genel merkezimiz oy verecek vatandaşların ne düşündüğü konusunda bir takım kamuoyu yoklamaları yapıyor. Buradan gelen sonuçlarda değerlendiriliyor. Doğrusu bana böyle bir sonuç gelmedi ama gayri resmi almış olduğum bilgiye göre halkımızın çok önemli bir bölümüde başbakanımızın cumhurbaşkanı adayı olmasını arzu ettiklerini ifade ediyorlar. Ama karar kendisinindir. Eğer kendisi Cumhurbaşkanı adayı olmayı arzu ederse, biz Ak Parti camiası olarak Cumhurbaşkanı seçilmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ve inanıyorum ki büyük bir oy oranıyla ilk turda Çankaya Köşkü’ndeki o makama oturtacağız. Çankaya’da cumhurbaşkanı olarak kimin oturacağı önemli, onun kadar önemli bir şey daha var. Partimizin bundan sonra nerede bulunacağı, gücünü koruyarak hatta artırarak nasıl yoluna devam edeceği keyfiyeti de Çankaya’da kimin oturacağı kadar önemli hatta ondan daha önemli. Çünkü, Başbakanımız, Cumhurbaşkanı seçildiğinde şu anki Anayasa’da yazılı mevcut yetkilerle cumhurbaşkanı olmak durumundadır. Anayasanın 101 ve 102 maddeleri Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili düzenleme içerir. Görevleri yazılmıştır. Ancak halkın seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı mutlaka yazılı olanların ötesinde birde bir takım sorumluluklarda üstlenebilmelidir. Bunun yolu gelişmiş demokrasilerde başkanlık ve yarı başkanlık sistemidir. Bizim Anayasamız diyor ki, ’Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir.’ Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildiği an Ak Parti ile ilişiği kesilecektir.” 'MUTLAKA TÜRKİYE BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇMEK DURUMDA'Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi halinde şimdiki Cumhurbaşkanı yetkilerini kullanacağını şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ünde bu yetkilerini kullanarak çok iyi bir yönetim sergilediğini, duruşuyla, tavırlarıyla, icraatlarıyla Türkiye’yi rahatlattığını ve Cumhurbaşkanlığı’nın hakkını layıkıyla yerine getirdiğini söyleyen Şahin, "Aday olup seçilmesi halinde Gül kadar hatta ondan daha fazla Cumhurbaşkanı performansı ortaya koyacağına inanıyorum. Ama bu kafi değil. Mutlaka Türkiye başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçmek durumunda. Bu bizim Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra çokça konuşacağımız bir sorundur. Sorun olduğu kadar hepimizi ilgilendiren Anayasal bir problemdir" dedi. ÇANKAYA’DA ERDOĞAN, BAŞBAKANLIKTA GÜL Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından mutlaka yeni bir Anayasa’nın yapılması gerektiğini ve bu yeni Anayasa’ya içersinde başkanlık yada yarı başkanlığın monte edilmesinin doğru olacağını işaret eden Şahin, şöyle devam etti: "Biz meclise Anayasa’yı referandumla da olsa değiştirecek bir sayıyla girdiğimiz takdirde Anayasa’yı değiştirerek başkanlık sistemine geçmek durumundayız. Cumhurbaşkanlığı’na aday olur ve seçilirse Recep Tayyip Erdoğan’ın orada ki konumu Türkiye’ye hizmet bakımından daha büyük önem arz ediyor. Onu sadece kararname imzalayan sadece yabancı büyükelçileri kabul eden ve bir takım atamaları yapan bir kişi konumundan Türkiye’nin yönetiminde fiilen içinde bulunarak sevk ve idare eden bir konuma getirmek durumundayız. Amerika’da tam, Fransa’da yarı başkanlık sitemi uygulanıyor. Bizim 2015 seçimlerinde ki en önemli hedeflerimizden biri güçlü bir şekilde parlamento da Ak Parti olarak yer almaktır. O nedenle böyle bir sonuç alabilmemiz için mutlaka partimizin başında bulunacak olan kişinin şahsiyeti de önem arz etmektedir. Bunu kendi aramızda konuşuyoruz. Mutlaka Başbakanımız, Abdullah Gül beyle de görüşüyordur. Benim kişisel düşüncem, bunu dar çerçeveli toplantılarda da ifade ettim şimdide etmekte bir sakınca görmüyorum. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ki bu partiyi birlikte kurduk. Eğer Tayyip Erdoğan aday olur ve Cumhurbaşkanı seçilirse partiye yeniden geri dönmesi ve genel başkanlığına gelmesi ve 2015 seçimlerinde Ak Parti iktidarının Başbakanı olması isteğimdir. Benim gönlümden geçen düşüncedir bu. Çankaya’da Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlıkta Abdullah Gül." 'BEN HADDİİMİ BİLİRİM'Salondan ’sen varsın’ diye yükselen bir sese Şahin "Ben haddimi bilirim" diyerek şöyle cevap verdi: "Biz Ak Partililer olarak hiç bir zaman göreve talip olmamışızdır. Görev bize verilmiştir biz elimizden geldiği kadar gayretle yerine getirmeye çalışmışızdır. Sayın Başbakanımızda aynı düşüncede ve zihniyettedir Abdullah Gül’de. Teşkilatımız tabanımız tarafından kendisine bu arzumuz izah edildiğinde görevden kaçacağı kanaatinde değilim. O nedenle hiç kimse umutsuzluğa düşmesin Ak Parti 2023 yılına kadar Türkiye’nin sorumluluğunu üstlenecek ve 2023 yılına taşıyacaktır Allah’ın izniyle.” ’Ben Cumhurbaşkanı adayıyım’ diyen herkesin aday olamayacağını bunun bazı gerekliliklerinin bulunduğunu vurgulayan Şahin, "Yüksek Seçim kurulu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili bir genelge hazırladı. Siyasi partiler miting düzenleyecek, Cumhurbaşkanı adayları gelip konuşacak. Yani artık Cumhurbaşkanı adayları partili. Türkiye partili Cumhurbaşkanı dönemine zaten fiilen geçmiş olacak. Anayasa’da bulunan ’Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir’ maddesinin hükmü kalmayacak. Dolayısıyla biz Anayasa’yı mutlaka değiştirmek zorundayız" dedi. ERDOĞAN GÜÇLÜ ADAY KARİZMATİK LİDER Muhalefete de yüklenen Mehmet Ali Şahin, Onların kimi Cumhurbaşkanı adayı gösterecekleri ile ilgilenmediklerini, ancak onların kendi adayları yada gösterme ihtimali olan adayla ilgilendiklerini ifade etti. Şahin, şöyle konuştu: "Aman Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olmasın. Neden? 101 maddedeki şartlarını taşımıyor mu? Neden karşı çıkıyorsunuz? Sizde çıkarın. Eğer Tayyip Erdoğan aday olacaksa ondan daha fazla oy alabileceğine inandığınız birini çıkartırsınız yarışırlar halk kime oy verirse o Cumhurbaşkanı olur. Neden aday ihtimali olan kişileri daha adaylığını açıklamadan yıpratmaya çalışıyorsunuz. Meyvesiz ağaç taşlanmaz. Çünkü Erdoğan güçlü bir aday, karizmatik bir lider, dünyada tanınan Türkiye’de halkın sevdiği dik duran ipi göğüsleyeceğine inanan bir lider. Muhalefet partileri bu nedenle kendisinden çekiniyor ve yıpratma yoluna gidiyor. 17 ve 24 Aralık Yargı Darbe planlarının arkasındaki buydu. Ama başaramadılar." Vatan